Hera, homurdanmaya başladı. "Ada! Beni rezil etmekte bir numarasın! Sen bu hale gelirken annem neredeydi acaba?"

"Annem alışverişe çıktı. Ben de Natalia, abim ve Boğaç'laydım."

Hera, öldürücü bakışlarını abisi ve Boğaç'ta gezdirdi. "Abi size de yuh yani! Bu çocuk bu kılığa girerken siz neredeydiniz ya?"

"Hiç kusura bakma canım. Odamda Boğaç'la Pes kapışıyorduk."

Hera, Ada'nın kolundan tutup içeri çekiştirmeye başladı. "Üzgünüm çocuklar! Sizi biraz bekleteceğim ama siz bahçeye geçin. Ben Natalia'ya söyleyeyim, size bir şeyler ikram etsin."

"Tamam canım, sen Ada'yı hallet. Biz bekleriz."

Hera içeri gitti ve ardından beş dakika sonra elinde tepsi, mini siyah etekli, beyaz önlüklü Natalia geldi. Hepimiz kolalarımızı içerken Kayra'ya, "Eğer Natalia'nın bacaklarına bakarsan gözlerini oyarım!" bakışı attım. O korkuyla kafasını yere eğerken ben de gülümsedim. Bir süre sonra Ada önde Hera arkada geldiler. Ada bu sefer insan gibi gözüküyordu. Giy işte böyle kendi kıyafetlerini, ne işin var ablanın kıyafetleriyle makyaj malzemeleriyle?

"İstersen sen de gel bizimle Boğaç?"

Bir anda Kayra'nın bana attığı sert bakışları görünce ürperdim. Boğaçsa, üzgün bir ifadeyle dudaklarını araladı. "Gelmek isterdim ama bugün Ada ile birlikte balık tutmaya gideceğiz." Hera, gözlerini kocaman açtı. "Oha! Bizim Ada mı?"

"Olamaz mı güzellik?"diye sordu.Sizden sonra deniz kıyısında takıldık biz."

"Vay canına. Onu seven birileri."diye laf gönderdi Hera, Kayra ve Serkan'a. Ada'nın bize bu kadar yakın olmasını ikisi de hazmedemiyordu.

"Kalkmıyor muyuz canım?" Kayra, belimden tutup beni kendine çektiğinde neye uğradığımı şaşırdım. Bana çok az sevgi sözcükleriyle hitap etmesi, ne zaman etse düşünmeme yol açıyordu.

"Hadi kalkalım, Hera."

~

Işıklar açıldığında bir kez daha kendime göz devirdim. Aptalın tekiydim. Sırf kardeşlerim izlesin diye animasyon filmine girecek kadar fedakar olmam aptallığımın nedeniydi ve şu anda cidden kusmak istiyordum. bir kez daha. Ben gerçekten çok aptaldım ya! Animasyon filmlerden nefret ederdim ama gün başında çocuklara verdiğimiz sözden dolayı onlar ne istiyorlarsa onu yapıyorduk.

Sinema salonundan çıkıp yürüyen merdivenlere geldiğimizde Sahra beni çekiştirdi ve kulağıma yaklaştı. "Abla ben acıktım." Kafamı salladığımda elini sıkı sıkıya tuttum.

"Gençler yemek yesek olur mu? Karnımız zil çalıyor!"

Herkes onay verince alışveriş merkezinin en üst katında olan yemek bölümüne geçtik. Ada ve Sahra'ya çocuk menüsü hamburger söylerken kendimize pizza sipariş ettik. Pizza için ölme boyutuna gelmiştim ki gerçek dünyaya dönmeme sebep olan şey Hera olmuştu. Kulağıma eğilip "Şimdi sana bir şey göstereceğim ama hemen bakmayacaksın. Tamam?" diye sorduğunda kafamı olumlu anlamda salladım ve kolamdan bir yudum daha aldım.

"Saat sekiz yönündeki iki çocuğu görüyor musun?"

Birkaç saniye sonra Hera'nın tarif ettiği yere baktım. Gözlerime çarpan biri esmer bomba diğeri sarışın turta iki çocuğu gördüğümde Kayra'ya belli etmeden kafamı çevirdim. Şimdi onlara baktığımı görse kıskançlık krizine girerdi.

"Şu yakışıklı çocuklardan bahsediyorsan evet gördüm. Aferin sana kızım, hep böyle çocukları fark et."

"Yürümeyi kes, hemen götün başın ayrı oynuyor senin de." Hera gözlerini devirirken homurdandı. "Kaç saattir bizi kesiyorlar. Nasıl fark etmedin ya?"

Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014Where stories live. Discover now