35.Bölüm

76.7K 3.5K 1.3K
                                    

Multimedia: Baran ve ailesi :)

Birkaç gün sonra

"Mira, kıyafetlerin neden hâlâ ortalıkta?

"Baran'la mesajlaşıyorum. Buraya geliyor." dediğimde ikisi de gözlerini devirdi. Birkaç gündür Baran'ın buraya girip çıkması onları sinir ediyordu çünkü her seferinde sap olduklarını hatırlıyorlardı.

Çantama elime gelen ilk kıyafeti soktuktan sonra kapı tıklatılmıştı, açıp karşımda Baran'ı gördüğümde yanımda Merve belirmişti.. "Ben aşağı iniyorum, siz de ne yapacaksanız iyi eğlenceler." deyip bavuluyla odadan çıkınca arkasından kıkırdadım.

"Millet şimdiden bıkmış bizden." deyip içeri giren Baran, ortalıktaki kıyafetlerimi görünce "Artık annem bana odam dağınık diye kızdığında senin benden daha beter olduğunu söyleyebilirim." dedi.

"Sakın. Sema teyzenin hakkımda kötü şeyler düşünmesini istemiyorum."

"Sen de haklısın tabi, müstakbel kayınvaliden sonuçta." diyen Pelin'e elime geçen ilk kıyafeti fırlattım. O arsızca kıkırdarken Baran da gülüşüne engel olamamıştı. Bu bir evlenme teklifi mi? diyen iç sesimi bastırmaya çalışarak kıyafetleri katlamaya devam ettim.

Kapı tekrar tıklatılınca Pelin sırıtarak ayağa kalktı ve kapıya koştu, Hakan gelmişti ve Pelin bizi yalnız bırakmak için onunla dışarı çıkmıştı.

Baş başa kaldığımızda Baran kıyafetlerimi toplamama yardım etmeye başlamıştı. "Bu kadar kıyafete gerek var mıydı cidden?" diye sızlandığında kıkırdadım.

Sonunda her şeyimi topladığımda aşağı indik ve çantalarımızı diğer çantaların yanına bıraktık, oda kartını da teslim ettikten sonra restorana bölümüne gittik.

Gitme saatinden 10 dakika önce Pelin ve Baran lavaboya gittiğinde Hakan ve ben koltuklarda oturuyorduk. "Pelin cephesinde bir gelişme var mı? Bana bir şey anlatmıyor."

"Sadece takılıyoruz. Zaten biliyorsun, sevgili olmak bana göre değil."

"Sevsen bile mi?"

"Ben kızlara kolay kapılırım ama etkilerinden de kolay çıkarım. O yüzden merak etme, onu sevmeyeceğim."

"O seni severse? Bu ihtimali hiç düşündün mü? Senin onu kullandığını öğrenirse ne hissedeceğini?"

Yüzü biraz şaşkın bir hal almıştı. "Benim nasıl biri olduğumu biliyor. Seveceğini sanmıyorum. Hem ben onu kullanmıyorum."

"Sevip sevmeyeceğini kendisi belirlemiyor. Aynı zamanda sen de bunu kendin belirlemiyorsun. Şu ana kadar birini sevmemen hiç sevmeyeceğin anlamına gelmiyor. Baran'dan almadın mı sen dersini?" diye sorup arkama yaslandım.

"Birini sevip acı çekmek istemiyorum." dediğinde cevap verecektim ama Baran'ın sehpada bıraktığı telefonu çalmaya başlamıştı. Arayan Sema teyzeydi. Fazla uzun çalınca açmayı düşündüm ama bir süre sonra ses kesilmişti.

Birkaç saniye sonra tekrar çaldığında artık önemli bir şey olduğunu düşünüp açmaya karar verdim. Önemli bir şey olmasaydı ısrarla aramazdı herhalde. "Sema teyze? Mira ben."

"Mira...Baran nerede?" Sesi kötü geliyordu.

"Tuvalete gitti. İlk başta açmayacaktım ama siz sonra tekrar arayınca önemli bir şey-"

"Baran'ın amcasını hastaneye kaldırdık. Dönünce eve gitmesin, atacağım konuma gelsin."

Bir şey söylememe fırsat bırakmadan telefonu kapatınca muhtemelen bembeyaz olmuş suratımla Hakan'a baktım. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

5 NUMARAWhere stories live. Discover now