seven nation army

Start from the beginning
                                    

Derin bir nefes alıp yeniden aynanın önüne geçtim.
Tam bir aptalım. Ona neden bağırdım ki? Önceden onunla konuşmaktan bile korkarken şimdi sesimi yükseltiyorum. Ve o öfkeyle bir yerleri yıkmadı yada bana saldırmadı. Bu, vicdan azabı çekmeme sebep olmuştu.

Banyonun kapısı aniden açıldığında Ben'in sureti aynada belirdi. Tam zamanıydı(!) Bıkkınca arkamı dönüp kaşlarımı kaldırarak sorarcasına baktım.

"Oh bakın az önce kim hiçbir şeyden habersiz sevmediği bir manyakla nişanlandı?"

Gözlerimi devirerek onun sulu esprilerini daha fazla dinlememek için kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı kilitleyip anahtarı cebine koydu ve sırıtarak yolumu kapattı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Ver şu anahtarı."

Anahtarı cebinden çıkarıp ucundaki halkaya parmağını taktı ve elinde sallandırdı.

"Gel de al."

Benimle oyun oynuyordu. Kesinlikle. Yine de şansımı deneyip elimi anahtara uzattığımda hiç kıpırdamadan almama izin verdi. Bu kadar çabuk bitireceğini düşünmüyordum. Şaşkınca kapıya yöneldiğimde o klozetin yanına gidip dikkatimi çekmek istercesine boğazını temizledi. Ona dönüp baktığımda kapağı açmış elinde bir anahtar sallandırdığını gördüm.

"Sence burada kilitli kalsak ne tür şeyler yaparak vakit geçirebiliriz. Benim birkaç eğlenceli fikrim var."

Telaşla elimdeki anahtarı kilide takıp çevirmeye çalıştığımda başarısızlıkla yeniden ona döndüm.

"Seni adi piç!"

"Ouw... Kötü şeyler söylerken çok ateşli oluyorsun sevgili Louis."

Hızla onun yanına yaklaştığımda anahtarı avucunun içine saklayıp elini arkasına götürdü.

"Sanırım bu anahtarı hak etmelisin hayatım."

Uzun, rahatlatmasını umduğum bir iç çektim. Hayır. Hala sinirliyim.

"Sana, anahtarı ver dedim."

Alaylı kahkahası banyonun koyu fayans duvarlarında yankılanırken sabırsızca kıpırdandım.

"Öp beni."

İşte yine oyun oynuyordu. Küçük şımarık bir çocuk gibi.

"Senin oyunlarına vaktim yok Ben."

Bana bir adım yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapatırken elini belime yerleştirdi.
İfadesi ciddileşmişti.

"Gözlerin Louis... Başımı döndürüyor."

Ondan kurtulmak için ellerimi göğsüne koyup itmeye çalıştığımda sırtım soğuk duvarla buluştu. Bileklerimden sıkıca tutup başımın üstünde duvara bastırdığında alnını benimkine yasladı. Vücudu tamamıyla benimkine yapışmış durumdaydı. Korkuyla onu itmeye çalıştım.

"Sessiz ol Louis. Sadece bir öpücük. Ah zaten ilkini o manyağa verdiğin için sana çok öfkeliyim."

Ellerimi kurtarmaya çalışıp başaramadıktan sonra sinirle nefesimi verdim.

"Sanane! O benim sevgilim."

Cümlemi kesen onun dudakları olmuştu. Şehvetle öpmeye başladığında umutsuzca dilini dişlerimin arasına aldım. Ah selam Louis. O da acıyı hissetmiyor! Gülümsediğini dudaklarının gerilmesinden anlayabilmiştim.

Öpüşü sertleştiğinde başımı çevirmeye çalıştım. Ellerimi bırakıp yüzümü sabit tuttu. Bu kez ellerimi kullanarak onu itmeyi denediğimde bacaklarımı kaldırdı. Dudaklarını bir an olsun ayırmıyordu. Telaşla çırpınırken gözümden yaşlar akmaya başlamıştı bile.

cipa | larry ✓Where stories live. Discover now