1/16

3K 185 269
                                    

Harry önündeki dosyalara sıkıntıyla baktı,amma da çok birikmişti öyle,kafası sürekli başka şeylerle meşgul olduğu için onlara vakit ayıramamıştı,büyük bir toparlanma sürecinden geçmiş ardından hazır olduğunu düşündüğü zaman işine geri dönmüştü.

Sahiden geri dönmeye hazır mıydı ki?

Saate bakınca az önce baktığından sadece iki dakika geçtiğini fark edince kendine öfkelendi,kendine kızıyordu çünkü odaklanması gerektiği halde saate bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu ve şöyle de bir gerçek vardı ki saate bakınca zaman ne yazık ki hiç geçmiyordu.Mürekkebi akmaya başlayan ve neredeyse bütün elini simsiyah yapan kalemi bağırarak kağıtların arasına attı.

Bir zamanlar işine canla başla konsantre olabiliyorken şimdi ise ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu,aklı uçmuş gibi hissediyordu.

Belki de cidden onu bırakıp giden birinin ardından aklı sahiden de uçmuştur,kim bilir?

Kapı çalınmaya gerek bile duymadan açılınca kafasını kaldırma zahmetinde bulunmadı,yanağına yumuşak bir öpücük bırakıldı ve hoşlanmadığı bilindiği halde saçları karıştırıldı.

Ah lanet....

Ağır parfüm kokusu onu oldukça rahatsız ederken bunu belli etmemeye çalışsa da cidden çok zordu çünkü yüz ifadesi onu açığa veriyordu.Sahte davranmak hiçbir zaman ona göre olmamıştı,yapmacık ve kendi gibi olmayan kişilerden kendini bildiğinden beri uzak duruyor ve onlarla arasına bir sınır koymaya çalışıyordu.

Yanındaki bedene göz bile atmadan çekmecesinden ıslak mendil çıkarıp simsiyah olmuş elini sertçe ovaladı ve ayağıyla çöp kovasını kendine yaklaştırdıktan sonra çöpe atıp önündeki kağıtlara geri dönüp içinden küfürlerini sıraladı.

"Bebeğim kendini çok yordun,hadi artık gidelim"

Kaşları anında çatıldı ve solukları sıkılaştı,kendini yormak mı?Sabahtan beri poposu sandalyeye yapışık halde yaptığı tek şey onu sinir eden saate bakıp kağıtları kocaman avuçlarının arasında bumburuş etmek olmuştu."Kendimi yorduğum falan yok Tom,ama buradan defolup gitmek istediğim doğru,beni burası dışında istediğin her yere götürebilirsin"

Eline ceketini alıp masasının üzerindeki lambayı kapattı ve arkasında ona beklentiyle bakan bedeni görmezden gelip ofisten dışarı attı kendini,şehrin gürültüsü başına ağrılar sokarken her gün yaptığı gibi insanların yüzlerini taradı keskin yeşil irisleriyle.

Baktığı beden kısa boylu değildi.

Gözleri mavinin 'aşk' tonu değildi.

Ve....kocaman bir kıçı yoktu.

"Bu kadar hızlı yürümek zorunda mısın Harold,hızına yetişemiyorum"Harry sırf o üzülmesin diye ve bir zorunlulukmuş gibi hissettiğinden gülümsedi ve utana sıkıla elini tuttuktan sonra günlerdir saçma sapan kampanyalar çıkaran marketten içeri girdi.Tom eline bir alışveriş sepeti alırken Harry raflara göz atmaya başladı.Gördüğü içki markasıyla sertçe yutkundu.

Bu onun en sevdiği diye geçirdi içinden,sürekli içip deli gibi sarhoş olurdu.Sonra şarabın tadına tat kattığı dudaklarıyla Harry'nin beklentiyle aralanmış dudaklarını kanatıncaya kadar öperdi.

Harry kafasını iki yana sallayıp silkelendi ve anında Tom'un elini bıraktı."B-ben dışarı çıkıyorum,biraz başım döndü"Tom daha ne olduğunu anlayamazken Harry çiçekçinin önündeki kaldırıma oturup yüzünü ellerinin arasına aldı,Tanrı aşkına iki yıl geçmesine rağmen neden hala kendine gelemiyordu ki?Eskisi gibi olmak istiyordu ama düşünceleri onu rahat bırakmıyordu.

Geçmişi onu rahat bırakmıyordu.

Cebinde titremeye başlayan aygıt onu huzursuz etmeye başladığı için hemen çıkarıp ekrana baktı ve esmer kuzeninin ismini gördüğü an göz devirdi.

"Söyle bakalım çıkarcı"

Karşı taraftan alaylı bir ağlama numarası geldi."Ah inanır mısın kalbim binbir parçaya ayrıldı,bana böyle lakaplar takman öyle hoşuma gidiyor ki...."Harry elinde poşetlerle karşısında dikilen Tom'u görünce ayağa kalktı ve tozlanmış pantolonunun üstüne bir iki kere vurdu."Ne istiyorsun Zayn?"

"Bizim arkadaş grubu toplanıyoruz bu gece,sende gelsene"Harry bunu hiç istemiyordu ama istemediğini söylediği an Zayn'in insanı çileden çıkartan ısrarlarına maruz kalacağını biliyordu."Her zaman ki mekanda mı olacaksınız,ona göre bana saati yaz o zaman"Zayn Harry'nin onu dinlemediği bir şeyler geveleyip telefonu kapatınca Harry derin bir nefes verip Tom'un elindeki poşetlerden bir kaçını aldı.

"Sen eve git istersen,ben yine Zayn'in kurbanı oldum"


Herkes bira şişelerini birbirlerinin şişelerine vururken Harry yine bir yere dalmış en dondurucu bakışlarını atıyordu,uzun süredir eğlencenin kelime anlamını bile unutmuştu.Onu dürtmeye başlayan Niall yüzünden kaşlarını çatıp vücudunun yarısını ona döndürdü.

"Bak bizden yaşça büyük olduğunu biliyoruz ama yine de bize ayak uyduramaz mısın?"

Harry bu az çok tanıdığı insanlarla kuzeni Zayn sayesinde tanışmıştı,Zayn ondan altı yaş küçüktü ve....Zayn'le yaşıt olan bir çocuk onu bu hale getirdiği için ne yazık ki onlara ayak uydurmak düşündüğü kadar kolay olmuyordu.

Hepsinin onunla iletişim halinde olduğundan adı gibi emindi,her toplandıklarında deli gibi sormak istiyor ama içindeki dürtü sürekli olarak onun ağzını açmasına engel oluyordu.Liam onun koluna dokununca hafif huylansa da hemen kendine gelip kahve gözlerine baktı."Tom'la nasıl gidiyor?"

Doğrusu bir yere gidiyor muydu o bile tartışılırdı ya.....

"İyi"diye geçiştirdi Harry,artık verdiği cevaplar bile insanların onunla sohbet kurmamasına neden oluyordu,özellikle insanları kendinden uzaklaştırmaya çalıştığı bariz bir şekilde gözler önüne seriliydi.Niall şaşkınlık nidaları çıkarıp başını telefonundan hışımla kaldırdı ve telaşla Harry'e baktıktan sonra ekranı önce Liam'a sonra Zayn'e gösterdi.Harry onların aralarında bir şeyler olduğunu sezdiğinde gerildi,onunla ilgili bir şey mi olmuştu yoksa?

Niall'ın Zayn'e fısıldadığı soruyu duyunca daha da gerildi."Sence doğru mudur?"Artık dayanamadı ve onlara eğilerek bağırdı."Ne doğru mudur,siz ne karıştırıyorsunuz?"Niall Zayn'e pas atıp en zorlu görevi ona verdi,çünkü malum kişiyle Harry'i tanıştıran oydu ve Niall'a göre de bunu söylemek Zayn'e kalmıştı.

"Louis geri dönmüş"

"Louis is back" (L.S)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin