34.BÖLÜM: "KOYU KIRMIZI"

10.7K 375 18
                                    

Keyifli okumalar.

Selami Şahin&Burcu Güneş-Ben bir tek kadın.
Vega-Tandın Kaldı.
Bang Gang-Inside.

Bang Gang-Inside

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍷

Kanın keskin kokusu; koyu kırmızı.

Bilinen uçurumlar kendini bilinmez uçuruma sattığından beri kanımın rengi koyu kırmızı idi.

Öleceklerdi.

Bugün beni feryatlar içinde bırakan zalimler öleceklerdi. Sevipte sevemediğim, bilipte bilmediğim herşeyin hesabını vereceklerdi. Benki yüreğimde volkanlae estiren kadın, bir rüzgârın hükmüne mi kapılacaktım. Evrende yaşayan ateşten toplar bana meyilliydi. Etrafım çakallar ordusuyla doluydu, her an tetikte bekliyordu.
Veba denen illete sığınan devrik cümleler, onların ölümüydü. İstesinler veya istemesinler öleceklerdi. Ölmek onların bir adım arkasındaydı, sevip sevmemekte öyle. Bilinen her doğru yanlışlarla bezeliydi. Her zerremizin günahkâr olduğu benlikler öleceklerdi. Ölmeyi onlar istemişti.

Katilleri bendim.

Bugün kazandıklarını zannetsinler, zira yarın ölecekler. Kanları benim için dökülecek. Şah damarına, bastırılan tel toka bile onları öldürebilirdi. Sadece, fazla dikkatli olmak gerekliydi. Kazanan her insan aslında kaybetmiştir. Korkularım koyu kırmızı kanla bezeliydi. Belli belirsiz uçan kuşların meleklerle sohbetleri beni gerçek dostuğun ne olduğuna sürükledi. Sözler gerçekti bilinmez sözler ise söz olmaktan çıkıyordu. Etrafımda bulunan, çocuklar beynimi dağıtmama yardımcı olmuyordu.

Annemin resminin ne işi vardı o oda da?

Bilinmezdi.

Ali ve Elif sesiz ve sakin bir şekilde oturuyorlardı. Ben ise sadece etrafı izlemekle meşguldüm. Nitrazim'e gelmemiz gerektiği belirtilince direk buraya gelmiştik. Bana bırakılan çocuklarla ilgilenirken, Asaf, Kandemir'le içeride konuşuyordu. Soğuk yağmur içeriye girebilecek şekilde yağıyordu. Tabii yukarıda yağıyordu, Nitrazim'de yağmur yağması imkansızdı. Söylediklerime güldüm, nesi imkansızdı?

Bunlar olmuşsa, yağmurda yağabilirdi? Mümkündü. Asaf ve Kandemir odaya çekilip konuşmaya başlayalı yakaşık iki saat olmuştu. Ben ise tam iki saattir düşünüyordum. Düşünmekle yetiniyordum, bilir bilmez konuşan bencil insanlar beni kendilerine bağlıyordu. Yalnızca tek bir kişiyi seven kalbim ona bağlı kalmaya yemin etti. Zamansız birliktelikler, zamansızlığa eşitti. Kapının zilinin çalmasıyla birlikle bakışlarımı daldırdığım yerden çektim. Yavaş bir şekilde ayağa kalkarak, kapıya doğru yürümeye başladım. Bakışlarım bir aslanın keskinliğini anlatıyordu. Elimi kapının kulpuna götürerek kapıyı açtım. Karşımda beliren iki tane adamla şaşırarak konuştum.

"Buyurun?"

Adamların tekin tipler olmadığı belliydi.

"Kandemir'e bakmıştık."

MÜLHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin