I'm feeling so good(!)

778 97 250
                                    

*SuJu'yu destekleyin ve çok sevin lütfen *-*

"Hogsmade gezisi olacağına inanamıyorum!"

"Ben de!"

İki sarışın sevinçle zıplarken Jongin gözlerini devirdi onlara. Çocuk gibi oluşları sinir bozucuydu. Artık on beş yaşına gelmenin olgunluğuyla esmer olan çok daha sessizleşmiş, içine kapanmıştı. Basit şeyler onu mutlu etmiyordu. Başarı ve gelen zafer ona zevki tattırabilen tek şeyler olmuştu zamanla.

Yine de arkadaşlarının içten sevincine katılmadan da edemiyordu. Artık dördüncü sınıf olduklarından mütevellit haftasonlarını Hogsmade'de geçirmeleri mümkündü ve biraz olsun Hogwarts'ın havasından kaçınıp farklı şeyler görmek iyi geliyordu her büyücüye kendi gibi. Azıcık ötelerinde onlar gibi gülüp duran kişilerin sesini duyduğunda sesleri yavaşça kesilmişti sevincinin ancak.

Slytherin'li çocuklar ortalarına alıp uzun kollarını omuzlarına atmıştı Raven'ın. Önlerinden geçip gittiler bakmadan. Jongin hayal kırıklığına uğramış hissetmeye başlamıştı yok yere. Dört yıldır şu okulun belki de en çok kavga edenleri olmalarına rağmen nasıl olur da bir kere bile bakmazdı yüzüne. Laf atmak için yanıp tutuşuyordu halbuki kendisi.

"Aish." Luhan aniden saçını yolarcasına karıştırdığında dikkati ona yöneldi.

"Ne oldu?"

"Sehun ile kavgalıyız."

"Ne?" İşte bu arkadaşlarının kesinlikle duymayı beklemediği bir şeydi. Tatlı Hufflepuff şu dünyada kavga edecek son insan gibi duruyordu. Sarı saçları hafif tombik ve hiçbir kusur bulunmayan yüzüne ayrı bir masumluk katmıştı. Bu sene bambaşka birisiydi sanki. Duydukları haber haklı olduklarının beklenmedik bir kanıtıydı.

"Geçen sene onu bir çocuğu döverken gördüm. Sonrasında da birkaç kez atıştık. Umarım bu hafta sonu onlar da gelmez."

Jongin atıldı lafa. "Boş ver ya. Onları kim takar? Artık büyüdük hem biz."

"Bunu Kyungsoo geçince yüzü kıpkırmızı olan çocuk söyledi."

"Ya Huang!"

***

Karlı sokaklarda dolaşıp sanki geldikleri ilk günmüşçesine her şeyi inceliyordu çocuklar. Yirmi yıl içinde Hogsmeade en az değişen yerlerden biri olmuştu. Birkaç yer nadiren de olsa modernleşme yolunda adımlar atsa bile çoğu dükkan hala eskisi gibiydi. Üçgen çatılar bir düzen içinde yan yana dizilmişlerdi. Tahtadan yapılmış evler, hala bacası tüten dükkanlar ve elbette tarih kokan sokaklara dokunulmamıştı. Bu da çocukların en çok ilgisini çeken şeydi belki de.

İçlerinden en heyecanlısı olan Tao, her birini farklı farklı yerlere sürüklerken arkada kalan ikili yorulmuştu. Her ne kadar bu yeri gezmeyi sevseler de arada molaya ihtiyaç duyuluyordu. Böylece Hog's Head'e girmeye karar verdiler. Burası kesinlikle tarihi içinde barındıran bir yerdi, hem de yakın tarihi!

Bundan tam yirmi yıl önce, 95 kışında, okul müdürlerinden memnun olmayan bir grup Hogwarts öğrencisi Dumbledore'un Ordu'sunu kurmuştu burada. Şimdi o sandalyelerde oturmak tarif edilemez bir duyguydu. Onlar kadar cesur olup olmadıkları, buralara oturmayı hak edip etmedikleri tartışılırdı.

Yine de keyfini çıkarmaktan alıkoyamıyorlardı kendileri.

Hala eskisine benzer şekilde karanlık bir yapısı vardı buranın. Tahta sandalyeler ve masalar, kapının hemen yanında bir şömine ve aydınlatma için asılmış mumlar. Tek değişen şey gördüğü rağbetti. Herkes buranın artık farklı bir amaçla bulunduğunu biliyor, bu tarihi sayılabilecek yeri görmek için can atıyordu.

Ona Çeyrek Kala // KaiSooWhere stories live. Discover now