~ 10. Bölüm ~

En başından başla
                                    

''Loki... Sen zaten güçlüsün. Seni tanıyan insanlar bunun farkında ve eminim yapabileceklerinden korkuyorlardır bile. Neden dünyaya kendini kanıtlama çabası içindesin?'' kızın sesinde bir hüzün hakimdi.

''Dünyaya değil! O lanet olası budalaya ve onun oğluna... Beni hep küçük görüyorlar ama yaptıkları büyük bir hata!''

''Belki de Tesseract'ı Asgard'a götürüp beni de evime-''

''Bir sus be kadın! Düşünmeye çalışıyorum şurada!'' elleri kafasının iki yanında, gözleri kapalı şekilde bir şeyler düşünen Loki en sonunda hiçbir çıkış yolu bulamayınca daha da sinirlenerek etrafı birbirine kattı. Sandalyeler, masalar ve salondaki neredeyse tüm eşyalar birbirine karışıp havada dönmeye başladı.

''Evi dağıtmadan sakince oturur musun?''

''Kendi evimi dağıtırken senden izin alacak değilim!'' hiddetli bir ses tonuyla kıza döndü Loki.

''Tamam istediğini yap o halde, istersen evin çatısını havaya uçur. Umurumda bile değil!'' ellerini çarpı işareti yapıp birkaç adım geri çekildi ve Loki'yi sakinleştirebilmeyi diledi kız.

Loki'nin parmağının şıklamasıyla her şey eski haline büründü ve oda bir anda tertemiz oluverdi.
''Bu kadar kolay... Gördün mü?'' Loki kanepeye oturup elleriyle yüzünü kapattı. Oflayıp pufluyor ve etrafa negatif bir enerji yayıyordu.

Kız, Loki'nin yanına oturdu ve sırtını sıvazlamak üzere elini kaldırdı ama o anda Loki kızın bileğinden tutarak ''Bana dokunma... Sinirlendiğim zaman sana zarar verebilirim.'' dedi.

''Vermeyeceğini biliyorum.'' kızın sesinde şefkat dolu bir tını hakimdi.

''Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?'' diyerek kırmızı gözleri ve mavi bedeniyle, kızın gözlerinin içine baktı.

Kız bir anda farklı bir surat görmeyi beklemediğinden önce şaşırıp irkildi ve sonrasında da gülümseyerek Loki'ye bakmaya başladı.

''Ne o? Mavi halimi çok mu komik buldun?'' diye tısladı sinirli tanrı.

''Hayır. Sadece bana anlatmadığın bazı sırların olduğunu görüyorum.'' dedi kız.

''Sana anlatsam sır olmaktan çıkar ama değil mi?''

''Eğer anlatmak istersen, seni dinlerim. Her zaman...'' diye ekledi güzel kız, gülümseyerek.

''Beni yalnız bırak ölümlü!'' elinin tersiyle kızı yanından uzaklaştırmak için itse de kız gitmek istemiyordu. Loki'nin bu görüntüsü nedensizce ilgisini çekmişti ve onu korkunç bulmuyordu. Asla da bulmayacaktı.

Kız elini Loki'nin yanağına yerleştirip yanağını okşamaya başladığı sırada Loki büyük bir şaşkınlıkla ''Elin!'' diye bağırdı.

Kız gözlerini eline çevirdiğinde, bir değişiklik görmedi. ''Ne varmış elimde?''

''Normal bir ölümlünün eli yanardı. Ben bir buz devi olduğum için, mavi halimdeyken bana dokunan insanların elleri soğuktan yanıyor ama senin yanmadı!'' Loki şaşırmanın etkisiyle geçen sinirinden dolayı, beyaz tenli haline geri döndü.

''Bir dakika, yani şimdi sen diyorsun ki... Ben insan değil miyim?'' kız aniden elini Loki'nin yanağından çekti ve kocaman açılmış gözleriyle bir eline bir de Loki'ye baktı.

''Hayır, insansın ama başka bir kan daha taşıdığını söyleyebilirim... Thanos... Ya Thanos haklıysa?..''

