Bölüm-11 MEKTUP

3.8K 294 217
                                    

Çanını yediklerim bu bölüm benim için çok özel oldu. En sevdiğim bölüm oldu.
🗣Okuyup bitirdikten sonra özellikle bu bölüme yorumlarınızı ve votelerinizi(oylarınızı) bekliyorum❤️
Sizi çok seviyorum,
İyi okumalar,
Bölüm-11
"Mektup"
Bir mektubun varlığından bahsediyordu. Kağıdı okur okumaz masanın etrafına dolaştım ve çekmece ile göz göze geldiğimi hisseder gibi oldum. Sanki bana bir şeyler söylemek istiyor, olacakları önceden uyarıyor gibiydi. "Okursan pişman olursun" dediğini duyar gibi olmuştum. Tüm vücudum kasılmıştı, yapacak tek bir şey vardı. O mektubu birazdan açıp okuyacaktım. Hazır olup olmadığımı bile bilmiyordum ama okumak zorundaydım. Çekmeceyi yavaşça açtım, beyaz bir zarf  öylece orada duruyordu. Avuç içlerimin terlediğini fark etttim. Zarfa doğru eğildim, elime aldığımda ateş gibi yakmıştı tüm bedenimi. Arkasını çevirdiğimde "SON UMUT" yazıyordu. Sondan kastının ne olduğunu merak ediyordum tekrar masanın önüne geldim ve koltuğa oturdum. Artık mektubu okumaya hazırdım. Yavaşça açıp okumaya başladım;

"Son umuduma,
Sana bunları beni anlamayacağını bildiğim halde yazıyorum.
Ben kim miyim?
Ben İdil Korkmaz, daha bebekken anne ve babasını büyük marmara depreminde kaybetmiş küçük bir kız çocuğuyum. O zamanları ben hatırlamam ama anlatılana göre müstakil tek katlı bir evde yaşarmışız. Ve o gece ne olmuş biliyor musun? Annem saatler tam 03.02'yi gösterdiğinde deprem olduğunu anladığı anda beni camdan dışarıya atmış.
Sırf beni yaşatabilmek için. Daha 1 yaşımdayım,sabahında beni buldukları zaman hiç ağlamamışım biliyor musun? Oysaki o gece ben orada iki kanadımı kaybetmiştim. Şimdi gökyüzüne neden düşmanım anlıyor musun?
Artık uçamıyorum İlkay. Ben anne kokusu nedir,baba şefkati nasıldır bilmem. Hiç hissetmedim.
Diğer akşam televizyonlarda "mucize bebek" koymuşlar adımı,oysaki ben yıkımın ta kendisiydim.
Keşke bende o gece orada ölseydim,
Ben senin hiç görmediğin yerden düştüm,tutanım olmadı.
Ben senin beni hiç görmediğin yerde durdum,bulanım olmadı.
Ve ben İdil Korkmaz, daha 9 yaşındayken kadın ne demek onu öğrendim. İnsanların ne kadar acımasız,ne kadar riyakar olduğunu kafamın bir köşesine derin bir şekilde kazıdım. O geceden sonra beni yetimhaneye götürmüşler. Dokuz yaşıma kadar "mucize çocuk" diye çağırdılar. Ta ki yetimhaneden kaçtığım o geceye kadar. İlk yetimhaneden kaçtığım gece, evimizi,anne ve babamı görmeye gittiğim zaman artık ben eski ben değildim. İnsanlar çabuk unuturlardı ve ben o geçmişimi kendimle birlikte mezara gömdüm. İnsanın kendini mezara gömmesi nasıl bir duygu bilir misin? Çıkmak istedim,tabutuma ayakları ile bastılar. Kırmak istedim üstüme daha çok toprak attılar ve ben o mezarı kabullendim.
Sana toprağın altından bağırdım,beni duymadın.
İlk başlarda karanlıktan korkardım,ama gözlerim karanlığa alışmıştı artık..
Yalnızlık nedir?
En iyi ben bilirdim,seni görünceye kadar.
Beni böyle bırakma kal,
Nolur kal sakın beni bırakma İlkay,
Ve ben İdil Korkmaz artık 13 yaşındayım. Yetimhane kaçağıyım artık. Kendi kendime yetmeye çalışıyorum ama yetemiyorum. 13 Yaşında ayaklarımın üstünde durmayı öğrendim ben. Bir şeyler satarak karnımı tok tutmayı,bir ateşin başında ısınmayı öğrendim. Aile nedir onu gördüm. Kediler benim arkadaşlarım, her Allah'ın günü onlarla konuştum. Benim annem köpeklerdi,sevgi nedir ondan hissettim. Ve İlkay benim hiç babam olmadı,
Sen ol istedim, sen de ne istediğimi bile bilemedin.
İki yıl boyunca her gün düştüm, her gün daha da derine düştüm. Sonu olmayan bir boşlukta düştüm. Ama hep kalktım. Olmayan kanatlarımla her gün uçurumdan atladım,
Ama artık kalkamayacak hale geldim ve yorgun düştüm.
Sana son kez bakarken yalvardım. Bu sefer beni sen ayağa kaldır istedim.
Duymadın.
Ve Ben İdil Korkmaz 15 yaşındayım. Kaçak hayatım yalnızca iki yıl sürdü. Buldular beni. Saklandığım en ücra köşedeki hiç acımadan çekip çıkardılar beni. Mezarımdan tam çıkıyorum derken çukuru daha da derinleştirdiler. Bu hapisaneye tekrar tıktılar beni.
Buraya göre çok fazlaydım ben, çocuklar korkmuş ağlaşıyorlardı. Bitmek bilmeyen dertlerini haykırıyorlardı.
Ve ilk geri getirildiğim gece ışıklar kapandığında gökyüzüne açılan eller acı ile birer birer kapanıyordu.
Ne yaptım biliyor musun? Tekrar kaçmaya kalktım o gece,
Veda etmeden kaçıp gitmeye kalktım.
Veda edilmeden gidilmezmiş onu anladım.
Yetimhaneden kaçacağım gece bana sahip oldu. İlk tecavüzüme o zaman uğradım. Ne kadar basit söyleniyor değil mi?
Yalnızca iki kelime çıkıveriyor ağızdan,
O gece ne oldu biliyor musun İlkay?
O gece melekler bile bana ağladı...
Çaresizliğime,
Yok olup gidişime,
Benliğimi kaybedişime ağladılar.
Ben de sana ağladım,gözlerimden kan geliyordu içime akıttım.
Farkında bile olmadın.
Ve ben İdil Korkmaz 18 yaşındayım. Üç sene boyunca sayısız tecavüze uğradım. Bu sefer her Allah'ın günü kendime lanet ettim. Mezardan çıkmak bile istemedim. Gitsinler  istedim.
Son umudum, ne oldu biliyor musun?
O mezardan beni tek hareketleri ile acımadan çıkardılar.
Yetimhaneden kendileri gönderdiler bu sefer, pençelerimle duvara tutundum.
O bile çare olmadı, parmaklarımı kesip attılar sanki,
Dayanamadım.
Ama iyi bir haber vereceğim sana. Artık düşmüyorum. Çünkü en dipteyim. Avazım çıktığı kadar bağırdım,ve sen beni duymadın.
Kaderime razı geldim,herkesten ve her şeyden tiksindim. İntihar etmeyi denedim onu bile beceremedim.
Merak ediyorsundur,Bora bu işin neresinde diye?
Onu da ona  bırakıyorum son umudum.
Ve ben İdil artık 20 yaşımdayım. Bana sahip olan adamlardan,kurtulmak için 2 yıl boyunca elimden gelen her şeyi yaptım.
Beceremedim.
Bana destek olursun yanımda dağ gibi durursun diye düşündüm,doğru hesap edemedim.
Seni gördüğümde kurtuluyorum dedim. Yaşadığımı bir nebze olduğumu hissettim.
Bana sahip çıkmanı,yardım etmeni istedim,anlayamadın.
Bu mektuptan sonra ne olur anla son umudum.
Kal gitme,
Kanadım ol benim."
Mektubu bitirdiğimde gözlerimdeki yaşlar kağıdı sırılsıklam etmişti. Ellerim titriyordu.
Ağlamamak için kendimi daha fazla tutamadım haykırırcasına ağlamaya başladım.
Hemen telefonu cebimden çıkardım, bir an önce buna son vermeliydim.
İdil'i aradım, o an bir kez daha yıkıldım.
"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."

Biçimsiz HayatWhere stories live. Discover now