senin için değerdi

5.5K 453 716
                                    

I'm so lonely
I don't know if I'll get through
I wanna be floating in space
but I gotta stay

---

Aşık ama yorgun bir düşünür, kurtar beni demiş. Yaşamım boyunca çok fazla yoruldum, kurtar beni. Hayır, kendinden değil ama kendimden. Draco Malfoy kendisinden kurtulabileceğini düşündüğü birçok gece geçirmişti, aslında kendisinden memnun olmadığından değildi bu, hadi ama o bir Malfoy'du, zekiydi, iksirde çok iyiydi ve içinde saklı olan gücü herkes hissediyor olsada tanık olmamışlardı. Dışarıdan nasıl göründüğünün farkındaydı elbet, ancak o içeride korkuyordu.

Draco Malfoy sahiden korkuyordu. Yapmak istemediği şeylere zorlanmaktan korkuyordu.

Harry'le konuşmalarının üzerinden çoktan üç gün geçmişti. Bu üç günde gece gezintilerini azaltmış olsa da hala uyuyamamanın huysuzluğuyla kendisini etrafındaki olanlara veremiyordu Draco. Blaise bu ara vaktinin çoğunu ya kütüphanede ya da kendi yatağında kitap okurken geçiriyordu ve hiç eğlenceli değildi. Pansy ise onun aksine Draco'nun anlatmasını istediği için Draco ondan kaçıyordu.

Anlatmak istemiyordu ki. Anlaşılmayacağını bilirken anlatmak saçmalıktan ibaretti ona göre.

Tekrar kendinden kurtulma olayına gelirsek, Harry'le konuşmasının üzerinden geçen dördüncü gününde kütüphaneden bir kitap almak için rafların arasında dolanıyordu. Beyaz elleri soğuktan çatlamıştı ve hafif kızarıklardı. Soğuğu seviyor olsa da vücudu pek hoşlanmıyor olmalıydı.

"Son birkaç gündür sürekli gözün onun üzerinde, fark etmedim sanma."

Tanıdık ses tonuyla duraksadı, bu Hermione'nin sesiydi ve kısık olmasına rağmen onlara yakın olduğu için duymuştu. Hemen bir sıra önünde Herm ve Harry oturmuş ödev yapıyorlardı. Harry'nin son söylediklerinden sonra amacının ne olduğunu merak ediyordu o yüzden sırtını rafa yaslarken onları dinlemeye başladı.

"Saçmalıyorsun, neden Draco'yu izleyeyim ki?" dedi Harry ama sesinde bariz yakalanmış olmanın o tınısı vardı.

Draco ellerini göğsünde birleştirirken gülümsedi, yanılmamıştı. Onun hakkında konuşuyorlardı işte.

"Bu ara siz ikiniz beni endişelendiriyorsunuz. Draco'ya karşı bir şeyler hissetmeye başlamadın değil mi?"

Draco nefesini tuttu, bu soru kendisinde bile büyük bir etki uyandırmışken Harry'nin suratını daha çok merak ediyordu.

"Herm sonunda kafayı yedin. Draco Malfoy'dan bahsediyoruz. Yaptığı onca şeyden sonra ona aşık olmam mümkünmüş gibi konuşma."

Draco devamını dinlemedi, orada daha fazla durmadı da. O pek aşk insanı da değildi zaten, Harry'nin ona aşık olup olmaması neden önemliydi? Neden o gece öpüşme kelimesi bile hayal etmesine sebep olmuştu ki? Harry Potter haklıydı, Draco Malfoy iyi bir adam değildi. Yaptığı onca kötü şeyden sonra sevilmeyi hak etmiyordu.

O halde neden bu kadar hayal kırıklığına uğramıştı, neden gözleri etrafında olan biten hiçbir şeyi görmeyecek kadar bulanıklaşmıştı? O halde neden kalbinin acıyla atması bu kadar beklenmedikti?

Ellerinin soğuktan acımasını önemsemedi, daha büyük bir acı boğazından tırmanırken düşünecek çok fazla şey kalmamıştı.

Keşke sahiden kendisinden kurtulabilseydi.

---

"Hogsmeade gezisinde sadece iki gün kaldı. Hala yıldızları indiremediğine göre, sanırım Blaise Zabini tarih olacak."

Across The UniverseWhere stories live. Discover now