9 ❈ Nagara Sokakları

202 29 13
                                    

"Uyan. Kalk. Hazırlan!" Kumaş parçası havalanıp Rio'nun üzerine düştü ve onu yerinden kaldırdı. Akrep kızla göz göze geldiğinde ellerini birbirine birkaç kez vurup "Gidiyoruz." dedi ve odadan çıktı.

Nereye gidiyorlardı?

Rio bu durumdan hoşnut olmasa da yerinden kalktı, odasında bulunan banyoya yöneldi ve kendine gelebilmek için yüzüne soğuk su çarptı. Kirli aynada yansımasına bakarken gözlerindeki ışıltıyı daha yitirdiğini gördü. Örgü tutamları yine dağılmıştı, bugün yeniden saçlarını örmeyi planlıyordu ama belli ki buna vakti yoktu. Örgülerini çözmek zorunda kaldı. İşi bittiğinde parmaklarını saç diplerine daldırdı, serbest kalan saç kökleri bu dokunuşla birlikte rahatladı.

İçeri geçip Akrep'in üzerine fırlattığı siyah süiti giydi. Tasarımda kullanılan kumaş şaşırtıcı derecede esnekti ve genç kızın hareket kabiliyetini hiçbir şekilde kısıtlamadığı gibi giydiği anda vücudunun sıcaklıkla gevşemesini sağlamıştı. Metropolde de benzer kıyafet tasarımları mevcuttu ancak bu kıyafet merkez üretiminden farklıydı; ne yönden farklı olduğunu kestirmek zordu, bunu sadece üzerinde nasıl durduğuna bakarak söyleyebiliyordu. Sentetik kumaşın kesim çizgilerindeki şeritler bile rahatsız edici değildi. Tek sorun silahını koyabileceği bir yer bulamamasıydı. Bu konuyu Akrep'e danışmak için odadan çıktığı an, onu karşısında buldu. Hızını son anda kesip çarpmaktan kurtuldu.

Önce Rio'yu süzdü. Sonra "Çabuk hazırlandın. Gidelim." dedikten sonra başıyla çıkış koridorunu gösterdi.

"Silahsızım."

Akrep duraksadı. Rio'nun uzun zamandır savunmasız gezmemiş olduğunu düşündü. Omuzlarını silkip "Silah benim." dedikten sonra yürümeye devam etti. Rio da zaten bundan korkuyordu.

Fakat sonra Akrep bir başka odaya dalıp -Kain'in odasıydı- içeride biraz oyalandıktan sonra bir bel çantası ile dışarı çıktı. İçine birkaç şırınga, ilaç ve küçük bir bıçak yerleştirip kıza fırlattı. "Bu işini görür."

Kız, başını sallayıp çantayı omzunun üzerinden geçirip tokayla sıkıp beline sabitledi. Gitmek için hazırdı ama hiç hazır hissetmiyordu. Kalbi adeta boğazında atıyordu nitekim o gün Akrep'in yüzünde gördüğü ifadeyi unutamıyordu. Şimdi onunla baş başa yolculuğa çıkma fikri intihar görevi gibiydi fakat başka şansı var mıydı ki?

Hilde, kızın iç yakarışını duymuş gibi karanlık holden çıkıp Akrep'in yolunu kesti. Çatık kaşları ve asık suratıyla "Nereye?" diye sordu. Ardından pervasızca Kain'in odasına daldı. Etrafa bakındığında aradığı kişinin orada olmadığını anlayan genç kız olan biteni çözmeye çalıştı. "Kain nerede?" Hilde aslında cevabı biliyordu.

"Annem onu Astrax Bölgesine gönderdi. Nedenini biliyorsun."

Hilde sinsi bir kahkaha atıp Akrep'in sağından eğilerek Rio'ya baktı. "Oyuncak bebeğimiz de biliyor mu bari?" diye sordu. Sesinin tonu da bakışları gibi küçümseyiciydi.

Akrep Hilde'yi omuzlarından kavrayıp doğrulmasını sağladı. "Haddini aşmayı istemediğini sanıyorum, yanılıyor muyum?" Adamın sakin tavrına rağmen sözlerinin keskinliği Rio'nun dahi buz kesmesine neden oldu.

Hilde tatlı bir ifade takınıp "Görevimi yaptığımı biliyorsun." diye fısıldadı. "Öyle bir tavrın var ki, seni tanımasam bu casusa sempati duyduğunu sanacağım." Sözlerinden tiksinti saçılıyordu. "Ayrıca Kain olmadan hiçbir yere gidemezsin."

Akrep arkasındaki kıza bakıp "O sorunu çözdüm." dedi. "Daha önce bana nasıl yardım ettiyse yine yapabilir."

Esmer kadın karşısındaki adamın yüzünü tutup kendine bakmasını sağladı. "Ona güveniyor olamazsın? Bir yabancıya? Rejyon kadınla takılan bu asalağın tek özelliği farklı dövüş tekniğine sahip olması ama bu da kısa bir süre sonra önemini yitirecek bir konu. Ona değer vermediğini biliyorum ama yine de uyarımı yapayım; diğer herkes gibi o da bize ihanet edecek. Bu şansı ona verme."

DİLEMMA (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin