27. BÖLÜM

19.1K 1K 21
                                    

Bu bölüm biraz kısa oldu ama sizi çok bekletmemek için hemen yayınlayayım dedim :)

SUAT

Güne muhteşem bir şekilde başlamıştım. Sevdiğim yüzüğümü parmağına takmış, kadınım, yârim olmayı kabul etmişti. Akşama kadar çok hızlı bir tempoyla çalışmış bir saniyemi bile boş geçirmemiştim. Zamanımı ne kadar dolu dolu geçirsem de akmıyordu saniyeler. Akrep ve yelkovan bana karşı ittifak kurmuşlar bir türlü ilerlemiyorlardı.

Öğle vakti geldiğinde çalışanlarıma izin verdim. Ben çıkmadım. Akşama kadar tempomu düşürmek istemiyordum. Saat altıyı gösterdiğinde büyük bir keyifle ceketimi aldım ve çıktım. Arabama oturur oturmaz Burçin’imi aradım. Telefonumda onu aradığımda ondan habersiz uyurken çektiğim resmi çıkıyordu. Dudaklarımdaki gülümsemeyle telefonu açmasını bekledim.

Hazırlanmış beni bekliyordu. Benden önce Tamer’ in orada olduğunu duyduğumda çenemi öyle sıkmıştım ki dişlerim her an dökülebilirdi. Onu deliler gibi kıskanıyordum. İlk geldiğinden beri, odamda başından akan kanı Tamer sildiğinden beri kıskançlığım damarlarımdaki kana işlemiş; her an her saniye vücudumda damarlarımda dolanıyor yaramı açık tutuyordu. Evlendiğimizde de bu değişmezdi. Canımdı o benim, içime işlemişti. Ben onun bir gülüşünü bile kıskanırdım. Resmini çekmesini istedim. Eve kadar dayanamazdım, ne giydiğini görmek için.

Resmi gördüğümde ağzımdan kaçan küfrü tutamadım. Bir içim su olmuştu. Ben susuzluktan kavrulsam da kıyıp içemezdim onu. Muhteşem bir duruluğu vardı. Ondan öncekileri tek bir baygın bakışıyla unutturan inatçı kaşları...

Sakinleşmeliyim  o benim….

Eve vardığımda beni kapıda karşıladı. Saçları yüzüne bu kadar yakışan başka bir kadın daha olamaz yeryüzünde…

İçeriye geçtiğimde evin neşesi yerde oyuncaklarıyla oynuyordu. Eğilip onu da öptüm. Burçin’e dönüp hızlı bir duş alıp hemen hazırlanacağımı söyleyerek neşe içinde merdivenlerden çıktım.

Bir de babam gelsin her şey kusursuz olacaktı. Keyifle dolabı açtım. Giyeceğim siyah takımı yatağın üzerine bıraktım. Sonra gömleğimin cebinde duran zarfı yokladım. Çok şaşıracaktı eminim ehliyetini gördüğünde. Tamam, kursa gitmeden alması biraz sorun olabilir ama ben ona her şeyi tam manasıyla öğreteceğim. Dolabın içinde daha evvel hazırladığım şık kutuyu da çıkarıp yatağın üzerine koydum. İçini açarak hem ehliyeti hem de Audi A3 ünün anahtarını koydum. Benim kadınım her şeyin en iyisine layıktı. Bu daha başlangıçtı. Kabul etmemesi ihtimaline karşılık bu modeli seçmiştim.  

Keyifle gömleğimi çıkardım. Hem gülümsüyor hem şarkı mırıldanıyordum sahi ben en son ne zaman şarkı söylemiştim ki… Hatırlamıyorum……

Gömleği üzerimden çıkarıp yatağın üzerine atmıştım ki aşağıdan çığlığı andıran bir ses geldi…

Ve Arda’nın çığlık çığlığa ağlaması….

Merdivenleri nasıl indiğimi bilmiyorum, son beş basamağı atlamış olabilirim. Hemen Arda’yı taradım gözlerimle oturduğu yerde çığlık çığlığa ağlıyordu. Arkamı döndüm. Kapı açıktı ve yerde bir çiçek buketi vardı.

Kapı neden açıktı?

Burçin neredeydi?

Hemen kapıya koştum. Dışarıya çıktım ama Burçin yoktu. Yerdeki çiçeği aldım. Üzerinde

“ Doğum günün kutlu olsun güzelim. Bunu ve bundan sonraki yaşlarını beraber kutlayacağız. HASAN” yazıyordu.

Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Ciğerlerime kızgın şiş soksalardı bu kadar olurdu. Benim evimde benim kadınımı almıştı. Ulan ben sana ebeni tersten göstermez miyim? Ulan ben senin….

DİĞER YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin