Bölüm 23: Hani Dersin Ya Tamam

3K 247 199
                                    

Eveeet aşık olanlar, aşka hevesi olmayanlar, aşka aşık olanlar, aşka inanıyorum da bana uğramıyor diyenler için yazdığım bir bölüm oldu. Hepinize sanal sarılma gönderiyorum. Söz verdiğim gibi şampiyonluğumuz sonrasında bölüm paylaştığım için ayrıca keyifliyim :) Bol bol yorum yaparsanız, belki haftaya da bölüm paylaşırım... (Sağım solum belli olmuyor)

Bölüm Şarkısı: Birkan Nasuhoğlu - Hani Dersin Ya Tamam (Gece ikiyi geçtiği sıralarda sabaha kadar üst üste dinlediğim şarkılardan)

(Spotify'da Sarı Deva adlı çalma listesinde tüm şarkılar mevcut) + Kendime ait birkaç listeyi daha paylaştım

Bölümün sonuna birkaç soru bıraktım. Cevaplarsanız sevinirim 🤍

Keyifli okumalar... (Yorumlarınız ile yanımda olduğunuzu belli edersiniz 🖤)

Gecenin kalanını bal böceğim ile geçirdim, demeyi çok isterdim ama halı sahadan ayrılacağımız sırada arayan Gonca yüzünden Oğuz ile geçireceğim gecenin hayali de sonralara kalmıştı. Savaş ile yemek yediğini, Oğuz ile yanlarına gelmemiz gerektiğini ve kesinlikle bahane kabul etmediğini söylediğinde onu aklımda farklı şekillerde öldürmüştüm.

"Gelmek üzereyiz Gonca."

Telefonun ucundan kıkırdadığını işittiğimde, otomatik olarak kaşlarım da çatılmıştı. Sinsiliği, güzelliğini ikiye katlayan kuzenim bir şeyleri böldüğünün farkında olmalıydı. Farkında olmadığı şey ise gün olurdu, devran da dönerdi.

"Bekliyorum canıııım!"

Uzata uzata konuştuğu için yüzümü buruşturmaya başladığımda telefonu kapatmıştı.

"Asma suratını."

Sol eliyle direksiyonu tutmaya devam ederken, sağ elini de yanağımla buluşturmuştu. Yanağımı avucunun yumuşak tarafına yaslamıştım. Gonca'nın yanına gidiyor olmamız dışında her şey olması gerektiği gibiydi. Hayatımın en mutlu anını yaşamış mıydım? Bu sorunun cevabını bilmiyordum ama Oğuz ile paylaştığım anların çoğunda, hayatım boyunca hissedemediğim türden bir mutluluğa eriştiğimi düşünüyordum.

Bir anlığına gözlerimi kapattığımda, zihnimdeki Nehir topluluğu da benimle aynı huzuru paylaşıyordu. Zihnimde tek bir kelime yankılanıyordu. 'Tamam!'

Hayatının anlamı yanında, bugün mutlusun Nehir. Bu mutluluğu her zaman hatırla, unutma! Bir gün kararsız kalırsan, duyguların alabora olmaya yakın sularda dolaşırsa bu anı hatırla. En mutlu anın mıydı? Belki. Bu belki öylesine bir belki değil, unutma.

Gözlerimi araladığımda, bakışlarımı şu sıralar en sevdiğim manzaram olan bal böceğimin yüzüne çevirmiştim. Halı saha sonrasında duş aldığımız için saçları hafif nemliydi. Ben onun gibi ıslak saçla duramaya tahammül edemediğimden, Gökçe'nin arabasında taşıdığı ve bunun nedenini anlamadığım hâlde işime geldiği için sorgulamadığım kurutma makinesi ile saçlarımı kurulamıştım. Oğuz'un ıslak bırakmayı tercih ettiği saçlarından dolayı camları açmamasını istediğimde yüzüne yayılan gülümsemeyi aklıma getirdiğimde, ben de gülümsemiştim. Islak saçlarıyla çok daha karizmatik olduğu gerçeği ile alevlenmeye başlamış olan vücudum yüzünden camları açmamak için kendimle savaşmam gerekiyordu.

Araba kullanırken yüzüne sert bir ifade yayılırdı. Bu ifade fazlasıyla tanıdıktı. Kendimde de görmeye alışık olduğum türdendi. Zarif vücut hatlarıma rağmen yabancılara karşı bakışlarım daima sert ve keskin olurdu. Hayatımın hiçbir döneminde yumuşak huylu bir kadın olamamıştım. Böyle bir kadın olmayı istediğim bir an olmuş muydu? Sanırım bunu da istememiştim.

Sarı DevaWhere stories live. Discover now