Ceviz Ağacım

Gecenin Sessizliği

Kolumdan tutuğu için biraz canım yanmıştı ve beni kendine doğru çektiğinde korkmuştum. " dikkat et" dedi. Çünkü hemen yanımdan çaycı geçiyordu ve elinde bir tepsi dolusu çay vardı. Beni koruduğu için teşekkür etmeliydim. Yoksa çok kötü yanacaktım. " teşekkür ederim", dedim ve ordan ayrıldım.

Çok tatlı bebeksi bir yüze sahipti teni kendi gibi soğuk ve çekiciydi. Gözleri kahverengi ama gözlerine baktın mı büyülüyordu insanı saçları kumral ve dağınıktı.
Kendisine bakmamaya çalışıyordum ama istemsizce dikkat çekiyordu.

Ben ondan etkilenmiş olamazdım yani şimdi neden karnıma ağrı giriyor kalbim hızla çarpıyor anlamıyordum. Biraz dışarı çıkıp hava almalıydım kendime gelmeliydim.

Hemen kendimi dışarı attım. Güneşin tenime tenime vurduğunu ve hafif bir rüzgarlada çok güzel bir esinti geldiğini hissedebiliyordum. Yüzümü havaya kaldırıp güneşin yüzüme değmesini sağladım, saçlarımıda açtım ve o esintide uçuş uçuştu saçlarım. Güneşin ışığı, rüzgarın esintisi çok iyi gelmişti.

Ama bir sesle irkildim ve hemen toparlandım. Ses baya tanıdık ve yakındı. Arkamı döndüğümde yine o yanımdaydı. " Güneş iyidir." dedi. Şaşırmıştım bu da nerden çıkmıştı.
" Senin ne işin var ki burda içeride işlerin yok mu ya neden sürekli etrafımdasın. "dedim. Bu sefer baya sinirli bir çıkışmaydı. Çünkü geldiğimden beri gözleri ya üstümdeydi yada bedeni çevremde ve ben bundan artık hiç hazetmiyordum. Çok rahatsızlık veriyordu.

" Şuan işim olsaydı burda olmazdım,ama baksana senin işlerin çok bence güneşle baya baya iyi sohbet kurmuş gibisiniz. " dedi. Yine beni çıldırtmak istiyordu." ben yalnız kalmak istediğimde güneşe çıkarım onun o ışınları yüzüme tenime çok iyi gelir, güzel hafif  bir esinti oldu mu baya rahatlarım. Ama şuan karşımda durarak buna hiç izin vermedin şimdi izninle ben içeri giriyorum, "dedim. Baya sinirlenmiş ve kızarmıştım. Ama onun hoşuna gitmişti tebessüm eder gibi gülüyordu.

İçeri girmemede izin vermiyordu yolu kapatmıştı ama ben zayıf bir insan olduğum için ayağına basıp dibinden geçmiştim. Biraz ah vah  dedi ama bu beni hiç ilgilendirmiyordu. Kendi kaşınmıştı artık etrafımda gezmek neymiş görürdü. Bir peçete verdi diye hep etrafımda mı olacaktı o peçetenin ne karşılığını bekliyordu benden.

Anlam veremiyordum. Ben sinirli sinirli söylenirken birden karşıma kiraz çıktı. " noldu Betül kızarmışsın neyin var,"dedi. Arkama doğru bakıyordu Kiraz, bizi görmüş müydü acaba ben neden kuruntu yapıyordum ki burdakiler gibi onunlada arkadaştık yani aramızda bir şey yoktu. Ama onun herkese göre hareketleri çok daha tuhafıma gidiyordu.

" Bir şeyim yok kirazcım iyiyim ben, mesai saati doldu galiba ben çıkıyorum. "
Kiraz yine şaşkın şaşkın bakıyordu beni anlamaya çalışıyordu." tamam canım çık sen bizde çıkıcaz birazdan "dedi. O anda Ali elinde ceketi" hangi serseri kızdırmış bu kaplanı bakalım"dedi,ve yanağımdan bir fıstık aldı. Biraz komiğime gitmişti ama gülmemiştim. Kiraz devreye girdi"uğraşma kızla ya Ali"dedi.

Ali "biliyorsun kızlarla uğraşmak benim işim onları sinir etmem hoşuma gidiyor" dedi, ve Kirazın burnunu sıktı bu sefer onu kızdırmıştı. Ali çok çapkın ve sinir bozucuydu ama iyi birine benziyordu zamanla hepsini tanıyacaktım.

...

Eve geçmiştim, bir şeyler yedim hemen odama geçmek istiyordum. Akşam yemeğini bekleyemezdim çok yorgun ve çok düşünceliydim. Odama geçtim üstümü değişip rahat bir şeyler giydikten sonra yataga uzandım öylece tavana bakıyordum o da bana tabi ki ama içim hala rahat değildi. Kulağımda büyük bir çınlama sesi vardı. Ve ses kesilmek bilmiyordu 5dkdır çınlıyordu. Biri benden bahsediyordu ama kim kesin o piskopattı.

Yatağımdan kalktım ve balkona açılan kapıya doğru yöneldim. Telefonun saatine baktığımda vaktin gece yarısını çoktan geçmiş olduğunu gördüm. Ay ışığına bakmak içimi rahatlatıyordu. Ama hava soğuk olduğu için odama geçip ceketimi alıp tekrar balkona çıktım ve ceketimi üzerime serdim. Manzara çok hoştu ve manzaraya odaklanmıştım.

Birden telefonum titredi, galiba çalıyordu. Bilinmeyen bir numara arıyordu yine korkmaya başlamıştım. Kimdi bu numara telefonu açtım ve kulağıma götürdüm ama hiçbir şey demedim. Karşıdakinin konuşmasını bekliyordum.

"Kendine dikkat et Betül heran her şey olabilir. "dedi
" Alo kimsin ne istiyorsun benden derdin ne senin söylesene sana diyorum ses ver, "dedim ama o çoktan kapatmıştı telefonu kimdi bu tedirgin olmaya başlamıştım. Tüm vücudumu bir ürperme sarmıştı. Sırtımı duvara yaslayıp çömelmiştim. Akan gözyaşlarımı bileklerimle sildim. Bilinmeyen kişinin her şeyden haberi olması ve böyle bir şey demesi beni baya korkutmuştu. Bu yüzden gözyaşlarıma hakim olamadım. Ben bir polistim ama savunmasızdım.

Odama geçip uyumak istedim hayli yorulmuştum. Hemen uyuyup dinlensem iyi olacaktı. Farklı bir gece yaşamıştım.

Ve içeriden Betül diye bir çığlık geldi. Korkmuştum hemen içeri koştum. Annem annem olamazdı bu" anne anne "diye çığlık atmaya başladım.

Evet biliyorum bu bölümde biraz korkttum sizi belki ilerleyen bölümleri tahmin ediyordunuz ama sizi böyle çok şaşırtan bölümler gelecektir. Size iyi okumalar dilerim. OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...