Bölüm 17: Kaçmayacağım

15.6K 564 74
                                    

Onur, neden buradasın der gibi bana bakıyorken onu umursamadan içeri girdim ve elimi hızla alnının üstüne bastırdım.

Tam tahmin ettiğim gibi... "Yanıyorsun!"

Kapı kulpundan elini çekip arkamızdan kapattığımda üzerimdeki şaşkın bakışlarını da asla umursamadım. Beynim, kalbim ve vücudum... hepsi tamamen endişenin esiriydi.

"Önce ateşini düşürmemiz lazım, gel benimle." O an kolundan tutup yürütmeye çalıştığımda kıpırdamadığını görüp kaşlarımı çattım. Beni kovmak istiyorsa, gerçekten şu an hiç sırası değildi.

"Neden geldin, Kadir mi yolladı seni?"

Yine o ifadesiz surat ifadesini takınmış, benimle konuşuyor olsa da ben gözlerinden görebiliyordum kırgınlığını. Dün git dediğim için böyle içli bakıyordu bana.

"Evet, hasta olduğunu Kadir söyledi. Ama o yollamadı, ben kendi isteğimle geldim."

"Neden? Umurunda olmadığımı sanıyordum." Acımasız bir şekilde lafı ağzıma tıktığında kolundaki parmaklarımı çekmek yerine daha da sıktım. Durumlar şimdilik ikimiz için de zordu.

"Sonra konuşsak bunları..."

"Konuşulacak bir şey yok zaten. Ben iyiyim, buraya kadar boşuna zahmet etmişsin." Parmaklarımdan tek bir hamleyle kurtulup merdivenlere yöneldiğinde hiç utanmadan veya sorgulamadan peşinden takip ettim.

Ne gurur ne de başka bir duygu umurumdaydı şu an. Onun iyi olduğunu görmeden de gitmeyecektim buradan. O inatsa ben daha da inattım.

"İyi falan değilsin, çok ateşin var." Hemen arkasından odasına girdiğimde, o beni umursamadan geçip yatağına oturmuştu. Dün benim onu görmezden geldiğim gibi, o da beni görmezden geliyordu.

Ve bu... hiç tahmin edemeyeceğim kadar üzmüştü beni.

Ona ne kadar kötü hissettirdiğimi ancak şimdi fark edebildiğimde geçip tam karşısında dikildim. Bu defa kaçmayacaktım, buradaydım.

"Tişörtünü çıkar, yarana bakacağım." Onu beklemeden tişörtün altından tutup yukarı doğru sıyırmaya çalıştığımda hızlı bir hareketle ellerimden tutup durdurdu beni.

"Belli ki meşgulsün, git işlerinle ilgilen Hale. Ben iyiyim." Üzerimdeki kıyafetlerden mahalleden geldiğimi kolayca anlayıp, çok ince bir şekilde laf soktuğunda derin bir nefes verdim.

"Şu an tek işim sensin." Ben yukarı sıyırmaya çalıştıkça aşağı bastırdığı tişörtüne ters ters bakmaya başladığımda, o an bana başka bir seçenek bırakmadığını da çoktan fark etmiştim. Beni buna o zorlamıştı.

Ellerim onun bile beklemediği bir hızda tişörtün üst tarafından kavradığında iki yana doğru çekip tam ortadan yırttım. Tam o an şaşkın bakışları yırtık tişörtü ve benim aramda gidip geliyorken umursamazca omuz silktim. "Kim olduğumu unutuyorsun bazen.."

Bir şey demeden dalgın dalgın yüzüme bakmaya devam ettiğinde ona biraz daha yaklaşıp omuzlarından bastırdım. "Şimdi beni zorlama da kendi isteğinle yat şuraya."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 29 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

HÜZMEWhere stories live. Discover now