Cehennemin Tohumları Part 1 (Karanlıkta Yolculuk)

81 3 2
                                    

Karanlık. Gördüğüm tek şey karanlıktı. Fenerimin bozulması için kötü bir zamandı. Neler oluyordu ki ? Bu garip sesler nereden geliyordu ? Ben neden buradaydım ? Fenere bir kaç kere vurduktan sonra düzelince bir rahatlama gelmişti içime. Aslında bu kadar korkmazdım karanlıktan ama şuan bulunduğum yere neden geldiğimi bile hatırlamıyordum. Zifiri karanlıktaki tek ışık kaynağım elimdeki fenerdi. Elimle üzerimi yoklarken iki pil, bir fotoğraf makinesi, bir isveç çakısı ve bir tane de sigara paketi bulmuştum. Birde benzini bitmiş bir zippo. Kendi adımı bile hatırlayamazken etrafta gezinmeye çalışıyordum. Cep telefonum olmasını ummuştum fakat hiç bir iz yoktu. Etrafta hiç bir tabela olmaması beni iyice sıkıntıya sokmuştu. Stres bütün bedenimi tetik bir hale getirmişti. Her bir kasımın kasılı kaldığını hissedebiliyordum. Kafama giren ağrı yüzünden hiçbir şey düşünemiyordum. Sadece ilerlemek istedim. Yaklaşık 200 metre sonunda fener bir kez daha bozuldu. Hiç bir ışık kaynağım yoktu. Önümden gelen ayak sesleriyle irkildim. Bir süre sonra sadece bir kişiden geldiğini anlamıştım. Bana yaklaştığını hissedebiliyordum. Bu ayak sesi normal değildi. Sanki topallıyor veya tökezleyerek yürüyen bir şey gibiydi. Fotoğraf makinesinin flaşını kullanmayı düşündüm. Bu yüzden hemen çıkartıp açtım. Pil yarısında gösteriyordu. Bu bana yeterdi. En azından önümü görmem için yeterdi. Yaklaşan ayak sesine doğru bir flaş patlattım. Sadece şekli belli oluyordu. Bir insan yaklaşıyordu. Adama doğru çok yüksek olmayan bir sesle " Bayım ?" diye seslendim. Fakat bir duraksama bile yaşanmadı ayak seslerinde. Neler olduğunu anlamak için adama yaklaşmaya başladım. Adamın şeklini görebiliyordum. Sanırım ayağında bir sorun vardı. Bu yüzden ona " Bayım iyi misiniz ? Yaralanmışa benziyorsunuz. İsterseniz size yardım edebilirim." dedim. Yine ne bir cevap ne de bir duraksama. 10 metre kadar önüme geldiğinde bir flaş daha patlattım. " O NE LAN !" Ağzımdan sadece bu sözcükler döküldü. Bu garip adamın suratı kanla kaplıydı. Suratındaki elmacık kemiklerini net bir şekilde görebiliyordum. Bir gözü dışarı çıkmıştı ve sallanıyordu. Çenesinin kırılmış olduğu belliydi. Fakat bu adam nasıl hiçbir şey olmadan yürüyebiliyordu ? Bu sırada adam bana doğru bir adım daha atıp bir çığlık attı. Son bir kez flaş patlatmıştım. Son gördüğüm üzerime çullanan adamdı. Gerisi yine karanlığa gömülüyordu. Karanlık bedenimi ele geçirirken hafif bir sıcaklık da beni okşuyordu. 

Cehennemin TohumlarıWhere stories live. Discover now