XXII| you're a wolf

Start from the beginning
                                    

Kral Yaser, kuzey kralı için bir adım öne çıktı. İki kral da birbirinin yüzlerine bakarken yüzlerce insan olmasına rağmen çevreye sükunet hakimdi. Herkes nefesini tutmuş ve yüzyıllar boyunca hiç gerçekleşmemiş olan bu mucizevi olayı izliyordu.

Kral Yaser başıyla selam verdi. "Kral Manuel, sizi evimde ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Ejderha Kalesi' ne hoşgeldiniz."

Kral Yaser' in sesi sıcak ve samimiydi. Bunun üzerine Kral Manuel de gülümsedi ve aynı şekilde başıyla selam verdi. "Ben de yüzyıllar sonra krallıklarımızın böyle bir barış davranışında bulunması adına çok mutluyum Kral Yaser."

Kral Manuel sıcak bakışlarını Zayn' e çevirip onun için de bir selam verdikten sonra Rhoslyn' e döndü. Rhoslyn ise kralı için dizlerinin üzerine çöktü ve başını eğdi. "Sizi tekrar gördüğüm için memnunum Majesteleri." dedi titreyen bir sesle.

"Ayağa kalabilirsin leydim." Kralının dediğini yaptı. "Babanı ve sevgili nişanlını öfkelendirsen de cesaretine hayran kaldım. Tıpkı Aaliyah gibi." Kendisine tıpkı babası gibi tebessümle bakan küçük prenses için hafifçe eğildi. Prenses gerçekten de ona hayranlıkla bakıyordu.


"Majesteleri, eğer izin verirseniz içimdeki özlemi söndürmek isterim." Kralın vereceği cevabı beklemeyen Ashton, Rhoslyn' e doğru yürüdüğünde Rhoslyn korkuyla bir adım geriledi ama artık çok geçti.

Ashton Irwin "Benim güzel nişanlım!" diyerek büyük kollarını belini sarıp bedenini kendine çektiğinde öyle çok sıkıyordu ki, canı acıyordu. Ama bu kötü olan değildi. Kötü olan, Zayn' in de yanlarında olmasıydı.

"Seni çok özledim."

"Bırak beni." dedi Rhoslyn sert bir fısıltıyla. Bu rezilliği kimsenin duymasını istemiyordu. Neyse ki o sırada krallar bir sohbete girişti. Onlarla birlikte bazı lordlar da konuşmaya başlamış, odak noktasından uzaklaşmışlardı. Zayn' in odağı hariç.

"Bırakmak mı?" dedi Ashton aynı fısıltı ile. Sıcak nefesi kulağındaydı. "Çok yakında evleneceğiz. Böylece her gece seni sikebileceğim. Açıkçası şu an bile benim için bir engel yok ama sana saygı duyuyorum. Anlarsın ya?"

Anghrist' in korkunç kükremesi tüm şehirde yankılandı ve kuzeyli insanların çığlıklar atmalarına neden oldu. Hatta kendisini sıkıca tutan Ashton Irwin bile irkilerek onu bırakıp geri çekilmiş, gözlerini gökyüzüne kaldırmıştı.

Ejderha kalabalığa yakın boş bir alana ayak bastığında toprak şiddetli bir şekilde titremiş ve üç ulu kurt da gökyüzüne doğru uzun bir uluma göndermişti. Kral Yaser hiddetle oğluna dönüp sertçe bakan ela gözleri ile bir şeyler anlatmaya çalıştığında Zayn, öfkeli bakışlarını ejderhasına çevirdi. Anghrist kükremeyi anında kesmişti.

"Ejderhalarınız burada olduğumuz için mutlu değil galiba." dedi Kral Manuel. Diğer ejderhalar gökyüzünde uçarak daireler çiziyordu.

"Onlar için endişelenmeyin." dedi Kral Yaser. "Kimseye zarar vermeyeceklerine gönül rahatlıyla inanabilirsiniz."

Kralın kurdu Abrecan, tehlikeli hırıltılar çıkararak sahibinin yanı başına geldi. Tehditkar altın sarısı gözlerini ejderha kralına diktiğinde Kral Manuel elini Abrecan' ın yumuşak postunda gezdirdi.

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now