Giriş

26.1K 764 97
                                    

Görsel / Oğuz Tekinsoy

Instagram / EslemOnall

Bölüm Parçası: Rengin - Aldatıldık (Spotify'da Sarı Deva adlı çalma listesinde tüm şarkılar mevcut)

+ Kendime ait birkaç listeyi daha paylaştım

*Hikayeye başlama tarihinizi buraya not düşerseniz çok sevinirim 🤍

Keyifli okumalar...

Ağrıyan boynumu ovduğum sıra gözlerim karşımdaki saate takıldığında, işkolik tarafıma kızmadan edememiştim. Gece geç saatlere kadar çalışmayı alışkanlık haline getirmiştim. Çoğu insanın aksine çalışarak rahatlıyordum. Yirmi sekiz yıllık hayatımın büyük bir çoğunluğunu bu koltuğun hakkını verebilmek için harcamıştım.

"Nehir Hanım az önce Gonca Hanım aradı. Sizi Karaköy'deki mekanda bekliyormuş."

Gonca gece hayatına oldukça düşkün bir kadındı. Ali amcam bu durumdan memnun olmadığını birçok kez Gonca'ya belli etmiş olsa da Gonca babasını bu konuda çok fazla ciddiye almıyordu.

"Şirin, geç saatlere kadar benimle burada kalmak zorunda değilsin."

Kemik gözlüğünü bir miktar geriye doğru ittirdikten sonra yüzündeki küçük tebessümle başını iki yanına doğru sallamıştı.

"Ben sizinle çalışmaktan oldukça memnunum Nehir Hanım. Hem bu koskoca binada güvenlikler haricinde yalnız başımıza olduğumuzu düşünürsek, bu benim hayatıma güzel bir aksiyon katar."

Şirin yaklaşık dört aydır benimle çalışıyordu. Oldukça tatlı ve sakar bir çalışandı. Yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ister istemez benim de tebessüm etmemi sağlıyordu. Etrafınızda bulunmasını isteyeceğiniz insanlardandı.

Aklıma gelen şarkı sözlerini mırıldanırken eşyalarımı toplamaya başlamıştım.

Bize neler neler öğrettiler sevdalar üstüne
Aldatıldık aldatıldık sevda böyle değil

Saat on ikiyi fazlasıyla geçmişken bu kadar enerjiyi vücudumda barındırabiliyor olmam Gonca ile kuzen olduğumuzun en büyük kanıtıydı.

Ne masallar ninniler söylediler dünya üstüne
Aldatıldık aldatıldık dünya böyle değil

Çantamı kapattıktan sonra üzerime ceketimi geçirip telaşsız adımlarımla odamın çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştım.

Odamdan çıktığımda Şirin'in de kendi odasından çıkıyor olduğunu fark etmiştim.

"Asansörün düğmesine önceden basmıştım."

Şirin gerçekten zeki bir çalışandı. Asansörün on üçüncü kata çıkmasını beklemeyecek olmak yüzümdeki gülümsemenin büyümesini sağlamıştı.

*************

Duran arabayla birlikte, gözüm mekanın önünde birikmiş olan gazetecilere kayınca gerisin geriye kaçmak istemiştim.

"Mehmet sen gidebilirsin. Bu gece eve Gonca ile dönerim."

"Siz nasıl isterseniz Nehir Hanım."

Kapımı açmak için hareketlenen Mehmet'i durdurup kendi kapımı kendim açmıştım.

"Kapımı açmanı istemediğimi ne zaman öğreneceksin Mehmet?"

"Özür dilerim Nehir Hanım."

"Yalnızca kapımı açma Mehmet."

Araladığım kapıdan ayağımı uzattığımda gazeteciler kısa sürede etrafıma toplanmıştı.

Geçtiğimiz perşembe günü beraber yemek yediğiniz adam kimdi?

Neşet Bey'in Türkiye'ye döneceği doğru mu?

Sorularıyla başımın ağrısını ikiye katlayan gazetecileri geride bıraktığımda, bu defa mekandaki yüksek sesli müzik kulağıma ulaşmıştı.

"Hoş geldiniz Nehir Hanım. Gonca Hanım her zamanki yerinizde sizi bekliyor."

Kısa bir baş selamının ardından ezbere bildiğim yolu ilerlemeye başlamıştım. Daha doğrusu ilerlemeye çalışmıştım.

"Sen az önce Beşiktaş'a ne dedin?"

Mekandaki müzik bir anda kesilmişti.

Başımı az önce bağıran adama doğru çevirdiğimde eline masanın üzerindeki çatalı aldığını görmüştüm.

"Seni gebertirim! Anladın mı beni? Seni burada herkesin önünde gebertirim!"

Çatalı karşısındaki neredeyse bayılmak üzere olan adamın boğazına doğru yaklaştırmaya başladığında, olanlara karşı burada bulunan diğer insanlar gibi seyirci kalamayacağım için sinirli adama doğru ilerlemeye başlamıştım.

"Bakar mısınız?"

Evet, cinnet geçiren bir adama karşı bu iki kelimeyi kullanmıştım.

Adamın tek kaşını kaldırarak bana dönmesini fırsat bilip elindeki çatalı almıştım. Hızlı aldığım için baş parmağımın da bir bölümüne batmıştı.

"Siz kimsiniz Hanımefendi?"

"Ben de size aynı soruyu soracaktım. Siz kimsiniz de kendinizde bir adamı çatalla öldürebilecek yetkiyi bulabiliyorsunuz?"

Yakalarından tuttuğu adamı fırlatırcasına yan tarafına bıraktığında, adam büyük bir öksürük krizine girmişti.

Çalışanlar arasından biri sonunda hareketsizliğini bozarak adamın önüne bir bardak su koymuştu.

"Benden size küçük bir tavsiye, üstünüze vazife olmayan işlere karışmayın Hanımefendi!"

"Sinirli olduğunuz kadar da ukalasınız Beyefendi!"

Baş parmağımdaki sızlama elimdeki çatalı hatırlatmış olacak ki, çevik bir hareketle boş masanın üstüne bırakıp geri çekilmiştim.

Arkamı dönüp ilerlediğim sıra da bu gecenin bir an önce sonlanması için dua etmeye başlamıştım.

Bana doğru ışıltılı gözleriyle bakarken tempolu bir şekilde alkış tutan kuzenime karşı göz devirmiştim. Bu esnada bileğimde hissettiğim parmaklarla yeniden geriye doğru dönmek zorunda kalmıştım.

"Sorularımın yanıtsız bırakılmasından hoşlanmam!"

İki saniyeliğine gözlerimi kapatıp yeniden açtığımda ondan korkmadığımı belli etmek için omuzlarımı dikleştirip sorusunun cevabını vermiştim.

"Nehir Özbey."

Yeni bir hikayeyle karşınızdayım. Giriş bölümü olduğu için kısa bir bölüm oldu. Umarım hoşunuza gider 🖤 Yorumlarınızı bekliyorum.

Instagram: EslemOnall

Tumblr: Sessizumpalumpa

Sevdiğim kitaplardan alıntılar paylaştığım Instagram hesabım: SessizUmpalumpa

Sarı DevaWhere stories live. Discover now