bir

8.4K 500 493
                                    

Dalay'ın Ağzından

Oflayarak evin kapısını açıp yalın ayakla Berklerin kapısına adımladım. Allah'ın psikopatı yüzünden sadece işim yarım kalmamıştı, en nefret ettiğim şeylerden biri olan, istemediğim bir şey yaptırılmaya zorlanmıştım.

Berk'i sikmek vardı da, çocukluk yapacak yaşı geçmiştim.

Tabii o da geçmişti ama bu onu durdurmaya yetmiyordu.

Çünkü o Berk'ti.

Zile uzanarak, büyük bir güçle abandım. Annesi evde olsa çağırmadı bence, o yüzden abanmakta bir sakınca görmemiştim. Gerçi o Berk'ti, çağırırdı. Bir anda elimi geri çekip beklemeye başladım. Hayır çıkmadan önce kapıyı aç diye boşuna mı demiştim ben?

Berk'le Toprak'la tanışmalarından daha uzun süre öncesinde tanışmış olsakta sadece annelerimiz birbirlerine gidip gelirlerken karşılaşırdık. Okullarımız da ayrı olmuştu hep. Çoğunlukla çıkar ilişkisiydi bizimki. Ben onun ödevlerini yapardım, o bana oyun alırdı. Tam bir oyun hastasıydım. Annemle babam ayrı olduklarından babam nafaka parası veriyordu ancak ben onu üniversite için biriktiriyordum. %97 burs kazanmamsa tamamen çok çalıştığımdandı.

Berk'se benden şanslıydı. Babasıyla annesinin imrendirecek ilişkileri vardı, ikisiyle de iyi anlaşıyordu. Ayrıca iki dedesindende miras kalmıştı, o yüzden şu an gittiği üniversiteye gidebiliyordu. Üniversite sınavına ben çalıştırmıştım, o notu benim sayemde almıştı. Her gün onlara gitmiş 4 ayda, her hafta bir dersin sınıfı olmak üzere, 9, 10, 11 ve 12. sınıf konularına çalıştırmıştım. Ben olmasam o üniversitenin kapısının önünden bile geçemezdi.

Bunlarla övünüyor değildim, sadece olanları anlatıyordum. Bunlar dışında hiç doğru düzgün bir şey yapmamıştık. Toprak'la ya da takılabileceği binlerce kankasıyla yapacak bir şeyi olmadığı zamanlar arada evine çağırırdı, dizi ya da film izlerdik. Neden beni çağırırdı anlamazdım. Büyük ihtimal yine onun için çağıracaktı ama söylediğim şey yüzünden şimdi bambaşka şeye dönmüştü.

Nefesimi sıkıntıyla üflerken birkaç tık sesiyle kapı açıldı. Dikkatimi çeken ilk şey üstünde sadece boxer olduğuydu. Dişlerimi birbirine bastırırken "Lan kapı böyle mi açılır?" diye sordum.

Kafasını eğip üstüne baktı. Gözlerini birkaç kez kırpıştırıp "Ne var ki üstümde?" diye soruyla karşılık verdi.

"Hiçbir şey yok işte amına koyayım."

"Ee yani? Senin üstünde var da nolmuş? Çıkaracaksın zaten. Daha yeni uyandım, hiç giymekle uğraşamazdım. Giysem bile çıkaracaktım sonra sonuçta. Ne kendimi yoracağım giy çıkar yapmakla? Hiç uğraşamam."

Kafamı iki yana sallarken "Üniversite 1. sınıf mısın, yoksa ilkokul 1. sınıf mı belli değil amına koyayım." dedim.

"Göstereyim?" dedi alt tarafını işaret ederken.

Gözlerimi devirdim, "Göreceğim birazdan zaten. Eee burda mı yapacağız, yoksa içeri almayı düşünüyor musun?"

"Ha kabul ediyorsun yani. Ben gelip yapmayalım diyerek başımın etini yersin diye düşünmüştüm."

"Bakılır o kısma. Alacak mısın beni içeri artık?"

"Sen beni al."

"Nasıl yani?"

"Yok bir şey, gir hadi içeri."

Ona hafiften sürtünerek içeri geçtim. İstemeden olmuştu ama rahatsız olmuş gibi durmuyordu. Derin bir nefes alırken yerini çok iyi bildiğim odasına doğru yürümeye başladım. Çok iyi biliyordum çünkü film izlesek odasında izlerdik. Çocuğun duvarında kocaman televizyon vardı amına koyayım, yatağı deseniz iki kişilikliydi. Ondan rahatı yoktu herhalde dünyada. Ben odaya göz atarken o da odaya girdi.

Bize Gelsene | Boy×boyWhere stories live. Discover now