''Ne saçmalıyorsun sen? Benim senin eşin olmam kadar saçma bir şey olamaz?'' kız yine öksürmeye başlamıştı.

''Bu fikir bana da çok mantıklı gelmiyor ama elin neden yanmadı o zaman?'' sanki bu durumda suçlu olan kızın eliymişçesine ona bakıyordu Loki.

''Bunu anlamamızın tek bir yolu var! DNA testi yaptıracağız!''

''Ne diyorsun sen? Yine anlamadığım bir dilde konuşmaya başladın? O da nesi?'' Loki gözlerini kısmış bir şekilde kıza bakıyordu.

''Gerçek annemin ve babamın kim olduğunu anlamak için hastaneye gitmeliyim çünkü sanırım evlatlık falanım?'' diyerek gülmeye başladı kız.

''Hahaha, çok komik. Ayrıca senin Midgarlı insanların bu sorunu anlayamayacak kadar cahil! Yüce Bifrost aşkına! Sence eğer dünya dışı bir kan taşıyorsan bile, doktorlarınız bunu anlayabilir mi sanıyorsun?''

''Tamam canım, sadece şakaydı.'' diyerek dudak büzdü kız.

''Bunu anlamanın maalesef ki tek bir yolu var. Asgard'a gitmeliyiz...'' diyerek nefret dolu bir bakışla kıza baktı Loki.

''Tesseract ne olacak? Belki de onu önceden yollamalısın, böylece kaybolduğunu falan düşünürler.'' diye kıkırdamaya devam eden kızın gülmelerine dayanamayan Loki ''Senin için her şey şaka mı?'' diye sordu ciddiyetle.

''Thanos, eşim olduğunu söylediğinden beri öyle.'' kız aynı ciddiyetle karşılık verdi.

''Bana bak ukala prenses, benim gibi birinin eşi olduğun için Tanrıcığına her gün şükretmelisin! Bence sen kesinlikle benden hoşlanıyorsun ama bunu belli etmemeye çalışman takdire şayan doğrusu.'' kısık gözleri sapık birini andırsa da ses tonu bir katil gibiydi.

''Vay be! Şimdi de prenses oldum demek? O halde sen de benden hoşlanıyorsun? Bu cümlenden sonra, beni prensesin yapmak istediğin yeterince açık değil mi?'' sözleriyle Loki'yi köşeye sıkıştıran kız zafer gülüşünü atmıştı bile.

''Hiç de bir kere! Öyle bir niyetim ve arzum yok ve asla olamaz! Beni istemeyen bir kadını sevmem mümkün değil!'' ukala bir tavırla başını başka yana çevirerek sert bir surat ifadesi takındı.

''Ama az önce seni istediğimi düşündüğünü söyleyen sendin?'' kız tek kaşı havada, afallamış bir şekilde sordu.

''Kalk çabuk! Asgard'a gidiyoruz!'' Loki ayağa fırlayıp kızı da kaldırdı ve kıza sarıldı. (çok affedersiniz, bölüyorum ama *yazar burada kopar*: ''Hanıııım! Hanııım! Kalk, Asgard'a gidiyoruz!'')

''Hem cevap vermiyorsun, hem de bana sarılıyor musun? Karı arayan yaşlı sapıklara döndün iyice sen!''

''Sana sarılıyorum çünkü Asgard'a ışınlanmak ne kadar zor bilemezsin! Tek parça halinde gitmek istiyorsan itiraz etme kadın!''

''Bana kadın demeyi keser misin? Çok itici duruyor...'' Loki'nin sıkıştırdığı kız mızmızlanarak olduğu yerde kıpraşmaya başladı.

''Kes sesini.'' huysuz bir şekilde yanıtladı Loki.

''Çakma veliaht... Ne olacak?'' kız gözlerini devirdi ve Loki de bu sevmediği lakabı duyduğu için kızı, kısa yolculukları boyunca birazcık daha sıkıştırdı.

Asgard'ın Kurtuluşu (Loki Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin