4 ❈ Arena Kahramanı

358 38 13
                                    

instagram: avcismy

Karanlık holden birinin yaklaştığını haber veren ayak sesi yankılandığında Molly kafasını çevirip kapıya baktı. İki saniye sonra gölgelerin içinde oğlunun sureti belirdi. Kadın tek kaşını havaya kaldırıp Akrep elinde tuttuğu sırt çantasını yere fırlatışını izledi. "Kız kaçmış."

Molly oturduğu koltuğa yaslanıp rahat bir tavırla "Geri gelecek." derken şaşırmış görünmüyordu.

"Öylece geri dönmesini mi bekleyeceğiz?" diye çıkıştı geç adam. Birkaç adım daha atarak öne doğru ilerledi. "Sana onun GATE ajanı olduğunu söylememe rağmen neden hala ona bu kadar imtiyaz tanıyorsun?"

Molly duyacaklarını önceden tahmin etmiş olmanın verdiği duygusuzlukla "Onu kilit altında tutarak bir yere varabileceğimizi mi sanıyorsun?" dedi. Ardından kısa bir es verip konuşmasını sürdürdü. "Ringde ne yaptığını gördün. En iyi dövüşçülerimizden birini çok kısa sürede yere serdi. Bu hareketi onun ne kadar pervasız olduğunu gösteriyor. Başkası olsa dikkatleri üzerine çekmekten kaçınırdı." Masasında duran çakmağa uzanıp çekmedeki paketinden sigarasını çıkardı. İzmariti dudaklarına yerleştirip çakmağını ateşledi. Ardından öne eğilip sigarasını yaktı. Dumanı yavaşça ciğerlerine çektikten sonra yarım kalan konuşmasına tüm o sakinliğiyle devam etti. "Hatırlatmamda fayda var: Avcı olmanın altın kuralı pusuya yatıp doğru zamanı kollamaktır. Ve sen bu kuralı unutuyorsun. Bırak, önce Monte'deki işleyişi görsün. Nasıl olsa yolu eninde sonunda buraya düşecek."

"Onu bu kadar yakınında tutarak ne yapmayı amaçlıyorsun? Derdin daha fazla para kazanmaksa zaten sahip olduğumuz dövüşçüler yeterince iyi."

Molly sigarayı tuttuğu parmaklarını öne uzatarak konuştu. "Kız oldukça yetenekli! Sakın onu küçümseme Akrep! Sakın!"

"Bir planın var değil mi?" diye soran adam dişlerinin arasından konuştu. Öfke gözlerinde yer bulmuş, annesinin ondan sakladığı sırlardan nasıl bunaldığını açıkça ortaya koyuyordu ama onu hala tutan aile bağları vardı. Yumruklarını sıkmaktan daha fazlasını yapamıyordu. "Yine benden sakladığın şeyler var." Alayla güldü. "Hayatı böylesi bir güvensizlikle yaşamak zor olmalı." Arkasını dönüp uzaklaşırken annesi ona seslendi ama o durmadı. Nasıl olsa, dursa bile tatmin edici şeyler duymayacaktı.

* * *

Hangardaki işleyiş her zamanki gibiydi. Dışarıdaki kalabalık bahisleri için sıra bekliyor, gişedeki adam onları bilerek bekletiyordu. Akşama gerçekleşecek olan dövüş için hazırlık yapılıyordu ancak bu hazırlık kusursuz biçimde ilerlemiyordu. Dövüş anında aksilik çıkmaması gibi bir kaygı söz konusu değildi. Giriş çıkışları kontrol eden iri yarı adam Rio'yu gözüne kestirdiğinde kapının önüne geçip kollarını göğsünde bağladı. Çenesini yukarı kaldırıp küçük yapılı kızın önünü kesti. "Nerelerdeydin?"

Genç kız başını geriye atıp derin bir nefes aldı. Gözlerini iri adamın gözlerine dikti. "Sana hesap vermem gerektiğini düşünmemiştim."

"Akşamki dövüş senin olmayabilir ama bu öylece ortadan kaybolabileceğin anlamına gelmiyor." dedi adam kibirli bir ses tonuyla. Bunun üzerine genç kız alaycı bir homurtu kaçırdı dudaklarının arasından. "Komik olan nedir, öğrenebilir miyim?"

Rio gözlerini kısıp gülümsedi. "Uzmanlık alanımın yakın dövüş olduğunu biliyorsun ama buna rağmen bana karşı fazla cesursun." Ardından basit bir hamle yaparak iri cüsseli adamın yanından arkasına kayıp onun bileğini yakaladı. Kolunu ters çevirip kendine çekerken ayağını diz kapağının arkasına sertçe geçirip korumanın diz üstü yere düşmesini sağladı. Öne doğru eğildiğinde nefesi adamın kulağına dokundu. "Bana bir daha sakın kafesteymişim gibi muamele yapma!"

DİLEMMA (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin