KİMLİKSİZ | Texting ✔

otuz dört

Irmak: Pardon. Gülüw😒

Kimliksiz: Sana gülüw demek hoşuma gidiyor. Mika'dan sonra favorim.

Irmak: Hadi gülüm neyse onun anlamını biliyorum da Mika noluyor?

Irmak: Bana bak çaktırmadan küfür mü ediyorsun sen bana?

Cidden ne anlama geldiğini bilmiyordum. Geçen gün Google amcaya 'Mika' yazdım. Çıkan şey erkek bir şarkıcı oldu. O anlamda demiyor herhalde.

Kimliksiz: Hayır. Mika'nın anlamı tahmin edemeyeceğin kadar anlamlı ve özel benim için.

Kimliksiz: O yüzden Mika üzerinden espri yapma.

Çocuk bana hitap ettiği şey yüzünden bana posta koydu lan var mı böyle bir şey?

Irmak: Anlamını bilseydim yapmazdım.

Kimliksiz: Sana bunu yüz yüzeyken söylemek istiyorum.

Irmak: Anladım. Kıyamet günü falan.

Kimliksiz: Kim bilir?

Irmak: Kom bolor?

Irmak: Ben en son yemek yiyecektim.

Irmak: Hadi gittim ben.

Irmak: Grşrz.

Kimliksiz: Hasta la vista baby💃

Yazdığı bana anlamsız gelen mesaja cevap vermeyip aşağı indim.

💬

"Işıl bak anladın dimi? Yanlış bir şey yapıp çıldırtma beni."

Işıl baygınca bana bakıp onayladı. "Yüz kez anlattın abla, anladım."

"Güzel," dedikten sonra ilerlemeye başladık.

Şuan ne mi yapıyoruz?

Asaf'tan bana geçen Sherlock kimliğimle, bayıldığım gün geldiğimiz hastaneye gelmiştik. Dün Mert'le Masal'ın gerçeği söylemesi üzerine düşünmüştüm ve tahminlerimde yanılmıyorsam beni kucağına alan kişi, yıllar önce o notu baş ucuma bırakan kişiydi. O Ömer denen şahısı bugün bulacaktım.

Bu konuda güvenebileceğim bir suç ortağına ihtiyacım vardı ve cumartesi olduğu için Işıl evdeydi. Dünkü tavırlarından sonra Masal'a güvenemeyeceğime göre küçük cadımı almıştım yanıma.

Hastaneye girdiğimizde o güvenliği oyalayacak bende kamera kayıtlarına bakacaktım. Plan buydu ama ne kadar doğru uygulanırdı bilmiyorum.

Hastaneden içeri girdikten sonra kameraların alt katta olduğunu tahmin ederek oraya indik. Güvenlik odasını bulduğumuzda içeride olan güvenlikçileri dışarı çıkarması için Işıl'a kaş göz yaptım. Ablası gibi profesyonel bir edayla 'o iş bende' bakışı attığında duvarın arkasına geçip yapacağı şeyi izlemeye başladım.

Biranda çığlık atınca gidip ağzını kapatacaktım ama sonra ağlamaya başlayınca bunu neden yaptığını anladım. Dikkat çekerek insanları dışarı çıkartacaktı. Heyt be kimin kardeşi? Şu oyunculuğa bak aynı ben.

Aceleyle iki adam dışarı çıktı. Tahminimce Işıl'a ne olduğunu soruyorlardı. Kısa bir konuşma yaşadıktan sonra adamlardan biri diğerine 'sen burda kal ben kızı götüreyim' gibisinden bir şeyler söyledi. Kahretsin ikisinin de gitmesi gerekiyordu.

Işıl'la adam uzaklaşırken kardeşim bana Küçük Emrah bakışı attı. Yapacağım başka bir şey yok der gibi. Senin ben oyunculuğuna tüküreyim. Ben olsam bütün hastane etrafımda pervane olmuştu. Neyse.

İş başa düştü diyerek yanımda duran tepsiye baktım. İş görürdü. İçindeki malzemeleri boşaltıp elime aldım. Güvenlikçi tam kapıdan içeri girecekken arkasından omurilik soğanına sert bir şekilde vurdum. Enseye vururken omurilik soğanına vurulur ki beyinle omurilik arasındaki en hassas nokta orası olduğu için alınan darbe sonucu insan bayılır. Bunlar hep tıbbi terimler, biliyorum çünkü ebeveyinlerim doktor.

Öküz gibi adamı çekemeyeceğimi bildiğimden direkt odanın içine doğru bayıltmıştım. Zekiliq.

Fazla oyalanmadan adamın üstünden atlayıp bilgisayarların başına geçtim. Annemlerin hastanesinde güvenlikçi abilerle çok uğraştığım için nasıl kullanıldığını biliyordum. Geldiğimiz günün tarihindeki kayıtları açıp geldiğimiz saatler arasına bakmaya başladım.

Sonunda kendimi gördüm. Gri kapşonlu bir çocuğun kucağındaydım. Sen kimsin moruq? Beni sedyeye koyup yüzünü kameraya döndüğünde tam kim olacağını görecektim ki arkadan gelen sesle o tarafa dönmek zorunda kaldım.

"Senin burda ne işin var?!"

Şimdi sıçtım.

💬

Vee bölüm sonu.

Medyayı çok tatliş bir arkadaşım yaptı, buradan ona tekrardan teşekkür ediyorum😚

Şuraya da şöyle ponçik Karakter Kartları bırakayım.

Sevgilerimle,
Ninjalarını seven ponçik yazarınız♥