Hımladı küçük çocuk. ‘’Ya anne büyük bir şans.’’ Karşısında ki kaba çocuğa bakıp gülümsedi, ‘’Büyük kötü bir şans.’’ Kelimeleri bastırarak söyledi.

Annesi küçük azarladı çünkü daha önce kaba davranmayacağı konusunda anlaşmışlardı. Sehun kendini savunmak istemedi omzunu silkti ve yemeğine dönüp hızlıca yemeğini yedi. Biran önce odasına dönmek istiyordu.

Yemek faslı bittikten sonra iki aile bir şeyler konuşacaklarını söyleyerek Sehun ve Jongin’i Sehun’un odasına yolladılar. Böylelikle artık sık sık karşılaşacak iki küçük çocuk da kaynaşmış olacaktı.

2 YIL SONRA ( Sehun 7 Jongin 9 Yaşında)

Sehun ağlayarak Jongin’in yanına geldi. Jongin küçük çocuğu kendine çekip göz yaşlarını sildi, ‘’Hey ne oldu sana? Neden ağlıyorsun?’’

‘’Sınıftakiler yine benimle dalga geçti hyung.’’ Jongin sinirlenmişti. O küçük veletler bunu hep yapıyordu. Normalde fazlasıyla yılışık olan velet sınıf arkadaşlarıyla bir türlü kaynaşamamıştı.

‘’Sende buna izin verdin öyle mi? Ben olsam beni yerin dibine sokardın ufaklık.’’ Sehun’u yüreklendirmeye çalışmıştı. Kendisi de o veletlerin icabına bakabilirdi ama Sehun’un onlara dersini vermesi daha iyi olurdu ve açıkçası Sehun bunu yapabilecek nitelikte bir çocuktu sadece birinin onu yönlendirmesine ihtiyaci vardı. Yeri geldiğinde oldukça sivri bir dili olabiliyordu.

3 YIL SONRA ( Sehun 10, Jongin  12 Yaşında)

Sehun, Jongin’i okul kapısında bekliyordu. Birlikte bir kafeye gidip eve gitmeden önce zaman geçireceklerdi. Sehun, Jongin’i beklerken içeceği favori içeceği Bubble Tea’yi düşünüyordu. Şimdiden iştahı kabarmıştı.

Bir süre sonra Jongin göründü. Sehun koşarak büyüğün yanına  geldi ve koluna yapıştı, ‘’Hadi gidelim hyung.’’ Gözlerini devirip, kolunu küçük olanın kıskacından kurtardı Jongin.  Yıllar geçmesine rağmen Sehun’un bu yılışık hallerine katlanamıyordu, sevmediğini çok iyi bildiği halde küçük olan bunu yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmiyordu. Eğer ailesi her gün bıkmadan Sehun'la iyi geçinmesini tembihlemeseydi onunla çoktan arkadaşlığını keserdi ancak mümkün değildi işte.

Jongin olumlu anlamda başını sallayıp her zaman ki gittikleri kafeye doğru yürümeye başladı. Kafeye vardıklarında  Jongin sıcak çikolata Sehun ise bubble tea sipariş verdi.

Sessizce siparişlerini beklerken, sessizliği bozan Sehun oldu. ‘’Hey hyung. Bu bizim okulda ki çocuk değil mi? Şurada ki? Sarışın olan.’’ Jongin Sehun’un gösterdiği yöne baktı. Yüzü tanıdık gelmişti.

‘’Sanırım, yüzü tanıdık geliyor.’’

‘’Evet evet bizim okuldan hyung… Hatta adı da…

Imm…

Hah buldum! Luhan!’’

Jongin çocuğun bu haline güldü. ‘’Neden bu kadar heyecanlandın Hunnie?’’

Sehun çocuğa bakıp gülümseyerek cevap verdi, ‘’Sence de o çok tatlı değil mi hyung?’’

Jongin gözlerini devirip Sehun’un başına bir kere vurdu.  ‘’Yah bu tür şerler için daha yaşın çok küçük velet.  

ÇOCUKWhere stories live. Discover now