Bölüm 1

2.5K 104 20
                                    


Unutmak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Unutmak... Unuttum demekle unutulur muydu gerçekten? Senelerini bir kalemde silebilir miydi insan? Nasıl mümkün olabilirdi ki böyle bir şey? Her gün, her saat sesini duyduğun, yüzünü gördüğün, kalbini verdiğin insanı 'unuttum' demekle unutabilir miydin? Yalanlar söylüyordum yine kendi kendime. Hep yaptığım gibi...

Bazen kızıyorum kendime. 'Gitmesine izin vermemeliydim' diye düşünüyorum. Onu görmekle bile yetinebilirdim belki. Ama gözümün önünde kalbini başkasına vermesi... İşte bunu kaldıramazdım.

Her insan kendi masalını anlatırmış sevdiğine. Ben de kendi masalımı anlattım, ama kendi kendime...

Aşık insanın gözü kör, kulağı sağır, dudakları mühürlüdür... Ne görür, ne işitir, ne de bir söz söylemeye dili varır. Gözleri sadece sevdiğinin gözlerine kilitlenmiştir. Kulaklarında onun sesi, dışarıdan gelen her sese kapalıdır benliği. Dudaklarında sevdiğinin zahiri dudakları, ne "yandım" diyebilir, ne de "yaktın".

Aşk... Sahi... Neydi aşk? Yalan vaatlerle, olmayacak duaların ayini miydi? Eğer aşk bir seçenek olsaydı, bu kadar keskin bir acıyı kim seçerdi?

Birinde kül olduysan bir başkasını ısıtamazsın. Ben de ısıtamıyor ısınamıyordum bir türlü. Yüreğimde ki kor Devilal ile birlikte kül olmuştu. Şimdi Devdan'ın varlığını ne ısıtabiliyor, ne de onun gönlümde yakmaya çalıştığı ateşle yangına dönüşebiliyordum.

Odamın geniş penceresinin önünde elimde şarap kadehi, mehtaba bakıyor ve hasretle andığım sevgilime ağlıyordum. Kızıl kısa saçlarının kokusu hala burnumdaydı. Kollarımı karnıma sardım. Çocukluğumdan beri benimleydi. Ne zaman başıma bir iş açsam beni içine düştüğüm durumlardan kurtarırdı. Mohandas'tan bile daha çok kardeş gibiydi bana. Ama büyüdükçe ona olan duygularımı engelleyemedim. İçimde bambaşka bir hâl aldı sevgisi.

...

Çiçeklerin arasında uzanıyorduk. Ellerimiz başlarımızın altında masmavi gökyüzünü izliyorduk. Dönüp ona baktım.

-"Devilal?"

-"Hm?"

-"Bana çiçeklerden taç yapar mısın?"

-"Anlamadım?" Yüzüme aval aval bakmıştı.

-"Çiçeklerden taç diyorum, yapar mısın?"

-"İyi de, sen bir erkeksin. Neden öyle bir şeyi takmak istiyorsun ki?"

-"Öyleysem ne olmuş? Çiçekleri seviyorum. Kalk. Hadiiiiii..." Kalkıp, onu da kolundan çekerek kaldırmıştım.

Gülümseyerek çiçek toplamıştık beraber ve o bana gelinciklerden, papatyalardan taç yapmıştı. Başıma taktığında o kadar mutlu hissetmiştim ki.

-"Güzel oldun" dediğinde ona sarılmıştım.

-"Sağol."

...

RAJA - AgniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin