Sırdaş

440 13 0
                                    

Okul artık benim için bir cehennem olmaya başlamıştı. Herkes herşey üstüme üstüme geliyordu sanki. Notlarım berbat bir durumdaydı ve açıkçası öğretmenlerim benden çokta beklenti içinde değildi. Esra'nın notlarının benden aşağı kalır yanı yoktu ama zillinin umrumda bile değildi. Sürekli Gökhan'la tartışıyor, ağlıyor, üzülüyor ve tekrar ona dönüyordu. Akıllanmaz mı bu kız!!!

O günden sonra Gökhan'la çok az konuşmuştuk ve önemli şeyler değildi. Garip bir şekilde kaçıyordu benden. Hatasını anladı diye düşünüp mutlu oldum. Ama ona karşı şüphem hiç bitmedi. Hiçç..

Yine bir buluşma günü ayarlandı. Madem sevgilin git yalnız buluş değil mii? yokkk...

-"Hadi Ahsen lütfen lütfen lütfennn.."

-"Ya Esra benim ne işim var orda yaa."

-"Ne demek ne işim var! sen benim arkadaşım değil misinn.." ağzını büke büke çocuk gibi yalvarıyordu. Onun bu halini görünce istemsizce güldüm. hemen yüz buldu:

-"Sen benim bi bi bitanemsin. Güzel kardeşim benimm.."

-"Heh şımar hemen.. Kim gelecek başka?"

-"Ya Alper'i getirir büyük ihtimal onu seviyo.. Birde gideceğimiz yerde zaten tanıdıkları olacakmış. Beni de tanıştıracakmış.." dedi sırıtarak.

Ağzımı büke büke taklidini yaptım. Üstüme atladı hemen. Sınıftakilere aldırmadan küçük kızlar gibi tepiniyorduk. O saçımın örgüsünü bozarken ben onun kazağını iki metre esnetmiştim. kıskıskıs.. Biz böyle kıkırdaşırken sınıf kapısında bize gülerek bakan Gökhan'ı gördüm. İlk defa masum ve yek bir biçimde gülüyordu. İçtenlikle. Bian yüzümdeki gülümsemeyle ona bakakaldım. Gözlerini ayırmadı. Bu sırada Esra toparlanmış üstünü başını çekiştirip düzeltiyordu. Utanmıştı. Ama benim umrumda değildi.

-"Ya Gökhan sen bizi mi izliyosunn." dedi yapmacık bir tavırla. Esra nın bu halini bilirim ben.

-"Çocuk gibisiniz." dedi bay ego aşağılayıcı bir ifadeyle. Bu sırada kafasını bana çevirdi.

-"Gelecek misin?"

Ne kadar basit bir cümle. Düşünmedem hayır diyebilirdim ya da evet. Onu terslemeliydim aslında bu daha zevkli olurdu ama bundan etkilenmişe benzemiyordu.

-"Tabikii." dedim cürretkar bir ses tonuyla. Şaşırdığına e-mi-nim. Bir an için gözleri parladı. Arkasını dönerken alaycı bir sesle fısıldadı:

-"Tabiki"

Okul çıkışı yine Esra yı beklemeyerek işimin yolunu tuttum. Kulağa ne hoş geliyor değil mi(!) Mehmet amca beni yine güler yüzle karşıladı ve işe koyuldum. Bugün dükkanı ben kapayacaktım ve geç çıkacaktım. İşlerimi bitirdiğimde saat 9 olmuştu ve hava çoktan kararmıştı. Son kez dükkanı kontrol ettikten sonra kepengi indirdim ve yürümeye başladım. Mehmet amcanın evlerinin önünden geçtim. Beş metre kadar ilerlemiştim ki Selma ablayı gördüm. Bir evin bahcesindeki duvara yaslanmış sigara içiyordu. Hafifçe yaklaştım ve ağlamış olduğunu farkettim. Hava kararmıştı ama onu görmezden gelemezdim.

-" Se-selma abla??" bu tedirgin seslenişimle birden doğruldu ve sakin görünmeye çalışarak yüzüme baktı.

-"Şeyy bu saatte... Birşey mi oldu??" bu sorum karşısında kendi kendime kızdım. Sanane yani koskoca kadın ne isterse yapar. Nitekim beni terslemedi:

-"Bakkala gidecektim canım. Hava güzeldi. Evde büyüklerin yanında içemiyorum malum. Bir keyif sigarası içeyim dedim.."

Keyif sigarası. Gelde inan. Bildiğin ağlıyordu.

-"Aaa evet cidden hava güzel.."

-"Geç çıkmışsın bugün. Havada karardı." derken sesinin hafifçe çatallaştığını hissettim. Devam etti:

-"Hadi iyice geç kalma evine git." Bu durumda doğru olan onunda dediği gibi basıp evime gitti. Birkaç saniye hareket etmedim. Daha sonra ayılarak bi iki adım attım. Nedense sonra geri döndüm:

-"Yalnız kalmak istediğinize emin misiniz?"

Titreyerek kafasını salladı ve birden ağlamaya başladı. Ne yapacağımı şaşırmıştım diyecek birşey bulamıyordum. Ama o an içimden ona sarılmak geldi. Ben kollarımı açınca o da sarıldı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. O böylece ağlarken bende duygulandım ve sebepsiz birkaç damla gözyaşı döktüm. Biraz sakinleştiğinde yüzüme baktı:

-"Ço-çok özür dilerim canım ben. ben.." konuşmak istesede konuşamıyordu.

-"Selma abla birşey söyleyebilir miyim?" Burnunu çekerek:

-"Tabii" dedi.

-"Selma abla bu halde seni sokakta bırakamam. Ve anladığım kadarıyla evede gitmek istemiyosun. İstersen gel seninle bizim eve gidelim. Sana bir kahve yapayım biraz sakinleş." Kem küm edecek oldu ama dinlemedim. Birlikte yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladık. Kapıdan içeri girince dikkatlice etrafa baktı. Duvarları koltukları masayı inceledi. Ona koltuğa oturmasını işaret ettim ve formamı çıkarıp rahat birşeyler giydim.

-"Nasıl buldun Selma abla? Biraz dağınık ama"

-"Yoo estağfurullah gayette düzenliymiş evin." EVİM..

Ben kahveleri hazırlarken biraz  daha iyi oldu. Bol köpüklü kahveleri önümüze koyarken hafifçe gülümsedi:

-"Sen hamarat birşeye benziyosun" hoşuma gittiğinden gülümsedim.

-"Selma abla? Seni bu kadar ne üzmüş olabilir?"

-"Bitanem bugün benim hikayemi değil senin hikaeni konuşalım. Hem belki bende unuturum biraz. Ama görüyorum ki iyi değilsinn."

-"Şeyy ben iyiyim.."

-"Değilsin canım. Sırdaşım sen ol.. Ben sana yardım edeyim sen bana.. Anlaştık mı?"

uzun zamandan sonra birine birşeyler anlatmak mı? belkide iyi gelecekti bana.. Belkide..

-"Anlaştık."

Çünkü ben yalnızım.Where stories live. Discover now