XIII| love is weakness

Start from the beginning
                                    

"Bu tanrıya atılmış bir zar Majesteleri." dedi Üstat Walter White. "Kumar oynuyoruz. Ve eğer kaybedersek binlerce masum ölecek."

"Ejderhalarımızın olduğunu unutuyorsun üstat." dedi Zayn en sonunda dudaklarını aralayıp. İçtiği sert şarap onu sarhoşluktan bir adım önceye getirmişti. "Ateş bizim gücümüz."

Üstat Walter White elbette sessiz kalmadı. "Ya askerler, prensim? Düşmanın askerleri de size göre masum sayılmaz mı?"

"Hiç kimse masum değil."

"Ben buna inanmıyorum, bağışlayın. Düşman askerleri sadece bizim düşmanlarımızdan emir almış zavallı masumlardır."

"Fikrim hala değişmedi." dedi Zayn. Yaşam, ölüm... Zayn için ikisi de aynıydı. O sadece sevdiklerinin yaşaması için mücadele ederdi. Bu bencillik sayılırdı, evet ama zaten dünyada her zaman kazanan bencillik değil midir?

"Savaş düşündüğün kadar kolay değil, barış çocuğu." Zayn, kral babasına baktı bu sefer. "Sen savaş hakkında ne bilirsin ki oğlum?"

Senden daha fazla bilgili ve cesur olduğum kesin.

"Yakında hepimiz ögreneceğiz baba. Savaşın geldiğini görmüyor musun?"

"Senin aptalca ve bencilce yaptığın davranışlar yüzünden gelen savaş... Görüyorum ki olacakların hiçbiri hala umrunda değil."

"Endişelenecek bir şey yok çünkü. Kuzeyden korkmuyorum."

"Kendine ne zamandır bu kadar güveniyorsun Zayn? Hiç kimse yenilmez değil. Ayrıca ejderhaların ölümsüz olmadığını unutuyor gibisin. Elindeki bu büyük güç bir anda yok da olabilir."

"Evet, ama hala onlar için bir tehdit göremiyorum."

"Kör gözlerini açmalısın oğlum. Vakit çok geç olmadan." Kral Yaser oğlundaki gözlerini Lord Styles' a çevirdi. "Lord Desmond, Harry ve Safaa' nın düğün hazırlıklarının hızlandırılmasını istiyorum."

"Emredersiniz Majesteleri."

"Pekala, bugünlük bu kadar yeter." Kral ayağa kalktığında herkes ayağa kalktı. "Üstat Walter kuzgunu hemen gönderin Geçen her gün doğumu aleyhimize işliyor."

"Emredersiniz kralım." Konseydeki herkes selam verdiğinde kral konsey odasını terk etti ve sonra diğerleri de çıktı. Zayn belindeki kemere bağlı olan Blackfire' nın kabzasını sıkarak Üstatlar Kulesi' ne giden Üstat Walter' ın peşinden gitti. Walter White yanında yürüyen prensi fark ettiğinde "Bir isteğin mi var Zayn?" diye sordu dudaklarındaki küçük bir tebessüm ile.

Walter White, Zayn' e kendi adı ile seslenebilme hakkına sahip olacak kadar değerliydi Zayn için. Bu iyi kalpli üstat daha annesinin rahmindeyken onu kendi elleriyle dünyaya çıkarmış ve doğduğu günden bugüne her zaman yanında olmuştu. Walter White' yi severdi. Küçük bir çocukken onun odasındaki ilginç otlar yüzünden oluşan kokuyu, birbirinden ilginç hikayelerini, inanılmaz zekasını ve Zayn' e bazen babası oymuş gibi hissettirdiği için onu severdi.

Üstat Walter altmış bir yaşında ama buna rağmen yaşından genç gösteren bir adamdı. Kahverengi saçlarını her zaman tıraş ederek kel dolaşmayı tercih ederdi. Top sakalı ve bıyıkları ise üstada ayrı bir tehlikelik katıyor, onu sevme nedenlerinden biri de buydu. Walter White, diğer üstatlar gibi sadece bilgili olduğu için kendisine tapan ya da kendini dünyanın en önemli insanıymış gibi hisseden salak birisi değildi. Walter White gerektiği zamanlarda tehlikeli bir adamdı ve Zayn de adamın içindeki şeytaniliğe hayrandı.

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now