Bölüm 3: Tutulamayan Sözler...

32.1K 2.3K 512
                                    

3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

3. Bölüm..

1998, Aralık..

Günün ilk ışıkları yeni yeni etrafı sararken, sıcacık bir yorganın altına sığınmak gibisi yoktu soğuk bir Aralık vaktinde..Dışarının ayaza kesen soğuğuna inat sıcak bir yaz vaktini andıran yatağının içinde kıvrılan minik bedeniyle uykunun en tatlı vakitlerini yaşayan Feride, uyanmak istemiyordu uykusundan..Hele ki gece boyu gördüğü tüm rüyalarda babasıyla olması yaralı kanatlarına şifa olurken, masum yüreğiyle ettiği dualarına karşılık alıyordu her defasında..

Bir yetim kız çocuğunun duası kabul oluyordu her rüyasında..

Bazen uçsuz bucaksız sahillerde, bazen yemyeşil ormanlarda dolaşıyorlardı baba kız..Kimi zaman eski evlerinin bahçesinde oyunlar oynuyorlar, kimi zaman da hiçbir şey yapmadan sadece birbirlerine sarılıyorlardı..İnsanlar rüyalarda da koku alırlar mıydı bilinmez lakin Feride babasına her sarıldığında o güven veren, huzur tattıran kokusunu alabiliyordu..Artık kıyafetlerinde bile alamadığı kokuyu rüyalarında alıyor, uykuları babasına kavuşabildiği, sadece ikisine ait mucizevi zamanlar gibi görüyordu..

Öyle ki annesine bile bahsetmiyordu bu rüyalardan..Neden bilinmez lakin kendisine saklamak istiyordu bu anları..Sanki birisine anlatsa babasını bir daha göremeyeceğinden korkuyor, yalnızca ikisinin sırrı olarak kalsın istiyordu..

Yine babasıyla el ele olduğu bir rüyanın kıyısından savrulmuştu Feride..Bu defa ki çok daha güzel çok daha gerçek gibiydi..Ve farklı..Her defasında babasıyla kendisinin olduğu rüyalarında bu defa annesi de onlarlaydı..Belki de bu yüzden daha mutlu daha huzurluydu..Çünkü bu defa rüyasını annesine de anlatabileceğini düşünüyordu..O an küçük aklıyla farkında değildi lakin rüyalarını annesine anlatmama sebebi de buydu aslında..Annesine rüyalarında sadece babasıyla kendisinin olduğunu anlatsa üzülür diye korkuyordu Feride..Küçük kalbiyle annesinin acısını da görüyor, onu bir de kendisi üzmekten korkuyordu..

Ama bu defa üzmeyeceğini biliyordu..Çünkü bu defa ki rüyasında birlikteydiler..Feride babasının omuzlarına oturmuş etrafa neşeli gülücükler saçarken babası annesinin elini sımsıkı tutmuş ona gülümsüyordu..Annesi de ışıldayan bakışlarıyla babasına gülümsüyordu..Mutlulardı..Çok mutlulardı..Tıpkı babası gitmeden önce olduğu gibi..

Eksik kalmadıkları o günlerde olduğu gibi..

Uzun kirpikleri aralanıpta uyku mahmuru elaları gün ışığını selamladığında gülümsedi Feride..Öyle güzel öyle sevilesi bir çocuktu ki gülüşünü izlemek bile etrafındaki insanlar için bir mutluluk kaynağıydı adeta..Sadece beş yaşında olmasına rağmen koskoca adamlarda bile bulunmayan sonsuz bir şefkati, tüm canlılara yetecek kadar uçsuz bucaksız bir merhameti vardı..Zaten her insan doğuştan iyiydi ya Feride büyüdükçe sanki bir kalkan sarılıyordu etrafına..Onu yanlıştan, kötülükten koruyan..Ruhundaki beyazı siyaha bulanmaktan sakınan..

El GibiWhere stories live. Discover now