Alnını alnıma yasladı. Gözleri sımsıkı kapalıyken onun kusursuz yüzünü yeniden bu kadar yakından izledim.

"Ama şimdi buradasın. Çünkü burada olmak istiyorsun... Değil mi?"

Yeşilleri göründü ve bana merakla baktı. Görüşünü netleştirmek için mesafe açtı.

"Buradayım. Çünkü burada olmak istiyorum. Çünkü sana değer veriyorum. Çünkü bunu hak ediyorsun."

Küçük, neşe ve hayret dolu bir kahkaha attı. Elini yanağıma koyup beni kendine çekti. Dudaklarımız birleşmiş ve onun baş döndürücü sert öpücükleriyle hassaslaşmıştı. Sonra dudaklarımdan ayrıldı ve yüzümün her yerine minik yumuşak öpücükler bıraktı.

"Louis. Benim masum, kusursuz Louis'yim."

Ellerimi sırtında gezdirdim. Tuhaf bir şekilde onun tümüyle bana ait olduğunu hissederek kibirlenmiştim.

"Seni o kadar çok seviyorum ki bazen bunun imkansız olduğunu düşünüyorum." diye fısıldadı bu gizli bir sırmış gibi.

Bir an sonra kendimi ona sıkıca sarılmış bir halde bulmuştum.

****

Gece üç saat aralıklı uyku bölünmelerimi saymazsak Harry'nin kollarının arasında geçirdiğim en güvenilir ve en huzurlu uykuydu.

Sabah nihayet sonuçlarının belli olduğu raporlarım için hastaneye gidecektik. Harry çıktığı yeni trajediyi unutmuş gibi görünüyordu.

Hastane koridorunda elime sarılmış yürürken tedirgindi. Bunun sebebinin sonuçlarından korktuğu raporlar olduğunu düşünüyordum.

Mizah yeteneği zengin doktorun kapısının önünde durduk. Çok geçmeden, tanıdık sarışın asistanı bizi içeri davet etmişti.

"Louis Tomlinson'un sonuçları için buradayız." dedi Harry adama fırsat vermeden.

Bay Statham büyük mavi kapaklı dosyasının içini karıştırdı ve biraz sonra içinden kağıdı çıkarıp bize uzattı.

"Anlaşılan bir sorununuz yok Bay Tomlinson."

Harry kağıtta yazılanları inceledikten sonra doktoru dikkate almış ve korkulacak bir şey olmadığına inanmıştı.

"Tanrıya şükür." dedi gülümseyerek, alnıma uzun bir öpücük bırakmadan önce.

Hastanenin, içimi bunaltan havasından hemen çıkmak için yürümeye başladığımızda Harry şimdi daha rahat ve neşeliydi.

"Seni mükemmel bir yere götüreceğim. Kahvaltı yapmalıyız. Eminim sende benim gibi çok acıkmışsındır."

Yüzüme bir gülümseme yayılırken ona cevap vermek için araladığım dudaklarım, koridorun sonunda bu tarafa doğru yürüyen Ben'in görüntüsüyle geri kapandı.

El sallayarak her zamanki alaylı ifadesiyle bize yaklaşırken Harry elimi sıkıca tuttu.

"Her yerde karşımıza çıkıyor." diye mırıldandım kendi kendime.

"Selam kardeşim! Ve onun en sevdiğim sevgilisi!"

Sesi duvarlarda yankılanırken Harry'nin sıkıntılı iç çekişine eşlik ettim.

İkimizde ona cevap vermemiş ve hatta bakışlarımızı bile çevirmemiştik. Sadece onun herhangi bir can sıkıcı konuşmasına maruz kalmadan buradan uzaklaşmak istiyordum. Geldi ve tam karşımızda durup yolumuzu kesti.

"Ee... Sonuçlar iyi mi? Umarım sana kalıcı bir hasar vermemişimdir hayatım. Zaten bunu yaptığım için yeterince vicdan azabı çekiyorum."

cipa | larry ✓Where stories live. Discover now