Izel sustu. Suskun kalması evet demekti.

İşi bittiğinde Aaliyah' ın başı neredeyse kel gibiydi. Eskiden sahip olduğu uzun ve dalgalı saçlarını düşünürken şimdi çok çirkin olduğunu fark ediyordu. Çirkindi ve bir kızdan en uzak görünüme sahipti. Izel bunun güvenli olduğunu anlatmıştı ona. Aaliyah şikayet etmemeli ve Izel ne yapıyorsa kabul etmeliymiş. Aaliyah şikayet etmedi ve Izel ne yapıyorsa kabul etti.

Daha sonra odaya girerken elinden yatağa fırlattığı kıyafetleri göstermişti. "Giy bunları. Sonra yemek için içeri gel. Bugün yola çıkıyoruz."

"Nereye gideceğiz?"

"Güneye doğru."

Güney onlar için ne kadar güvenliydi? Aklındaki soru buydu fakat çekinip sormaya cesaret edemedi. Izel de çoktan odadan çıkmıştı zaten.

Dediği gibi bıraktığı kıyafetleri giydi. Yünlü bir pantolon, yünlü bir gömlek ve üzerine keten bir yelek. Hepsi eski ve kokuyordu. Omuzlarına taktığı pelerinin kokusu ise hepsinden kötüydü. Yine de şikayet etmemeliydi. Elindekilerle yetinmeyi öğrenmesi gerekiyordu ve şimdi elinde olan bunlardı.

Giyindikten sonra küçük odadan çıkıp karşısına çıkan masanın sandalyesine oturdu. Ozzy ve Izel çoktan yemeklerine başlamıştı. Bugünkü yemekleri soğan yahnisiydi. Şikayet etmemeliydi fakat Izel hayatında gördüğü en kötü aşçıydı. Yemeklerini yemesinin tek sebebi aç uyumamaktı doğrusu.

Nefes almadan -kokusunu duymamak yemeği daha yenilebilir kılıyordu- yahnisinden biraz yedi. Bu sırada gözleri karşısında oturan çocuğa kaymıştı. Ozzy. Onunla şimdiye dek hiç konuşmamışlardı. Çocuğun ses tonunu bile bilmiyordu Aaliyah. Tuhaf.

"Kuzey eskisi gibi değil." dedi Izel. "Yolumuza çıkacaklar. Ve yolumuza çıktıklarında bize ne yapacaklarını tanrı bilir. Dikkatli olmak zorundayız. Birisi bizden birini öldürmek istiyorsa birlikte o kişiyi öldürecek ya da birlikte öleceğiz. Anladınız mı?"

"Ya iyi bir niyetle karşımıza çıkarlarsa?"

Shawn iyilikten bahsederdi her zaman. Tüm insanlar kötü olamaz, Aaliyah buna inanmıyordu. Fakat Izel, bu sözler üzerine öfke dolu mavi gözlerini Aaliyah' a çevirmişti. 

"Buradaki kimse iyi niyetli değil Akira. Ya yılanı tekrar bacaklarının arasında bulur ya da ölürsün. Yaşamak istiyorsan kimseye güvenme ve benim dediklerimi yap."

"Hiçbir yer güvenli değil." diyen Ozzy ilk kez sessizliğini bozmuştu. "Güneyde ne yapacağız?"

"Güney, kuzeyden daha güvenli. Akira küçük köylerden birinde oraya kolayca uyum sağlayabilir. Tabi biz de aynı şekilde."

"Ejderha kralı beni tanıyor. Belki ona ulaşırsak-"

"Ejderhalar düştü." dedi Izel. "Obsidiyen tahtta Styles aslanı oturuyor."

Tanrı neden bütün umutlarını tek tek yok ediyordu?

Yaser Malik' in ne kadar iyi bir kral olduğunu hatırlıyordu. Belki yapılan bu barış uğruna kendisine yardım edebileceğini düşünmüştü ama onlar da öldürülmüştü muhtelemen.

"Onlar güçlüydü." diye mırıldanırken sesindeki hayal kırıklığı fark edilebilirdi.

"Onların gücü sadece ejderhalardan geliyordu. Ejderhalar öldürülünce sıradan insanlara dönüştüler ve güçlü olan da tahtı aldı."

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now