14• Ateşle Savaş Verdim

3K 364 144
                                    


Yetişebilmek için arabayı çok hızlı sürdüm.Sahile vardığımda Angelina'yı aradım.Telefonumu açmıyordu.Koşarak ararken kayaların üstünde oturur bir şekilde rastladım.Pembe saçlarını fark etmemek mümkün değildi.

Soğuktan dolayı tir tir titriyordu.Elleriyle kollarını kapatmış ısınmaya çalışıyordu. Pembe saçları havada uçarken gözünden düşen yaşlar da rüzgarın yönüne doğru hareket ediyordu.

Yaklaştım ve ceketimi çıkartarak sırtına koydum.Kendine dokunulduğunu hissettiğinde başta korkarak arkasına döndü.Beni gördükten sonra düşen gözyaşına inat gülümsedi.Göz altları şiş, gözleri kızarıktı.Güçlü bir kızdı aslına bakacak olursak.Kolay kolay yıkılmazdı.

Yanına oturdum.Ceketimi iyice üzerine alıp içine sokuldu.Başını omzuma yasladı.
Hıçkırıklarını dindirmeye çalıştı.

O sırada dalgalar kıyıya vuruyordu.Tıpkı nereye gidersem gideyim Ten'in dalgalarının benim aklımdaki kıyılara vurması gibi.

O'nu düşünmek nefes almak gibi sıradan bir şey haline dönüşmüştü.Hem sıradan, hem ihtiyacımın olduğu.Daha önceden beynim hiç düşünürken bu kadar acımamıştı.Matematik sorularında bile.

"Winwin benden ayrıldı."

"Ne? Ciddi misin?"

"Sence ciddi değil gibi mi gözüküyorum?"

Güçlü olduğunu bilmek rahat hissettiriyordu böyle görmenin üzmesinin aksine.Seviyordum çünkü.Arkadaşca, dostça.Dertlerimizi birbirimize anlata anlata yakınlaşmıştık.Ama bu aşk gibi değil, daha çok dostçaydı.Angelina herkesin zannettiğinin aksine bir orospudan ibaret değildi.Aslında bir orospu değildi.Erkeklerin gece hayatı olması normal görülürken, kızların gece hayatı olması onları insanların gözünde orospu yapıyordu.Angelina sadece kimi sevdiğini çözemiyordu.Bundan dolayı hatalar yapıyordu, o kadar.

"Yuta için ayrıldığını söyledi... Bitti işte.Anlatacak pek bir şey yok.Yediremediğim için ağlıyorum."

Kolumu omzuna attım ve destek olurcasına sıvazladım.Ayrılık zor bir süreçti.

"Anlamalıydım ama.Bana karşı Yuta'yı savunuyordu her zaman.Durup dururken o'nun konusunu açıyordu.Yanlışlıkla o'nun adıyla sesleniyordu herkese.Benim yanımdayken Yuta'yla yazışıyordu.Her zaman ikinci plandaydım o'nun için."

Winwin Yuta'ya karşı da Angelina'yı savunuyordu.Yani benim şahit olduğum kadarı öyleydi.Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor, yapboz parçaları yavaş yavaş birleşiyordu.

Winwin Yuta'yı sevdiğini kabullenemediği için çıkıyordu Angelina'yla.O'nu sevdiğini düşündürmeye çalışıyordu kendine.Yuta ve Angelina'yla birlikte kendini de kandırıyordu.Sonunda bu artık yorucu gelmiş olmalı ki ayrılmıştı.

Şaşkınlığımı içimde yaşamaya çaba gösteriyordum.Dışa vurmam için doğru bir zaman değildi.Ne diyeceğimi bilmiyordum.Sadece onu dinlemiş ve susmuştum.

Ne diyebilirdim ki? Üzülme falan mı? Bunun bir faydası olmadığını herkes biliyor.

Saatlerce öyle oturup dalgaları izlememizin sonunda konuştum.
"Eve götürme mi ister misin? Hava gittikçe daha da soğuk oluyor.Hasta olacaksın."

Aniden ruh değişimi sergileyip bebek gibi konuşmaya başladı.Konuşurken yanaklarımı sıkıp çekti.
"Çen beyi mi düşünüyoşun."

Taklidine gülerek gitmek için ayağa kalktım.Kayalardan zar zor geçerken düşmemesi için elimi uzattım.Elimi tuttuğunda kısa sürede kayalardan kurtuldu.Düz yolda yürürken bile sarhoş gibi yürüyordu.

Kızıla Boyalı Yalan Lekeleri  •taetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin