Lahmacunlar, Filler Ve Huzur

4.6K 623 347
                                    

Kutsal Yazar tarafından özlendiniz sayın minik sıpaydi.

Geri döndüm. Çok şükür.

Bölümleri kısaltıp daha sık bölümler yükleyeceğim. Umarım beğenirsiniz.

Bu bölüm kısıtlı zamanda yazıldığı için mantık hataları varsa lütfen haber verin, düzelteyim.

Kutsandınız.

Sevgiler.

***

3.4

Lahmacunlar, Filler Ve Huzur

💫

Küçükken annemin aldığı Barbie bebeğin kafasını koparıp futbol topu niyetine oynamıştım.

Sabahın köründe bunu nasıl hatırladığımı bilmiyordum ama düşüncelerimin pek sağlıklı olmadığını biliyorsunuz. Hatta şimdi de mahallenin çocuklarıyla oynadığımız oyunlarda nasıl hileler yaptığımı hatırladım.

Normal olamıyorum.

Boş bakışlarım krem rengi okul sırasının üstünde gezinirken Canım Bal'ın yokluğu beni böyle şeyler düşünmeye itmişti. Babamın sorumluluk bilinci ikinci gün bittiği için sabah yürüyerek gelmiştim ama telefonum olmadığı için Bal'dan haberim yoktu.

Neredesin Bal...

Yabancı bir ortamda yalnız kalmanın getirdiği tuhaf eziklikle canım sıkılmıştı. Ayaklanıp koridora çıktım. Koridordaki camlardan birisinin önünde durup dışarıyı seyretmeye başladığımda dersin başlamasına az kalmıştı. Tamam, tamam. Yalan yok. Canım Bal'ın yolunu gözlüyordum. Neredesin Bal? Gel kurtar beni kötü insanların arasından.

İnsanlar gelip geçiyordu yanımdan ama hiçbirinde tanıdık koku yoktu. Kendimi yalnızlığa alıştırmışken gelip sistemi dağıtan Bal, şimdi beni yalnız bırakmıştı. Kendimi yanlış programda yıkanıp küçücük kalan favori tişört gibi hissediyordum. Var olan değerim bir anda hacmimle beraber küçülmüş de artık toz bezi olmaya mahkummuşum gibi.

Yaslandığım duvardan artık pencereye değil, botlarıma baktığım sonsuz bir sürenin ardından kalbim atmayı kesti ve zaman yavaşladı. Buradaydı, varlığını göremesem de hissedebiliyordum. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi ki... Kalbim gözüne bağlanan bez parçasına rağmen yaralı ayaklarıyla Canım Bal'ı bulabiliyordu.

Sığınılacak bir limanı andıran varlığı tenime dokunduğunda soyutlaşmış, bulut olup şeffaflaşmış gibi hissetmiştim. Dudakları yüzeysel bir şekilde yanağıma dokundu ama bu çok kısa sürmüştü. Yanımdan hızla sıyrılıp karşıma geçti. Kalbim atıyor muydu?

Önemli değildi. Tam şu an ölebilirdim.

Uykusuz gözlerine rağmen temiz bir gülümsemeyle yüzüme bakarken daima gülmesi için dua ettim. Birlikte, daima. "Günaydın."dedim küçük tebessümümle.

Onun yanında küçük kız çocuklarına dönüyordum.

"Günüm aymış."

Bana öyle derin bakıyordu ki elim sıkıntıyla boynuma gitti. Etrafa bakarken çalmayan zile içten içe küfrediyordum. "Uykusuz görünüyorsun."diye mırıldandım. Onu konuşturursam dikkati dağılırdı ve tuhaf bakışlarından kurtulabilirdim. Başını yana yatırıp iç çekti. "Pek iç açıcı bir gece geçirmedik. Annemle babam birbirine girdi yine."sert bir nefes yudumladı."Saçma sapan işler."

Canım Bal benden daha sorunlu bir aileye sahipti. Buna rağmen gülümseyebiliyordu. Kalbim sızladı. Yaralı olduğum yerden onu nasıl teselli edecektim ki?

Rapunzel'in Dip Boyası GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin