"Eğer sorun ailense arayıp konuşabilirim. Oğlumun ders verdiği kızı yakından tanımak isterim." Aramızda bir şeyler varmış gibi konuşması beni tedirgin ederken Baran da "Annemin makarnası çok güzel olur. Kaçırmak istemezsin." deyince kalmaktan başka çarem kalmamıştı.

Anneme mesaj atıp "Başka götürülecek bir şey var mı sofraya?" diye sordum Baran'ın annesine.

"Sen otur canım, hallettik biz."

Gülümseyip oturduktan birkaç saniye sonra onlar da yerleşmişlerdi masaya.

"Bu arada ben kendimi tanıtmadım hiç. Sema ben. Ee siz ikiniz nasıl tanıştınız, anlatın bakalım."

Baran'la göz göze geldiğimizde aramızda yaşanan gerginliği anlatmamı istemediğini anlamıştım.

"Ben okulumuzun yakınında bir kafede çalışıyorum. Baranlar da sınavlara çalışmak için okuldan sonra genelde oraya geliyor. Siparişlerini almak için gittiğimde arkadaşı Hakan beni tanıdı. O şekilde tanıştık."

"Anlamadığı soruları soruyordu bana ilk başta, anlattığımda da hemen anlıyordu. Böyle olunca da Hakan ders verme işini çıkardı ortaya."

"Kız arkadaşlar da ediniyor olman güzel, Baran."

"Sanki hiç yokmuş gibi konuşuyorsun." dedi Baran gözlerini devirerek.

"Melek'ten başka var mı acaba? Hem ben Mira'yı daha çok sevdim."

Utançtan büyük ihtimal kırmızı olan suratımı saklamaya çalışarak "Şey, teşekkürler." diyebildim.

Baran alayla "Poyraz gibi mi olmamı isterdin?" diye sordu.

"O kadar da değil." dedi Sema teyze.

"Poyraz'ı tanıyor musunuz?" diye sordum merakıma yenik düşerek.

"Melek'i tanıdığım için Poyraz hakkında da bir şeyler biliyorum. Sen tanıyor musun? Gerçi aynı dönemde olduğunuz için tanımaman imkansız ama konuşmuşluğunuz var mı?"

"Evet, var. Arkadaşız gibi bir şey." Sema teyze şaşırmış gibiydi.

Baran "Merak etme anne. Mira, Poyraz'ın peşinde koşan bir kız değil. Hatta tam tersi, Poyraz onun peşinden koşuyor." dediğinde sesinde alay vardı.

Ona sus dercesine baktım. Annesinin bu kadar detayı bilmesine gerek var mıydı?

Sema teyze daha da şaşırmıştı. "Eğer öyle bir çocuk bir kızın peşinden koşuyorsa ondan hoşlanıyordur."

"Hayır, benden hoşlanmıyor." dedim, konunun kapanmasını istiyordum.

Baran da huzursuz olduğumu hissetmiş gibi "Neyse, kapatalım bu konuyu." dediğinde rahat bir nefes almıştım.

•••

"Ben artık gideyim." deyip çantamı elime aldım. Sema teyze biraz daha kalmamı istese de saatin geç olduğunu bahane etmiştim.

Kapının önüne gelmişken Sema teyze "Baran, Mira'yı sen bırak. Hava kararmış." dedi ve telefonu çalmaya başladı. Bana kısaca veda edip telefona koşturunca Baran'la baş başa kalmıştık.

"Kendim giderim, boşuna yorulma sen."

"Boşuna yorulmayacağım zaten." deyip göz kırpınca kalbim tekledi.

Arabasına binince tüm cesaretimi toplayıp "Neden annenin yanında bu konuyu açtın?" diye sordum.

Gözü yoldayken cevap verdi. "Konu zaten açılmıştı. Yanlış anlamaması için açıkladım."

5 NUMARAWhere stories live. Discover now