1 |

39 4 1
                                    

1.Bölüm

"Bak Bahar gitmek zorunda değilsin anlıyor musun? Hem son zamanlarda çok hastalandın ve halsizleştin, diyetisyene gideceğine normal bir genel kontrole gitsen nasıl fikir? Ayrıca sırf çatlak Çiğdem'i dinleyip şu an hastaneye geldiğimize inanamıyorum. O kadını dinleyip beni dinlememen beni şu an 78 yerimden bıçaklanmışa döndürdü." Kafamı ütüleyen Elif'i umursamadan arabayı sürmeye devam ettim. Kafama takılan şeylerde maalesef onun kadar rahat olamıyordum. Bu kadar sinirlenmemin ve arabayı 130'da sürmemin sebebini açıklıyorum dostlarım. Bir reklam ajansının internet sitesinin blogerıyım Dikkatleri sayfaya çekmek için ve bugünlere gelebilmek içinaz buz uğraşmamıştım. Kendi halinde işini yapan tatlı mı tatlı bir kadınken ajansın baş modeli olan Çiğdem Palmar benden nefret ediyordu. Ee bende ondan haliyle.

"Elif. O leylek bacak bana kilo aldın dedi. Bak sakin olmaya çalışıyorum fakat olamıyorum çünkü ondan nefret ediyorum nefret!" Sinirle bağırınıp kornaya bastım. Önümdeki arabanın şoför aynasından adam el kol yaparken umursamadan hastanenin caddesine girdim. Öksürmeye başlamam ve midemin bulanmasıyla arabanın camlarını açtım ve derin nefesler almaya başladım. Hastane otoparkına geldikten kısa bir süre sonra arabadan inip hızlıca hastaneye doğru neredeyse depar atıyordum. Ayağımda ki topuklu ayakkabılar ile sanki spor ayakkabı ile yürüyormuşçasına hızlıyım. Arkamdan bağıran en yakın arkadaşım Elif ise ne yazık ki şu an pek umrumda değil.

Hastaneye girdikten sonra acilen danışmaya doğru yürüdüm. Randevu saatime tam 10 dakika vardı ve danışmada hiç sıra yoktu. Danışmaya doğru ilerledikten sonra nüfus cüzdanımı kadına uzattım. Elime verdiği barkodu alarak hızla merdivenlere yürüdüm.

"Bahar!" Elif arkamdan inanamazca beklerken arkadama doğru dönerek dört parmağımı kaldırdım. "4. Kata gel." Önüme dönerek su dalgası içinde olan saçlarımı savurdum ve merdivenleri çıkmaya başladım. Bu halsizlik ve bu kafayla nasıl 4 kat çıkacağım hakkında hiçbir fikrim yok dostlarım ama bir şeyler yapmaya çalışıyoruz biz de. Ayrıca bu ayakkabılarla tamam havalıydık ama 3. Kata geldiğimde bacaklarım zonklamaya başlamıştı. 4. Kata ölü gibi çıkarken gerçekten de kilolu olduğumu fark ettim. Hayır 1.73 boyunda 60 kilo bir kadındım. Sırf o leylek çiğdem gibi 1.78 boy ve 50 kilo olmadığım için mi kilolu oluyordum? Tabikide hayır!

4. Kata geldiğimde merdivenlerin başında beni bekleyen elifi gördüğümde ağzımdan bir "Hah!" Sesi çıktı. O kadar boşuna mı yorulmuştum ben? Kafamdaki düşüncelerim beynimi kemirirken merdivenleri boşuna çıkmadığımı anladım. Gram da olsa daha zayıf çıkacaktım! Evet bu harika.

"Doktorun adını bilmiyorum."

"Tahmin ettiğim gibi. Merak etmeyin bahar hanım ben sizin hizmetçiniz olduğum için onuda hallettim. Anneni aradım ve öğrendim." Elif harika bir insandır demişmiydim?

"İsim?" Elif gözlerimi devirip bana bakarken bu hallerimden nefret ettiğini biliyordum. Sinirli olduğumda fazlasıyla ukala ve çekilmez bir insan oluyordum. Bu halimi bende sevmiyorum fakat bu halim dışında normal halim HARİKA! Hayır hayır abartmıyorum. Mütevazi bir insanım hem.

Elif'ten doktorun adını alır almaz koridorda ilerlemeye başladım. Doktorun isminin bulunduğu kapıya geldiğim de kapının üzerindeki cihazda adımın yanıp sönmesiyle hafifçe gülümsedim. Galiba bugünkü şansımın hepsini şimdi harcıyorum ve bunun için biraz üzgünüm.

"Bahar hanım... şikayetiniz neydi?" Tamam tamam kilolu değildim. Ve fiziğimde ne yalan söyleyim güzeldi. Ama takıntılı bir insandım işte. Biri bana bir şey söylediğinde onu tamamen kafaya takardım ve yine takmıştım. Şu an anlık sinir ile buraya kadar gelip insanları meşgul ettiğim için içten içe pişmanlık duyuyordum.

Hayat Kısa Kelebekler UçuyorWhere stories live. Discover now