XXIV| powerful women

Start from the beginning
                                    

"Babam her şey için bir suçlu aradı. Aklı yerinde değildi. Siktir. Piçi kendi ellerimle öldürdüm. Daha fazla konuşmaya gerek yok."

"Onu öldürdüğün için pişman değil misin?"

"Karşımda olsa onu zevkle bir kez daha öldürürdüm."

Thomas kıkırdadı. "Senin iyi bir delikanlı olduğunu hatırlıyorum kardeşim. Ve şimdi kendine bak. Dönüştüğün adama."

"Sen de kendine bak. Her geçen yıl biraz daha aklını kaybediyorsun."

"Zeki olup acı çekmektense aklımı kaybetmeyi yeğlerim. Sana da öneririm kaptan. Sürekli düşünmemek ve anı yaşamak eğlenceli bir şey."

"Sürekli düşünmemek ve anı yaşamak seni bir gün kolayca ölüme götürecek."

Thomas bir kahkaha patlattı ve Hook' un uzattığı romdan büyük yudumlar aldı. "Uzun yıllar yaşayıp sikimin buruşup kalkmadığı zamanları görmek istemiyorum açıkçası. Görüp görebileceğim en rahat bir yatak, her bir yanımı saran güzel fahişeler, litrelerce rom ve acısız bir ölüm, ebediyen genç. İşte benim hayalim bu kardeşim."

"Bizim hayatımızda böyle bir ölüm olmaz."

"Ah Hook..." dedi Thomas bıkkınca. "Neden bu kadar karamsarsın?"

Hook karamsar değildi. Sadece gerçekçi düşünüyordu.

"Ben karamsar değilim. Sen fazla hayalperestsin."

"Öyle olsun." dedi Thomas. "Hayal kurmak her şeye rağmen güzel."

Sessizlik oluştu. Deniz öyle düzdü ki, küçük bir dalga sesi bile duyamıyorlardı.

"Regina' nın... Yapmak istediklerinde başarılı olabileceğine inanıyor musun?"

"Bilmiyorum." dedi Hook sessizce. "Ama o aklına koyduğu her şeyi bir şekilde yapar."

"Uğraştığı kişiler bu diyardan bile değil. Ejderhalardan(!) bahsediyoruz. Onlar bizim dengimizin çok üzerinde. Bizim ahşap gemilerimiz var. Onların ise yukarıdan ateş yağdıran canavarları..."

"Geri dönmek için çok geç. Regina çoktan ilk kanı döktü."

"Kimin kanı?"

"Dişi ejderhayı kesenin kim olduğunu sanıyorsun?"

Thomas şaşırdığı için on kalp atımı süresi kadar sessiz kaldı. "Ejderhalar bunu öğrenirse Brownland' i küle çevirirler. Bunu biliyorsun değil mi kardeşim?"

"Biliyorum. Regina da biliyor. Bu yüzden Gustavo Fringe denen adamı arıyoruz. Regina' nın dediğine göre adam bize lazım olanı biliyor."

Thomas alayla gözlerini devirdi. "Bunların hepsi saçmalık. Regina herkesin hayatı ile oynuyor. Açıkçası kimin ölüp ölmeyeceği pek sikimde değil ama işin ucunda biz de varız. Genç ölmek istiyorum evet ama bu kadar genç değil."

"Bugüne dek bir şekilde her şeyden kurtulmayı başardık Thomas. Yine başarırız. Bundan şüphen yok ya?"

"Konu boktan korsanlar ya da suikastçılar değil kardeşim." dedi ayağa kalkan Thomas. Öfkeli görünüyordu. "Ejderhalar geldiğinde ateşten kaçamayız. Zion' un anlattığı ejderha hikayelerini hatırlamıyor musun yoksa? Benim hepsi aklımda ve sonuç ne biliyor musun? Ateş ve kan bir şekilde kazanır. Çünkü her zaman kazandı."

SHAWN

Bugün, Güney Krallığı' ndaki ikinci günleriydi ve Shawn akşam olana dek odasından hiç çıkmamıştı. Bütün gün ya kitap okumuş ya Snow ile oynamış ya da pencereden dışarıyı izleyip bazen gökte görülen ejderhaları incelemişti. O canavarlara hala alışamamıştı açıkçası. Kendisinden fersahlarca uzakta olmalarına rağmen ilk gördüğü andaki gibi onlardan çok korkuyordu.

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now