Bölüm 2: Saklı Mucize...

35.4K 2.3K 635
                                    

2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2. Bölüm..

1998, Ekim

Sonbaharın süsüydü cama vuran yağmur damlaları..Toprağa karışan bir damla suyla bile etrafı saran o mucizevi yağmur sonrası toprak kokusu..Yağmurun tek başına bir kokusu var mıydı bilinmez lakin toprakla bir bütün olupta etrafa yayıldığında, insanın içine doldurduğu o huzur hissiyatı tarif edilemezdi..Düşünüyordu Zehra, acaba toprağın altında bir başına bıraktığı sevdiğinden mi geliyordu bu koku? Kemal'i artık o toprağa ait olduğu için mi bu denli huzur veriyordu ona toprak kokusu?

Öyle ya Kemal'inin hatıralarında ki varlığı bile tek başına huzurken toprağına da katmaz mıydı sanki o huzuru? Gülümsedi Zehra..Garip bir şekilde gökyüzünden kayıp toprağa karışan her berrak damla da sevdiği adama kavuştuğunu, ona sarıldığını hissetti.Bir sonbahar vakti kaybetse de sevdiği adamı, sırf toprağa can veren mevsim sonbahar diye sever oldu bu vakitleri..Sırf sevdiğinin yuvasını sıcağıyla kurutur diye düşman oldu yazlara..Hastalıklı mı düşünüyordu, aklını mı yitiriyordu bilmiyordu Zehra ancak yaşamın her zerresinde hayatını kaybeden sevdiğinden bir şeyler bulmaya çalışıyordu haftalardır..

Kuruyup dökülen yapraklar, yılların hoyratlığıyla nasır tutan ellerini anımsatıyordu ona..Güneşin bağrında buluyordu sevdiği adamın içini ısıtan gülüşlerini..Gezdiği sokaklarda sanki bilir gibi yarinin adımlarını arıyordu ayakları..Her gece koynunda sakladığı kıyafetlerinde arıyordu o dünyaları bahşeden sevda kokusunu..

Ama en çokta kızında buluyordu sevdiği adamı..Feride'sinin mahsunluğuyla gölgelenen ela gözlerine her baktığında sevdiğine baktığını hissediyordu kimsesiz yüreği..Saatlerce gözünü kırpmasa da doymayacağı bir özlemle bakıyor, ama baktıkça da yüreği iki katı sıkışıyordu genç kadının..

Çünkü kızı babası gibi bakmıyordu..Çünkü kızı ona bildiği Feride'si gibi de bakmıyordu haftalardır..O bir gülüşüyle dünyasını ışıldatan kızı küskündü sanki kendisine..Biliyordu Zehra, kızı küskün değil tıpkı kendisi gibi acılıydı ama bunu yaralı anne yüreğine anlatamıyordu işte..Sevdiğini kaybetmesine rağmen kızı için ayakta durmaya çalışsa da kızını da kaybetmekten korkuyordu..Bu acının onun ruhunda onarılmaz yaralara sebep olacağından korkuyor, yine de bir çare bulamıyordu..

Sadece seviyordu kızını..Artık sadece anne gibi de değil, hem anne hem de bir baba gibi seviyor, başkası da elinden gelmiyordu..O da biliyordu babasının yerini tutamayacağını ama denemek istiyordu yalnızca..Kendisi bu hayattan umudunu kesmiş, kocasına kavuşacağı günü beklese de kızını yeniden hayata bağlamak istiyordu anne yüreğiyle..O yüreklere dokunan içten gülüşleri yeniden evlerini sarsın, eksikleri o gülüşlerle kapansın istiyordu yalnızca..Kızından başka neyi vardı ki zaten bu hayatta genç kadının? 

Bir acısı sevdası, bir de umudu Feride'si kalmışken ona adıyordu aldığı her nefesi..Yaşasın diye..Kendisinin bir daha asla tadamayacağı mutluluğu tatsın, mecbur olduğu için değil umudu olduğu için nefes alsın diye..Yaralı kanadını iyileştirip, uçmayı öğrensin diye..

El GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin