without a world

Mulai dari awal
                                    

"İyi!"

"İyi!"

Hastaneden çıkıp üç sokak ilerideki kampüs binasına yürürken hala peşimdeydi. Derin bir nefes alıp ona dönmeden bağırmaya başladım.

"Beni takip etmeyi bırak!"

"Benim nereye gittiğim beni ilgilendirir."

Vay canına. Bana benim sözlerimle karşılık veriyordu. Hodri meydan!

"Onun cidden yurda geri döndüğüne inanıyor musun tatlı kurabiyem?"

Tatlı kurabiyem kısmını bir süre kafamdan attığımda Harry'nin yurda dönmemiş olma ihtimalini düşündüm.

Ayaklarım yürümeyi kesti ve ona döndü.

"Nereye gideceğini tahmin edebiliyormuş gibi konuşuyorsun."

Kocaman keyifli ve alaylı bir kahkaha attı. Bundan zevk almasından nefret ediyordum.

"Hiç kimse." dedi bana yaklaşırken.

"Onu benden iyi tanıyamaz sevgilim. Hiç kimse."

Göz kırptı ve iki parmağını sıkıştırarak yanağımdan makas aldı. Kendimi dizginlemeye çalışırken yeni bir derin nefes seremonisi daha gelmişti.

"Nerede?"

Güldü. Yeniden ve yeniden benimle eğleniyordu.

"Tabiki söylerim."

Beklentiyle ve muhtemelen boş gözlerle ona bakıyordum. Ah nasıl unuttum? Şimdi şartını söyleyeceği kısımdaydık.

"Tabiki söylerim ama..." dedim onun taklidini yaparak.

İşte yine gülüyordu.

"Çok sevimlisin." diye mırıldandı kocaman hayran budalası gülümsemesiyle.

Kaşlarım çatıldığında kendini toparlayıp yeniden alaylı ifadesine bürünmüştü. İltifatını düşünmek için uygun bir zaman değildi zaten.

"Tabiki söylerim ama sen bugün onun yanına gitmeyeceksin."

Hah. Evet kesinlikle benimle oyun oynuyor. Harry yanımızdan ayrıldığından beri beni oyalayıp peşinden gitmemi engelledi. İşte şimdi de şartlar başladı. O güvenilmez biri.

"Sana neden inandıysam?"

Kafamı sıkıntıyla sallarken arkamı dönüp yürümeye devam ettim.

"Tamam söyleyeceğim."

Elini kolumda hissettiğim an durdum.

"Styles Aile Şatosu ve Mezarlığı'nda. Evet. Muhtemelen sen bugün oraya gidersen yanına bunu da eklemek zorunda kalacağız."

Ben'in iğneleyeci, sinir bozucu esprisini bir kenara atınca gözlerim büyüdü. Harry oraya asla kendi isteğiyle gitmez. Buradan, Ben'in benimle alay ettiğini anlamış oldum.

"Anlamadın mı Louis?"

"Tabiki anladım. Ve ne yazık ki inanmadım."

Yüzüne alaylı bir dehşete düşmüş ifadesi yerleştirdi.

Harry... Onun karşısına çıksam ne anlatacaktım ki zaten? Tüm bunların yalan olduğunu mu? Maalesef ortadaki tek yalan yıllardır Harry'den saklanan gerçek. Ve benim de buna alet olmam. Tanrım... Hiç öğrenmemiş olmayı dilerdim.

"O bir kaçık. Onu tanımıyorsun Louis. Amcam onun çocukluğunu oraya kilitlediği için, tüm insanlığa kin tutarken, ne zaman duygusal çöküş yaşasa kendini oraya kapatıyor."

cipa | larry ✓Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang