𝐻𝐴𝑅𝑅𝑌 𝑃𝑂𝑇𝑇𝐸𝑅 𝑉𝐸 𝐾𝐼𝑍𝐼𝐿 𝐾𝐴𝐻𝐼̇𝑁 | ❝ Seni sevmekle nefes almak arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım, son nefesimi seni sevdiğimi söylemek için kullanırdım. ❞
'𝐖𝐚𝐭𝐭𝐩𝐚𝐝𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐬𝐓𝐑' 𝐨𝐤𝐮𝐦𝐚 𝐥𝐢𝐬𝐭𝐞𝐬𝐢𝐧𝐝𝐞
...
ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।
ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।
'Anthony Rowling ve Jasper Cornfoot'
Bu kitap için bir şarkı seç deseler, kesinlikle 'Experience' olurdu. Bir bölümü daha Ludovico Einaudi'nin Experience bestesi ile yazdım. ✯★✯
Harry ile el ele tutuşurken kapı eşiğinde bir süre bekledik; içerden gelen sesleri, bazı gülüşmeleri dinledik. İkimizde tereddütlüydük; Harry, babası yerine koyduğu adamın yeğeninden çocuk yapması durumunda Sirius'un vereceği tepkiden korkuyordu ve bende Sirius'un vaftiz oğlundan çocuk yaptığım için amcamdan alacağım tepkiden çekiniyordum.
Ve sonra, holü geçerek Harry önümde, ben arkasında salona girdik.
Herkes, Dean ve Luna oda da değillerdi, susarak tüm odağını bize çevirdi, ama bizim odağımız gözlerini önümde ki Harry'e dikmiş Sirius'taydı. Sirius, son gördüğümden bu yana oldukça çökmüş görünüyordu, sakalları daha gürdü ve saçları daha dağınık, dalga dalgaydı. Parmağında parıldayan altın alyans gözüme ilk takılan şeydi. Sirius'un hemen yan tarafında, oldukça soğuk tipli ama Julia'yı andıran bir adam vardı; beyaz tenliydi, saçları Sirius gibi omuzlarına kadar uzundu ve yüzünde sakalları vardı. Mavi gözleri soğuk duruşuna ters bir şekilde samimi bakıyordu. Anthony'den birkaç yaş büyük duruyordu ve söylemeliyim ki, Jasper Cornfoot oldukça yakışıklıydı.
Harry'nin benden kalıplı vücudunun arkasında kollarımı karnıma sarmış bir şekilde ister istemez saklanırken, Harry önümde bir koruma gibi dikildi. Bir süre kimseden ses çıkmayınca Harry'nin omzunun üzerinden, "Gelmene sevindim, Sirius," dedim garip bir sesle.
Sirius tepkisiz bir şekilde önümdeki Harry'e dik dik bakarken bize doğru birkaç adım attı. Harry, "Sirius, yaklaşma," dedi temkinli bir sesle, ikisinin arasında ki gerginlik şaşılacak şeydi. "Neden önce ikimiz konuşmuyoruz?"
Sirius sert bir sesle, "Konuşmak mı?" diye sordu sinirle. "Burada bana konuşma hakkımı şimdi mi veriyorsun?"
Harry tam ağzını açıp cevap verecekken, Harry'nin koluna elimi koyup, "Harry, sorun değil," dedim. Harry kafasını çevirdi ve arkasında duran bana baktı ve en sonunda kafasını salladı. Sağ tarafa çekildiğinde Sirius'u tam anlamıyla gördüm, o da beni tam anlamıyla gördü. Önce sağlıklı bir insan vücudundan uzak, çökmüş yüzümde bir süre gözleri gezindi, eski halimden çok uzaktım; gözaltım morarmış, yanaklarım içine çökmüş ve elmacık kemiklerim ortaya çıkmıştı. Cansız, sönük kızıl saçlarım omuzlarıma düşüyordu. Sonra gözlerinin etrafı yaşarmış bir şekilde, belki de acıyarak bakarak, gözleri cılız, kırıldı kırılacak incecik kollarıma indi. Ve sonra zayıf bedenimde bir dünya gibi kocaman göbeğime uzun uzun bakarken olduğu yerde kalakalmış gibiydi. Nefes alıp almadığından şüphe ettim.
