XXIV| powerful women

En başından başla
                                    

"Kardeşim bana, kraliçenin bize vermiş olduğu görevi yerine getirirken sıkılacağınızdan bahsetti. Görüyorum ki, çoktan sıkılmışsınız bile."

"Bizler korsanız kaptan. Uşak değil." dedi İri Jim. Adam o kadar iriydi ki, üstüne düştüğü adamı kolayca öldürebilirdi. Hook bunu gözleri ile görmüştü.

"Evet!" diye onayladı tayfa. Aralarında Thomas da vardı.

"Hiçbirimiz uşak değiliz Jim. Bizler bu suların sahibiyiz ve görevimizi yaparken bile bunu bütün orospu çocuklarına kanıtlayacağız."

"Evet! Evet!"

Bir korsan tayfasını ateşlemek için sadece birkaç cesaret konuşması yeterli olurdu. Bu da Hook' un en iyi yaptığı şeylerden birisiydi. "Boğulmuş Tanrı bizimle eğleniyor. Ama yakında rüzgar çıkacak, bunu da biliyorum. Rüzgar çıktığında ise rotamıza en yakın kıyıya yanaşacak ve arzularımızı tatmin edeceğiz!"

"EVET!" İri Jim yumruğunu coşkuyla masaya indirdiğinde zıplayan kadehlerden rom damlaları etrafa saçıldı, bir sürahi rom yere düştü.

"Önce onların kadınlarını sikeceğim!" dedi Tek Göz Alexander. Bir yağmada becerdiği kadın tarafından gözü çıkarılmıştı. O günden bugüne dek siyah bir göz bandı takıyordu. "Sonra boğazlarını kesecek ve tüm varlıklarını alacağım."

"EVET!"

Ronald kadehini yere atarak paramparça etti. İri Jim bir aslan gibi kükredi ve yanındaki Oswald' a bir yumruk attı. Oswald geriye savruldu ve kahkahalar atarak yerinden çıkan bir dişi yere tükürdü.

Kaptan Hook karanlık bir tebessümü yüzüne yerleştirdi ve sağlam eliyle bir sığır budu alarak büyük bir ısırık kaptı. Yağ damlaları ağzının kenarından kıyafetlerine doğru yol alırken tayfası da pis bir şekilde yemeğine başladı. İri Jim' in sosis gibi parmakları arasındaki sığır budu patlayacak gibi görünüyordu. Adamın her yeri yağ içindeydi.

Yemekten sonra Hook, deriden yapılma içi rom dolu matarasını alarak Jolly Roger' ın başına gitti ve kadırganın sağ tarafındaki küpeşteye oturdu. Dolunay bir inci tanesi gibi gökyüzünde asılıyken kara sularda oluşan yansımayı izlemeyi sever, boktan hayatındaki güzel anıları hatırlardı. Eskide kalan mutlu anıları aklında tekrar canlandırmak kendi kendine uyguladığı işkenceden başka bir şey değildi. Ama aynı zamanda bu işkence ona mutluluk da veriyordu. Tatlı acı bir mutluluk.

"Ne düşünüyorsun?" Yanına oturan Thomas biraz öncesine göre oldukça sakin görünüyordu. Bu onun için çok nadir rastlanılan zamanlardan birisiydi.

"Babamızı. Sanırım."

"Siktiğim piç." dedi Thomas duygusuzca.

"O her zaman öyle değildi." dedi Hook. Babası bir zamanlar iyi bir adamdı. Annesi ölenek dek. Sonra bambaşka birisine dönüşmüştü.

"Ben doğmadan önce demek istiyorsun. Annemi öldürmeden önce."

"Annemi sen öldürmedin Thomas. Kendini suçlamayı bırak artık."

"Öyleyse kim suçlu? Babam birisini suçlamak istedi ve o da bendim."

Jones kardeşlerin annesi güçlü bir kadındı fakat Thomas' ın doğumu zor bir doğum olmuş ve zavallı iyi kadın kan kaybından bir daha gözlerini açamamıştı. O günden sonra kardeşlerin babası Yorman Jones tanınmaz bir adama dönüşüp kendisini içkiye vurmuştu. Çocuklarını ihmal etmişti ama kardeşi için yeterince büyük olan Hook, bir nevi onun annesi olmuş, onunla her konuda ilgilenmişti. Babasının yükten başka bir bok olmadığına emin olduğunda ise onu öldürmüştü. Evet, acımasızca ve zevkle. Küçük Thomas' ı da alarak yaşadıkları yıkık evden ayrılmışlardı ve sonra da zaten bir şekilde kader onları Zion ile birleştirmişti. Ve Regina ile.

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin