Gözleri dolmuştu. Dudaklarının kenarında oluşan çukurları, başını eğdiğinde görüş alanımdan çıkmıştı.

"Ve senin o tüm sert çocuk yapını bozan gamzelerin..."

Sessizce kıkırdarken gözünden bir damla yaşın aşağı süzülmesini takip ettim.

"Kocaman bir kalbin var Harry. Kendini normal biri gibi hissetmiyorsun ancak büyük kırılgan kalbin seni tam olarak normal biri yapıyor."

Ağlıyordu. Neden bu kadar mutsuz olduğunu anlamıyordum. Beyninin içindekileri bilmeyi o kadar çok isterdim ki.

"Sıkışıp kaldığım bu bedenden kurtulmak istiyorum. Ben normal biri değilim Louis."

Ses tonu kalınlaşmaya başlamış ve anlamsızca kendine öfkelenmişti. Saçlarını çekiştirerek hırsla geriye doğru itti. Onu yatıştırmak umuduyla ellerini tuttum ve kendisinden uzaklaştırarak avuçlarımla sıkıca sardım.

"Sana kendimden bile daha çok değer veriyorum. Nasıl olduğunun bir önemi yok."

"Senin için söylemek kolay." diye kesti sözümü.

Ben sadece iyi hissetmesini sağlamaya çalışıyordum.

"Hayatını bir ucube gibi yaşayan benim. Sıcak bir aileye yada en yakın arkadaşlara sahip olamadım. Asla olamayacağım."

Oturduğum yerden kalkıp bir adım geride durarak aramızda mesafe açtım. Şayet sinirlenmeye başlamıştı ve aniden saldırganlaşması isteyeceğim son şeydi.

"Bu doğru değil. Bunlara sahip olabilirsin. Mükemmel bir baban olmadı ancak sen mükemmel bir baba olabilirsin Harry."

O da ayağa kalktı ve tam önümde durdu. Birden elleri kollarıma sıkıca sarılmıştı. Vücudumdaki acıyı yüzüme yansıtmamaya çalıştım.

"Beni sevmen için hiçbir sebep yok. Herhangi bir şeyde asla iyi olamayacağımı biliyorsun! Sadece bana acıdığın için yanımdasın değil mi?"

O beni sertçe sarsarken şaşkınca sözlerini idrak etmeye çalışıyordum.

"Harry sakinleş lütfen. Bunun doğru olmadığını biliyorsun."

Benden uzaklaşıp sırtını duvara yaslayarak yere çöktü.

"Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum."

Korkuyordum. O şu an kaybolmuş bir çocuk gibiydi. Ona nasıl yaklaşacağımı bilmiyordum.

"Yaşadıkların seni fazlasıyla yıprattı. Ama bunu aşabiliriz."

Tedirgince önünde oturdum ve kendimi bacaklarının arasına iterek kollarımı etrafına sardım.

"Seni çok seviyorum. Bunu bildiğini biliyorum. Lütfen içini kemiren şeyin seni ele geçirmesine izin verme."

Fısıltı gibi çıkan sesim onu dizginlemişti. Sessizce iç çekerek ağlıyordu. Başını kaldırıp yüzüme baktığında gülümsedim.

"Oh Louis... Benim ürkek cesur Louis'im."

Transtan çıkmış gibiydi. Sıkıca sarıldı. Ciğerlerimi onun kokusuyla doldururken düzelmesini umut ettim.

"Bu hayattaki tek korkum sensin." diye mırıldandı bunu kendi kendine söylüyormuş gibi.

******

Yatağa girdiğimizde hava aydınlanmaya başlamıştı ve Harry uyuyakalmıştı. Ben peşimi bırakmayan kabuslarım tarafından rahatsız edildiğimde uykum açıldı. Yataktan sessizce kalkıp onu uyandırmadan odadan çıkmayı başarabildiğimde sallanarak merdivenlerden çıkmaya çalışan Ben'i görmüştüm. Ayakta zor duruyordu. Kollarımı göğsümde birleştirip merdivenlerin başında durdum ve onun bu görüntüsünü izledim. Başını kaldırıp gözlerini kısarak bana baktı.

cipa | larry ✓Место, где живут истории. Откройте их для себя