Üzgün değilim

4.9K 493 144
                                    

Konuşmuyorduk. Bir buçuk haftadır, Namjoon hyunglarda geçirdiğimiz geceden beri konuşmamıştık. Yedimizin olduğu sohbet grubuna da yazmamıştı. Daha önce hiç böyle olmamıştık.

İçim pek rahat değildi. Beni öpmesinden çok benimle konuşmaması sinirimi bozuyor, beni yalancı olarak görmesine üzülüyordum. Atladığı bir şey vardı. Ben kendimi kabul etmiştim ama henüz bunu çevremdekilere söyleyemezdim.

Derslere kafamı veremiyor, okulda da ruh gibi dolaşıyordum. Zico ve tayfası birkaç kez yine beni sıkıştırmışlardı ama Tae, Kook ve ben onların gözünü korkutmuştuk. Bu arada Yuzuru'yla artık üçümüz de takılıyorduk. Tae ve Kook bana Yuzuru'nun çok kafa biri olduğunu söylüyorlardı.

Aklımda bir sürü soru işaretleri vardı. Arkadaşlarım homofobik değillerdi tabi ki ama nedense sanki bana farklı bir gözle bakacaklarını, farklı davranacaklarını düşünüyordum. Annem ve babam konusunda ne tepki verecekleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Emin olduğum tek insanlar Yoongi  hariç hyunglardı. Onlarım bana olan tavrı değişmezdi. Yoongi'yse..Bilmiyordum işte. Beni öpmesi benimle dalga geçer gibi gelmişti.

Aklımda çok kere canlandırmıştım o öpücüğü. Yoongi hiçbir duygu aktarmadan öpmüştü beni. Kalbimin hızlandığını söylemişti. Doğrudur çünkü her aklıma gelince hala hızlanıyordu. Bundan ne çıkarmam gerektiğini de bilmiyordum.

"Hadi görüşürüz. Dönem ödevi yarına unutmayın." dedim Tae ve Kook'a ve ev ayrımımıza gelince üçümüz de ayrıldık. Ruh gibi dolaştığımı anlıyorlar ama üstüme gelmiyorlardı. Onlara Yoongi'yle öpüştüğümü söyleyemezdim ya. Üstelik öpüşme değildi bile. Yoongi beni alay eder gibi öpmüştü sadece.

Kulaklıklarımı takıp on dakikalık ev mesafesini yürümeye başladım. Yoongi'nin evinin önünden geçtim ama zaten o okuldaydı. Kendime şarkıya kaptırmış tempolu yürürken birden sırtımdan tekmeyle vurulup yere düşürüldüm.

"Ne oldu tek kaldın işte yine ibne." otomatikman kulağımdan çıkan kulaklıklardan o iğrenç sesini duymam sinirlerimi arttırmıştı. Tepki vermedim. Yavaşça yerden kalktım. Yakamı tutup yumruk attı bu sefer Zico. Başım yana savruldu ama yine tepki vermedim.

"Kabullendin artık demek. Çok güzel. Her gün bir posta benden dayak yersen iğrençliğinizle başa çıkabilirim sanırım ha ne dersin?" dedi ve bu sefer karnıma geçirdi yumruğunu. Sanki insaflıymış gibi bana tek başına vuruyordu. Ama karşılık verseydim yanındaki üç dingilin de bana girişeceklerini biliyordum. Hepsi zavallıydı.

Ben daha zavallıydım. Belki de tüm bunları hakediyordum. Cesur olup söyleseydim ve bana sataşanları korkutsaydım böyle olmazdı. Ya da eşcinsel olmam bir kusurdu. Zico ve tayfası da dünyaya benden bir çocuk gelmeyecek olmasıyla insanlığı kısır döngüye sokacağımdan dolayı beni bilinçli bireyler olarak dövüyorlardı.

Orada yatıp hiçbir tepki vermeden üstümde beni döven Zico'yu izledim. Gözlerinde parlayan saf öfke kalbimi parçalara ayırıyor, bir insanın bile benden bu kadar iğrenmesi gururumu kırıyordu. Yüzümün artık karıncalanmaya başlamasıyla gözlerimi kapadım ve hemen bitirip kalkması için dua etmeye başladım.

"Seni siktiğimin çocuğu."

Duyduğum sesle gözlerim otomatik açılırken kaybolan bilincim yerine geliyor, neden burada olduğunu sorguluyordu. Her şeyden önce okulu vardı ve de benimle konuşmuyordu.

Zico'yu üstümden bir çırpıda çekip daha önce onda hiç şahit olmadığım bir sinirle fena hızlı bir yumruğu yüzüne geçirdi. Devamında gelen yumruklardan sarsılan Zico pes eder gibi ellerini havaya kaldırdı ama Yoongi hıncını alıncaya kadar devam etti yumruklarına. Üstüne oturup yüzünü dağıtmaya yemin etmiş gibi döverken sinirli yüzünden bilincinin olmadığını anladım. Hareket edebildiğim kadar ettim ve omzuna dokundum. Anında bana dönen bakışları ve havada kalan yumruğuyla diyeceklerimi bekledi ama dağılan yüzümle bu üzün sürecekti sanırım. Ağzımı oynatamıyordum.

little man big problems | yoonminWhere stories live. Discover now