here comes the rain again

Start from the beginning
                                    

Gözyaşları hıçkırıklarına karışırken önümde eğilerek dizlerinin üstünde yere oturdu.

"Lütfen gitme."

Bir anda yine kalbim ona karşı merhametle dolarken eğildim ve ona sarıldım. Ağlamaya bir son vermesi için elimi yanağında gezdirerek başını kaldırdım. Islak yeşilleri bana yalvarırcasına bakıyordu.

"Bunu bana çoktan anlatmış olmalıydın. Onlardan değil senden duymalıydım."

Başını sağa sola salladı.

"O kadar masumdun ki... Nasıl söyleyebilirdim? Hayatım zaten yeterince utanç verici."

Bu, onun hakkında duyduğum ve duyacağım en kötü şeydi. Bana yaşattıklarını atlatmıştım. Ailesi ile ilgili öğrendiğim tüm o mide bulandırıcı sırlar ve şimdi de bu. Bayan Anne'in çok uzun zaman önce söyledikleri geldi aklıma.

-Çok kez kendine ve etrafındakilere zarar verdi. Bunun farkında yada değil. O çok güçlü bir bomba Bay Tomlinson.

O restorana onun adamları tarafından zorla götürüldüğüm zaman kelimeleri kafamı karıştırmamıştı.

-Oğlum sizin gibi genç ve masum bir oğlan için zararlı bir hasta. İyi düşünmenizi öneririm.

Bu konuşmasının üstünde durmamıştım bile. Bana bunu o anda söylememiş olması şaşırtıcıydı. Muhtemelen Harry'i onun sır tutmak konusundaki boşboğazlığı yüzünden bırakırsam kendisine ne büyük zararlar vereceğini tahmin edebildiği için üstü kapalı konuşmuştur. Ve babasının o akşam yemekte bize emrivaki nişan törenimizi yaptıktan sonra bahsettiği sırrın da bu olduğunu şimdi anlıyordum. Nedense Harry'nin ailesinin söylediği çoğu şeyi duymazdan gelmişim.

Harry ayağa kalktı. Burnunu çekerken gözyaşlarını sildi. Başı yere eğikti.

"Gidecek misin?" diye sordu hırıltılı sesiyle.

Düşündüm. Gidecek miydim? Bu duyduklarımdan sonra arkama bile bakmadan bu evi terk etmiş olmalıydım. Ama yapamam. Bunu ona yapamam.

"Gideceğim." dediğimde yüzündeki acı ve hayal kırıklığı ifadesini saniyeler içinde görmüştüm.

"Ama seninle birlikte. Onların bizi bulamayacağı bir yere."

Ona yaklaştım ve ellerimi yanaklarına sardım.

"Tüm geçmişini burada bırak ve benimle gel."

"Beni böyle kabul ediyor musun?" dedi şaşkınca. Gülümsedim.

"Uzun zaman önce kabul ettim zaten Harry." diye mırıldandım dudaklarımızı birleştirmeden önce.

*******

Arabaya binip yolun sonu gelene dek sürmeye devam edecektik. Her şeye hazırdım. Hayalimdeki okulu kazandıktan sonra şimdi bırakıp gitmeye hazırdım. Bu şehirden hatta bu ülkeden çekip gitmeye hazırdım. Ta ki bize, özellikle de Harry'e epey kinlenmiş birkaç Styles ve korumaları tarafından durdurulana kadar.

Henüz arabaya binmemiştik bile. Binanın önünde bu kez donanımlı bekliyorlardı. Harry beni arkasına alarak korumaya çalıştı. Bir adam elinde rulo halinde duran kağıdı açtı ve yüksek sesle okumaya başladı.

"Bay Styles, Baron Christopher Styles'ın hükmen yükümlülüğüne sahip olan eşi Bayan Anne Styles'ın emriyle; halka verdiğiniz zarardan dolayı hastalığınıza da değinerek gözetim altında tutulmanız uygun görülmüştür."

Kadın oğlunu alıkoyarken bile resmiyete özen göstermişti. Ne hoş(!)

"Beni bir şeylere uygun görmeniz onur verici." diye seslendi Harry alaycı tavırlarla.

cipa | larry ✓Where stories live. Discover now