XXIX| between fireflowers

En başından başla
                                    

"Kimseyi görmek istemiyorum."

"Akşam ziyafetine katılmayacak mısınız yani?" Rhoslyn başını iki yana salladı.

"Size yemek getireyim mi leydim? Acıkmışsınızdır."

"Lütfen git." dedi Rhoslyn. "Sadece gitmeni istiyorum."

Darra, Rhoslyn için selam verdikten sonra odasından çıktı. Yalnız kaldığında ise sandığını açtı ve Zayn' in kendisine verdiği kış güllerinden yapılmış tacı çıkardı. Taç ile birlikte tekrar yatağına uzanırken son derece nazik hareketler ile tacı göğsüne bastırdı ve gözlerini kapattı. Biraz uyumak istiyordu sadece. Uyuduğunda -eğer kabus görmezse- bir süreliğine olsa da olanları unutabiliyordu.

Kimsenin gelmeyeceğini düşünmüştü. Ama gece yarısının karanlık saatlerinde kapısı sertçe kapanıp gürültülü bir ses yankılandığında uzun zamandır uyuyan Rhoslyn korkuyla sıçrayıp gözlerini açtı. Gelen kişiyi karanlık yüzünden göremeyince bu onu daha çok tedirgin etti.

"Sana nazik olmaya çalıştım."

Odasına giren kişi Ashton' dı. Ve harekete geçerek odadaki mumları yakmaya koyuldu.

"Fakat her seferinde beni aşağılayarak yapmamam gereken davranışlara ittin."

"Git buradan."

"Gitmiyorum."

Ashton Irwin son mumu da yaktığında Rhoslyn artık rahatlıkla onu görebiliyordu. Sarhoştu. Saçları dağılmıştı ve her zaman olduğu gibi öfke doluydu. Öfkeli yeşil gözler, Rhoslyn' in suratından yatağa doğru yavaşça kaydı. Kendisine doğru ilerlediğinde ise Rhoslyn korkuyla yatağın ucundan ayağa kalkıp odanın diğer tarafına koştu. Ashton hala yatağa dönük bir şekildeydi. Onun geniş sırtını izlerken küçük kalbi yerinden çıkacak gibi hissediyordu.

Ashton yatağa doğru eğildi ve ardından elindeki kış gülü tacı ile Rhoslyn' e döndü. "İnsanlar senin arkandan fahişe diyor. Artık onlara katılıyorum ve ben de bir fahişeye davranılması gerektiği gibi davranacağım."

"Tacımı bana ver!" Rhoslyn, Zayn' in verdiği tacı almak için harekete geçti. Ama yanına varana dek paramparça olmuş kış gülleri yere düşmüştü. "Hayır!" dedi ağlayarak yere çökerken. Parçalara ayrılmış kış güllerine dokundu. Onları imkansız olmasına rağmen çıldırmış bir şekilde birleştirmeye çalışıyordu.

"Neden bunu yaptın?!" dedi hıçkırarak.

"Çünkü insanların içinde sen de bana bunu yaptın. Ama benim, sende paramparça edeceğim sadece bir taç olmayacak."

Rhoslyn ayağa kalktı ve çığlık atarak nişanlısına saldırdı. Uzun tırnaklarını onun güzel yüzüne geçirip delirmiş bir halde ona vurmaya çalışırken bağırmaya devam ediyordu. Ashton hiç zorlanmadan onu tutup yere fırlattığında Rhoslyn dudaklarının arasından acı bir inilti bıraktı. Sırtındaki acıdan kurtulamadan üzerine çıkan Ashton hala çığlık atmaya devam eden Rhoslyn' in ağzını büyük eliyle kapattı ve diğeriyle ise genç kızın eteğini yukarı doğru yırtarcasına çekti. Bedenini Rhoslyn' in iki bacağı arasına aldığı vakit Rhoslyn boğazının bağırmaktan patlayacağını düşünmüştü. Durmaksızın hareket ediyor, elleri ve ayakları ile onu üzerinden ittirmeye çalışıyor fakat başarılı olamıyordu.

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin