CHAPTER 29

1.1K 93 123
                                    

"Deli gibi özlemişim seni"

Fısıldadıktan sonra içimden çıktı ve soluk soluğa bir şekilde kendini yanıma attı,yan dönüp yanağını öptüğümde odayı aydınlatan telefonumun ışığıyla komodinin olduğu tarafa döndüm ve doğrulmaya çalışmıştım ki deliğimdeki hafif yanma hissiyle dilimi ısırıp yüzümü buruşturdum ve kafamı yastığa geri koydum.

Harry sırıttıktan sonra üstümden uzandı ve telefonumu alıp bana uzattı.Bildirim Niall'dan gelmişti,paylaştığı bir fotoğrafta etiketlemişti beni.Harry'nin gözü benim üzerimdeyken uygulamaya girip paylaştığı fotoğrafı açtım ve lanet ettim.Önceden çekildiğimiz çok eski bir fotoğraftı ve fotoğrafta Luke yanağımı öpüyordu,Harry görmesin diye telefonu yan çevirmiştim ki bir anda elimden çekti ve ekrana baktı.

"Bu ne böyle şimdi!?"Yüzündeki her bir kasın gerildiğini fark ederken sertçe yutkundum."B-bilmiyorum Niall paylaşmış,o genelde eski fotoğrafları paylaşmayı sever"Az önceki tutkulu halinden eser kalmazken telefonu elinde kırarcasına sıktı."Ne zamandan bu!?"

Ah çok güzel,mükemmel bir seks sonrası sesler yükselmeye başlamıştı.

"H-hatırlamıyorum ne zamandan olduğunu,hem ne önemi var ki,gereksiz yere sesini yükselttiğinin farkında mısın?"Telefonu bana geri verdi ve yorganı üzerinden attı."Gereksiz yere mi,yanağını sömürmüş resmen,belki senden azıcık yüz bulsaydı o fotoğrafta yanağını değil dudağını bile öpebilirdi!"Şu günlerde cidden onu tanıyamaz olmuştum,sergilediği tavırların belki farkında değildi ama çok fazla kırıcıydı.

"Bilmem farkında mısın ama bir insanın hislerini kontrol edebilme gücüne sahip değilim,zaten eğer öyle olsaydı senin şu boş boş sinirlenmelerini kontrol etmek isterdim!"Göz devirdi ve bana sırtını dönüp yataktan aşağıya ayaklarını sarkıttı."Zaten ne zaman sinirlensem sana göre hep gereksiz sinirlenmiş oluyorum!"Sırtına dokunduğumda ileri kaçıp dokunuşumdan uzaklaştı.

"Sadece yatıp uyuyabilir miyiz lütfen,çünkü bu konuşma uzarsa belli ki bir taraf çok kırılacak"Yerdeki tişörtüne uzanıp kafasından geçirdi ve bana bir kere bile bakmadan hızlı adımlarla odadan çıktı.Arkasından bağırma fikrinden vazgeçip bende üstüme yerdeki kıyafetlerimi geçirip ayaklandım ve mutfaktan gelen ışığı takip ederek oraya adımladım.Elinde tuttuğu kahve bardağını sımsıkı kavradığından parmak boğumları beyazlarken yüzünü cama çevirmiş dışarıyı izliyordu.Bir şey söylemeden önce duvardaki saate baktım ve sesli bir şekilde esnedim,camdaki yansımadan gözleri bir anlığına beni buldu ama sonra bakışlarını hemen kaçırdı.Sanki bana bakınca canı yanıyormuş gibi.

"Harry...."

"Bana eskiden nasıl yakın olduğunuzu anlat"demesiyle buz kestim ve inanamayarak onu süzdüm,neden böyle bir şey istiyordu ki?Olumsuz anlamda kafamı iki yana salladım."Oturup burada sana Luke ile olan geçmişimden bahsedecek değilim"Omuzları düştü."Ama ben bahsetmeni istiyorum"

Meydan okur gibi tek kaşını kaldırınca ister istemez sesimi yükselttim."Neden böylesine bir istekte bulunuyorsun ki!?"Kahve bardağını masaya bırakıp ellerini iki yana açtı."Merak ediyorum"

"Etme!"diye bağırdım ve yorgunlukla sandalyenin üstüne oturup az önce masaya koyduğu kahveden büyük bir yudum aldım,aldığım acı tatla yüzümü buruştururken Harry tam karşıma oturdu."Bilmek istiyorum,sadece anlat ve bende dinleyeyim"Bu kadar ısrarcı olmasındaki amaç neydi,eğer amacı beni sinir küplerine bindirmekse o zaman tebrikler bunu başarmıştı.

Bacaklarımı masanın titremesini sağlayacak kadar hızla ve sinirle sallarken ne olursa olsun diye düşünerek anlatmaya başladım."Onunla nasıl yakın olduğumuzu mu bilmek istiyorsun?Peki....Sana bunları oturup yaşanan onca şeyden sonra ballandıra ballandıra anlatamam,sadece ben onu kardeş gözüyle görürken o görmüyormuş işte,bu kadar."Arkasına yaslandı ve bana şüpheyle baktı."Hayır bu kadar değil,eğer ben hiç sizin okula gelmeseydim,beni tanımamış olsaydın,onunla beraber olur muydun?"

Who is going to proposal first?Where stories live. Discover now