8.BÖLÜM

3.6K 312 54
                                    

Merhaba. Bölüm aralıklarının kısa olması sizin de hoşunuza gidiyor mu? Ben gördüğüm ilgiden dolayı çok mutluyum.

Yeni bölüm için oy sınırımız 120 oy olsun o halde.

Bölüm Şarkıları
Nil Karaibrahimgil- Rüzgar

****

Kapıları yan yana olan evlerinin önüne geldiklerinde Leyla arabadan hızla inip kendi evine açılan kapıya yöneldi. Arkasına dönüp bakarsa içindeki savaşta yenileceğinden ve Kemal'in kendisini manipüle etmesine izin vereceğinden korkuyordu. Kemal'in böyle bir manipülasyon yeteneği olduğunu biliyordu. Ahsen gibi keçi inadına sahip bir kızı bile çoğu zaman ikna edebilirken, Ahsen'e göre daha yumuşak mizaçlı ve affedici Leyla'yı rahatlıkla kendi sözlerine inandırabilirdi.

Elinde çantasının olmadığını bile ancak kapı önünde fark etmişti. Çantasını Ahsen'in getireceğini umuyordu ama Savaş oradayken arkadaşının aklı pek de başında sayılmazdı. En iyisi ev telefonundan arkadaşını aramak ve çantasını unutmamasını beklemekti. Kapıyı ittirerek içeri girdi. Üzerinde ceketi elinde çantası yoktu. Annesi ve babasının bahçede olduğunu gördüğünde onlara fark ettirmeden içeri girmesi için çok geçti.

"Annecim, erken gelmişsin. " Kızını gördüğünde şaşırmıştı Benan Hanım ve kızına yaklaştığında kızının yanında çıkarken olan ceketle çantasının olmadığını fark etti. Anne yüreği telaşlanmıştı bir kere ve içini rahata erdirecek cümleler duymadan telaşı geçmeyecekti.

"Senin çantan ve ceketin nerede kızım? Ay dünden beri sormayayım diyorum ama ne oluyor sana Leyla?" Leyla durumu geçiştirmek için zoraki bir gülümseme takındı.

"Yok bir şeyim annecim. Ben biraz kötü oldum yani yine bayılacak gibi hissettim kendimi. Kemal de beni eve bıraktı çantam ve ceketim locadaydı o anda Ahsen gelirken getirecek."

"Umarım öyledir canım çünkü ben senin üzüldüğünü görmek istemiyorum Leyla'm. İki gündür eskisi gibi değilsin. Kızımın gözündeki ışığın söndüğünü yüzündeki gülümsemesinin sahte olduğunu görmek istemiyorum ben. Sorunun her neyse bana anlatmanı istiyorum kızım senden." Leyla annesinin kolları arasına sığındı. Onun karşılıksız ve sonsuz sevgisine her zamankinden daha çok ihtiyacı vardı. Hiçbir şey anlatmasa da beş yaşında ufak bir kız çocuğu gibi annesinin kollarında olunca tüm dertlerini anlık da olsa unutabiliyordu.

"Bir şeyim yok annecim yalnızca buralara yeniden adapte olmaya çalışıyorum. Buranın havası bile Londra'dan o kadar farklı ki yeniden alışmam biraz sancılı bir süreç olacak sanırım." Leyla her köşeye sıkıştığında yurt dışından gelme kartını oynadığının farkında olsa da mecburdu ve annesini kandırdığı için de vicdanı sızlıyordu. Kadının yamacından ayrılıp annesine ve babasına sevgiyle baktı.

"Ben üzerimi değiştirip yatacağım annecim." dedikten sonra annesinin ve babasının yanaklarından birer öpücük çaldı.

Arka bahçenin eve açılan kapısından girip üst kata odasına çıktı. Odanın kapısını kapattığı an sırtını kapıya yaslayıp kendine bir dayanak buldu. Hayatı o kadar hızlı değişiyordu ki bu hıza ayak uyduramıyordu Leyla. Her an düşüp bayılacak gibiydi. Gözlerini kapatıp ellerini birbirine bağladı. İyi dileklerin iyi sonuçlar doğuracağına inanıyordu.

"Yarın yeni bir gün ve her yeni günde daha iyi olacağım." Kalbinde aşkı kocaman bir yangın yeri olmuşken o hala umut edebiliyordu. Yedi senedir kalpte taşınan bir sevda bir hata da sönüp gider küllenir miydi? Gözlerini yeniden açıp banyoya yöneldi. Makyajını temizledi ve ardından üzerindeki kıyafetleri giyinme odasına astı sonra da toz pembe şortlu bir pijama takımını giydi.

BEYAZ YALANLAR(Turhan #1)Where stories live. Discover now