-Palet'in Birinci Yüzü-

90 2 0
                                    

Halo !

insanların yaşamına dokunacak sıcak arkadaşlık hikayelerini birleştirdiğim kısacası renklerin ve müziklerin insana ne kadar dokunabilceğiyle ilgili birkaç metafor benim yazdıklarım.

umarım beğenirsiniz.

Bölüm şarkısı;

Fenne lily - What's good

Bugün yani sabahın 5 civarı kendime verdiğim milyonlarca sözden biri olan hayatın monoton gidişini düzeltmek için kendi çapımda birşeyi değiştirmek için planladığım maddelerin sadece 1'ini yapmaya koyuldum,

yaklaşık milyonuncu denemeydi...

ama umutluydum çoğu 16 yaşındakilerin aşk,macera arayışının benim dünyamda ki karşılığı buydu..

kitap yazmak.

milyon tane insanın hayatına dokunabilmek için atılan ufak bir adımdı en azından benim gibi hissedenlere...

dünya ile aynı planı yapmış gibi bugün bütün değişikliklere imza atıyodum.
Yaz tatilinin bitişi dedemin sakin akdeniz kıyısı evinden istanbulun depresif ve kalabalık yaşantısına gidişimin bileti çoktan kesilmişti
ve takvimdeki sayılar bugünü işaret ediyordu.

11 eylül...

bavulumu topladım.
2 gözlü küçük evimizin camından son kez kiraz ağacına ve kuşlara gülümsedim, hayalgücümün eseriydi galiba
onların da bana veda ettiklerini hissediyordum. Herzaman ki gibi ufak bir anı olarak bu sefer de beyaz kuş tüyü aldım ve geride birkaç kitabımla çizimlerimi bıraktım bakalım gelecek yıl nelere gebe olacaktı.

kapıdan çıktım beni evden yolcu eden anneaneme sarıldım ve gözyaşlarına hakim olamadı gene
herzamanki gibi evi son terk eden tatilci bendim.
dolayısıyla en ağlamaklı hali gören de bendim.
Yavruları ve torunları kuş olup yeni mevsim yerlerine kanat çırpmıştı şimdiden yüreği gibi...

eve son kez göz gezdirip dedemin mirası göz bebeği arabasına binip kulaklığımı taktım.
Torosların sıra sıra kayışı ve insanların hep biyerlere gidişi asla anın tadını çıkaramıyışları doğanın güzelliklerini fark edemeyişleri üzücüydü.

otogara geldiğimiz ve otobüsün ufaktan görünüşüyle dedeme sarılıp bavulumu elime aldım.
güçlü adamdı benim dedem ağlayışını bile gizliyecek kadar.
otobüs geldiğinde bavulu yerleştirip direkt bindim.
yerime yerleşince camdan görülmediğini sanan ağlayan dedemi gördüm içim cız etmişti.

vedalar bu kadar zor olmamalıydı.

rutin tekrarımı uyguladım kulaklığı tak, yastığı yerleştir ve camdan başını kaldırma evet dünyanın ufak otobüs seyehatına hoş geldiniz.

ben camdan dışarıyı seyredip hayallere dalmış iken yanımızda biten orta yaşlarına yeni gelmiş muavinin sesi kulağımı doldurmuştu bile,

'' bayan biletinizi alabilirmiyim?''
tabi hayal ettiğiniz gibi ses tonuyla değil daha çok nerenin olduğunu saplıyamadığım şivesiyle şöyle söyledi;

''bağyan biletinizi göreyim ehehe'' gibi bişeydi.
tabi ben bunları düşürken yüzüme bakan onlarca yolcu ve muavin sorularının cevaplanmasını bekliyorlardı,
haklıydılar.

yüzümün kızarmasına engel olamayarak ''aa pardon, şey, hemen çıkartıyım.'' gibi değişik bir cümleyle dışar vurmuştum sesimi

ve o an yüzüme çarptı gerçeklik.. birbirini takip eden yoldaki beyaz çizgiler kocaman bir düşünce baloncuğu oluşturdu zihnimde

DENGE -İnsan KuşağıTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon