BÖLÜM:26 "ACIMIN ACISI"

Start from the beginning
                                    

Bir çikolatayı ağzıma attığımda, tadı öbür çikolatalardan biraz farklı olasa da bu detayı önemsemeden, bir kaç tane daha çikolatayı ağzıma peş peşe gönderdim.

Başım dönerken, aklımın bulandığını hissetmeye başlamıştım. "Eflal?" Atıl'ın sesi uzaktan gelirken, nerede olduğuna bakmak istemiş fakat başımın dönmesinden dolayı onu görememiştim. "Bütün çikolataları yedin mi sen?"

"Aman be!" Dedim aniden. Sesimin gür çıktığını duydum ve Atıl'ı yanımda hissetsemde etraf fazla bulanıktı. "Senin çikolatalarına mı kaldık. İstemiyoruz."

"Bir paketi bitirmişsin yavrum sen." Dedi kızarak. "Bu kaç?"

Eli ile işaret yaptığında gözlerimi ellerine çevirip odaklanmaya çalıştım. "Altı mı lan o?"

"Bir elimde beş parmak var gerizekalı."

"Mutant geçirmiş serseri ha?" Dedim gülerek. "Benim serserim." Ellerimi kedi tırmalar gibi yaptım ve dudaklarımı büzüştürerek ona öpücük gönderdim.

"Tuvalete yürü."

"Kendi çişini kendin yapacak kadar büyüdün," dedim ve yüzümü büzüştürdüm. "Ve o şeyini görmek istemiyorum."

Atıl'ın kahkahası kulaklarıma değdi. Güzel bir melodinin saklanan notaları gibiydi. "Sen çok fenasın. Bir gün o da ol.."

"Sapık!" Diye cırladım aniden. "Hadi naş uza git. Yalnız bırak beni bir be."

"Bu halinden faydalanmamam için bir sebep söyle," dediğinde yüzü dudaklarıma yakınlaştı. "Sadece bir."

"Sebep?" Dedim ve ardından kahkaha attım. "Anladın mı lan sırık? Hani sen bir sebep söyle dedin bende bir kere sebep dedim."

Dudaklarıma yaklaştığında ağzım biraz açılmıştı fakat Atıl saniyeler içerisinde açılan ağzımla hiç ilgilenmeyerek beni kucağına aldı. "Başımın belasısın sen. Neyse ki sana sabredecek kadar sabrım var."

Başımı onun kucağındayken geriye doğru attım ve elimle yanağını sıktım. "Başının belasımıymışım ben? Hanimiş Atılcık."

"Sarhoşken güzelsin."

Bir an beynim dondu. Eksi derecelere doğru inip çıkmıştım aniden. "Ne sarhoşu be. Patlıcan gibiyim ben."

"Yediğin çikolatar, likörlü. Bir nevi içki içmiş gibisin." Dediğinde saçı yüzüme değdi. "Bu halini de görmüş olduk. Seni pis çikolata canavarı."

"Canavarım ben. Kork benden!" Diye bağırdığımda gözünü bile kırpmadan bana bakıyordu. "Korksana oğlum."

Atıl cevap vermedi. Ben saniyeler içerisinde onun kucağından kalkıp ayaklarım zemine basarken, bir an içimde ürperti olsada sabit durmayı başarmıştım. Aniden yüzüme atılan su ile kaşlarım çatılırken, sinirlenmiştim.

"Bakma bana öyle. Ne yediğini bileceksin."

"Sen varya.." cümlemin devamı gelmeden Atıl kafamdan aşağıya su boşalttığında, etrafa boş gözlerle bakıp kirpiklerimin ucuna kadar gelen su damlarını kırpıştırdım. Soğuk su tenimi dondurmuş ve titretmişti.

"Çikolataların arkasında her zaman içerik yazar," dedi Atıl dalga geçer bir şekilde. "Onları bu saatten sonra muhakkak oku."

"Pislik herif."

"Duyamadım?" Dediğinde aynadan bana muzipçe baktı. Elinde salladığı soğuk su kovası ile beni tehdit ederken, içimden ona saydırmak istedim.

İLİKLENMİŞ RUHLAR #WATTYS2018Where stories live. Discover now