16.BÖLÜM

2.1K 210 198
                                    






Selin'den


Sabah,çalan alarm sesiyle uyanıyorum.Saat henüz 7 ama bugün büyük gün.Akşam saat 8'de orkestra arkadaşlarımla birlikte ilk konserimizi vereceğiz.Tabi önce,saat 11'de başlayıp, 2 saat sürecek konser provamız var.

İçim,içime sığmıyor heyecandan.Biraz da korkuyla karışık bir heyecan bu.Hatta bu sebeple pek uykumu da alamadım ama yine de kendimi enerjik hissediyorum merak etmeyin.

"Ya herşey berbat olursa?,Ya konserlerde başarılı olamazsak?"diye korkmuyorum desem,çok büyük yalan söylemiş olacağım.Hem kendime hem de size.

Ama sonra,sol yanıma dönüp huzurla uyuyan Mavi'yi görünce,yine yüzümde her zaman olduğu gibi kocaman bir gülümseme beliriyor.Tüm bu korku ve heyecanın yanı sıra.Kendimi bir anda o huzursuzluktan arınmış hissediyorum.

Bu durum,kesinlikle Aliş'in varlığının benim üzerimde yarattığı sakinleştirici etkiden kaynaklanıyor,biliyorum.

O bana,o güzel okyanuslarıyla aşkla baktığında dünya üzerinde yapamayacağım,başaramayacağım bir iş yokmuş gibi geliyor hep.Kendimi çok güçlü hissediyorum o anlarda.

"Hadi Selin,kalk şimdi ve banyodaki rutin işlerini hallet hemen.Herşey çok güzel olacak merak etme"diye mırıldanıyorum kendi kendime.

Ardından,banyoya ilerleyip duş almak da dahil tüm günlük işlerimi 15-20 dakika gibi bana göre çok kısa bir sürede hallederek, odamıza geri dönüyorum.Kendi hızıma kendim bile şaşırıyorum inanın.

Üzerimde bornozumla odaya geri döndüğümde,Ali'nin uyandığını ve üzerinde sadece boxer'la odada bulunan lila kanepeye oturarak benim duştan çıkmamı beklediğini görüyorum.Bu kez duşta bir yaramazlık yapamayacağımızı anlamış olmalı.

"Günaydınnnn aşkım"diyerek boynuna sarılıyorum.Başımı ellerinin arasına alıp,bir öpücük konduruyor dudaklarıma hemen.

Bir yandan da,"Öyle harika kokuyorsun ki ne yapacağım ben senin bu kokunla?"diye soruyor.

"Ben senin o muhteşem deniz kokunla nasıl kendimden geçiyorsam,sen de benim kokumla öyle kendinden geçeceksin bitanem.Ama şimdi hemen günlük işlerini hallet ki,seninle şöyle mükellef bir kahvaltı edebilelim "diyorum gülerek.

"Tamam aşkım "deyip,banyoya ilerliyor hemen.

Ben de o sırada,oda servisini arayıp odamıza güzel bir kahvaltı sipariş ediyorum.

Roma'da bir Mertoğlu otelinin olması çok güzel gerçekten de.Bu sayede güzel bir Türk kahvaltısı edebileceğiz çünkü.

Kahvaltı gelmeden,hemen üzerime kırmızı-beyaz kolsuz bir t-shirt,dizleri hafif yırtık koyu mavi jean ve beyaz spor ayakkabılarımı giyiyorum.

Hafif bir makyaj yapıp,parfümümü sıktığım sırada görevli kapıyı çalıp,ardından sipariş ettiğim kahvaltıyı dairenin oturma odası şeklinde düzenlenmiş olan diğer odasındaki masaya yerleştiriyor.

Ben de bu arada saçımı tek örgü yapmakla meşgul oluyorum.Hem Aliş bu saç şeklini çok seviyor hem de prova sırasında rahat olur diye.

10-15 dakika sonra Ali,dağınık şekilde kuruttuğu saçlarıyla kahvaltının bulunduğu odaya geliyor.Üzerine siyah jean pantolon,haki yeşil bir gömlek ve yine haki yeşil spor ayakkabılar giymeyi tercih etmiş bugün için.

Hayranlıkla süzüyorum onu.Bir yandan da "Çok çekicisin aşkım"diyerek.

"Sen asıl kendini görsen"diyor.

ARYAWhere stories live. Discover now