"Hadi çalıştır arabayı da gidelim."

Irmak'ın sesiyle düşüncelerime ara verip başımı salladım. Kontağı çevirdiğimde ona yandan bir bakış attım. "Bunun üstüne bir lahmacun iyi gider ha?"

"Ah kesinlikle 8 tane lahmacun gömmek istiyorum!"

O halde rotamı çoktan belirlemiştim. Lahmacun yemeye gidiyorduk. "Neden 8?"

Omuz silkti. "Çünkü uğurlu sayım."

"He hani şu benim bulduğum."

Ben muzipçe sırıtıp ondan gelecek bir itiraz cümlesi beklerken o gayet sakin bir şekilde gözlerimin içine baktı ve onayladı. "Evet, senin bulduğun."

Bunun şerefine lahmacun yenirdi işte!

💬

Eve geldiğimde keyifle kendimi koltuğa attım. Sabahın köründe kalkmıştım biraz dinlenmek benim de hakkımdı. Tam gözlerimi yummuştum ki annemin sesini duydum. "Ömer Asaf!"

İki ismimi söylemişti. Sıçtım. Ben farkında olmadan annemi kızdıracak ne yapmıştım acaba?

Uykunun bana haram olduğunu anlayarak koltuktan kalktım ve yanıma gelen annemin karşısına dikildim. "Efendim annelerin en güzeli?"

"Hiç öyle yalakalık yapma annene. Akşama halanın düğünü var ve sen hala oturuyor musun? Senden istediğim şeyleri aldın mı?"

"Hass," diye mırıldandım aklıma gelen şeyle. Ben bunu nasıl unutmuştum? Halamın düğünü vardı. Annem de ne kadar gereksiz ıvır zıvır varsa hepsini bana aldırtacaktı. "Hemen alıp geliyorum anne."

"Acele et daha hazırlanacağız. Ah oğlum ah nasıl yetişeceğiz?!"

Kapıdan çıkmadan önce anneme bakıp öpücük attım. "Highlighter gibi gereksiz şeylerle vaktinizi harcamazsanız, yetişirsiniz. Hadi kaçtım ben."

Ardımdan annemin kızan sesini duyduğumda gülerek uzaklaştım. İstediklerini almak için alışveriş merkezine geldim. Alacağım şeyleri aldıktan sonra kasaya ilerlerken Irmak'ın unutmuş olacağını düşünerek onu aradım. Telefon çalıyordu ama açmıyordu. Uyuyor olabilirdi. Tam kapatacağım sırada telefonu açtı. "Lütfen bana ölüm döşeğinde olduğunu söyle. Yoksa beni uyandırmanın başka hiçbir geçerli sebebi olamaz!"

"Ölüm döşeğinde değilim hadi yine iyisin. Akşamki düğünü sana hatırlatmak için aradım. Belli ki sen de benim gibi unutmuşsun."

"Ne düğünü ya?" diye söylendikten sonra bir kaç ses geldi. Sanırım yataktan kalkmıştı.

Kasiyer kız aldıklarımı kasadan geçirirken ve arada beni süzerken baskı yaparcasına cümleye, "Güzelim," diye başladım. Kız mesajı almış olacak ki önüne döndü. "Halamın düğünü var hani söylemiştim sana?"

"Senin halan evli değil mi ya? Hatta kızı var, Masal."

Göz devirdim. "Diğer halam Irmak."

"Senin başka halan mı var?" dedikten iki saniye sonra jeton düşmüştü. "Hee şu şırfıntı olan halan. Doğru ya o bugün evleniyordu. 45 yaşında evlenmekte biraz şov bence."

Poşetleri alıp ücreti ödedikten sonra, "Teşekkürler, iyi günler," diyerek ayrıldım alışveriş merkezinden. "Halam 45 yaşında değil Irmak, bunu sende biliyorsun."

"Onu boş ver de sen az önce kime teşekkür edip gününü iyiye çevirdin?"

Sesi şuan uykulu değil de gayet net geliyordu. Irmak'ın uykusunun açılması için kıskanacağı bir ortam yaratmak gerekiyordu demek ki. "Alışveriş merkezindeki kasiyere."

KİMLİKSİZ | Texting ✔Where stories live. Discover now