︳On Üçüncü Bölüm. ︳

Start from the beginning
                                    

Açılan, yerlere saçılan şişeleri gösterdi kadın bir hamlede. Taehyung her şeyi anlayabiliyordu ama dili tutulmuştu sanki.

Konuşamıyordu, zihnine yayılan bu zehir onu sadece kahkaha attırmaya programlanmış gibiydi.

Hesap vermeyi sevmiyordu. Hızlı bir kalkış yapmıştı ama bu yeniden yalpalamasına sebep oldu. Yeni doğan bir bebek gibi paytak paytak yürümeye çalışırken bütün bunlar yüzünden sadece gülümsüyordu.

Telefonunu eline aldı ve mesajlara baktı. Sevgilisi, ona mesaj atmamıştı bile. Kalbi sızlaya sızlaya galeriye girdi ve tüm o güzel hatıraları tek bir tuşla yok etti. Yarın pişman olacak mıydı? Belki.

Sevgilisinin numarası üzerinde gezindi bir süre parmak boğumları.  Gözlerini kapatıp açtı ve kararını verdi.

Neye üzülüyordu? Sevgilisine mi yoksa alışkanlık haline gelen geçmiş yıllara mı? Bir hamlede telefon numarasından da kurtuldu.

Boşluk hissi tüm vücudunu ele geçirirken Instagram hesabına girdi. Bir sürü mesaj, yorum, beğeni...

Her şeye sahipti ama boşluk hissi geçmiyordu işte.

Neydi bu? 

Kutsal bir çaresizlik.

Tek bir hesabın üzerine bastı tereddüt bile etmeden.

Ne demişti küçük kız?

'' Günün sonunda seninle küs olmayı sevmiyorum... ''

Gözlerindeki damlamak için izin isteyen yaşları eliyle savurdu. Sevdiği, aşık olduğu kadın bir kere bile ona bu cümleyi kurmamıştı.

Bir kere bile Taehyung'a haklı olduğunu, onu sevdiğini söylememişti...

Küs kalmaktan korktuğunu... Hayır, o daha çok kavga çıkartmayı seven taraftı. 

Taehyung, nereden geldiğini bilmediği bir cesaretle küçük kıza cep telefon numarasını sordu. Konuşmak istiyordu.

Belki de onu yanına çağırmak...

Kötü kokuların olduğu kalabalıktan biraz olsun uzaklaşıp gece karanlığındaki sokaklarda şarkılar söyleyerek ilerlemeye başladı.

Soğuktu ama o terliyor gibi hissediyordu. Siyah ceketini eline aldı ve savurmaya başladı. Telefonuna gelen mesaj sesiyle irkilmişti.

Küçük kızdan bir mesajdı bu... Telefon numarası! 

Tereddüt etmeden hemen tuşladı numarayı. Birkaç saniye sonra karşı taraftan '' Alo '' sesini duymuştu. Narin, ince, küçük bir kız çocuğuna ait bir ses. Taehyung yeniden gülmeye başlamıştı.

'' Alo... ''

Küçük kız, Taehyung'un kelimeleri yuvarlayarak konuşmasından sarhoş olduğunu anlamıştı. Endişeleniyordu.

'' Taehyung... Tanrı aşkına neredesin? Çabuk evine git. ''

Taehyung, endişeli sesi duyunca onaylamayan mırıltılar çıkardı.

'' Küçüüüük... Endişelenmesi gereken kişi sen değilsin ki? ''

Taehyung derin bir nefes almak isterken hıçkırmak durumunda kalmıştı. Bu, onu daha da çok kahkahalara sürüklerken ne yapacağını bilemiyordu. Bir duvara çöktü ve yıldızlara baktı.

'' Yıldızlar... Onlar çok güzel. ''

Kız, onun için delicesine endişeleniyordu.

'' Taehyung. Evine git, yoksa seni magazin sitelerine ifşa ederim. ''

Taehyung, keyifli bir kıkırtı bıraktı bu esrarlı geceye.

'' Yapamazsın ki.. İstesen daha önce yapardın. ''

Küçük kız, aslında bir o kadar da mutluydu. Taehyung'un sesini duyuyordu, hayran olduğu o ses...  Taehyung'un nefes alışını bile duymak onun için kutsal bir seremoniydi işte. Ama şimdi, onun için delicesine endişeleniyordu ve bunların hiçbirinin önemi yoktu.

'' Ortam müsait değil, yanında değilim... Ama hayalin neydi küçük kız? Sana 'Kendini Sev' demem miydi? Öyleyse... Kendini sev. ''

Taehyung, son kez bu cümleyi kurup telefonu kapatmıştı. Delicesine kahkaha atıyorken çişinin geldiğini hissetmişti.

Onu daha fazla içinde tutamayacaktı sanki. Sevgilisini daha fazla içinde tutamadığı gibi.


Küçük kız evde duramayacak kadar endişelenmişti. Ne yapmalıydı? Onu bu şekilde dışarıda bırakamazdı.

Bu gece, olmazdı.

Taehyung'a yerini sordu...

Bir ihtimal, cevap verebileceğini düşünerek!

Taehyung OC'stagram Love.² ✔Where stories live. Discover now