Bölüm 4

4.4K 223 40
                                    


" Madam Bovary - Gustave Flaubert ..
Don Kişot - Cervantes .. Gazap Üzümleri - Iıııı şeydi oo... Şeey .. "...

Kyungsoo üstünde komik açık mavi bornozuylayken banyo aynasındakı yansımasına dün gece ezberlediği eser - yazar isimlerini sayıyordu . Dün gece o kadar çok ezberlemeye çalışmıştı ki - hatta bunun için banyosunu sabaha ertelemişti . Bu bir ilkti - şuan bazıları birbirine girmişti .

Ağzından diş fırçasını çıkarıp ağzındaki suyu çalkalamaya başladı . Son çalkalama faslını bitirmeden hızla banyonun kapısı açıldı ve içeri Jongin girdi . Kyungsoo panik olarak ağzındaki suyu tükürdü ve Jongin'e bağırmaya başladı

" Görmüyor musun ! Şuanda banyoda ben varım ! "

Jongin sinirli çocuğa gülümseyerek cevap verdi

" Benim de duş almam gerekiyor Soo "

Jongin yavaşça Kyungsoo'nun omzuna çarptı ve duşakabine ilerledi . Üstündeki t-shirtü attıktan sonra arkasına döndü .

Kyungsoo onu koca gözlerle izliyordu . Jongin iki kaşını yeterince yukarı kaldırarak Kyungsoo'ya baktı . Kyungsoo mesajı almış gibi hızla aynanın önüne bıraktığı gözlüğünü taktı .

" Merak etme , gözlüklerimi takmamıştım Jongin "

Jongin pijamasını bacaklarından indirirken arkasına dönüp Kyungsoo'ya baktı

" Yani ? "

Kyungsoo kendini karşılayan dar boxerın sardığı sıkı kalçalara baktı . Ama ardından hemen bakışlarını Jongin'in yüzüne çıkardı .

" Y-yanı şey ... B-ben gözlüksüz bir şey göremem .. "

Jongin bu sefer de parmaklarını boxerının kenarına koydu ve tekrar Kyungsoo'ya baktı

" Bu önemli değil Soo "

Ardından dişleriyle gülümsedi ve Kyungsoo bu defa gerçekten çıkması gerektiğini hissetti . Bir kez daha yutkunduktan sonra hızla banyodan çıktı . Jongin'in ona " Güzel bornoz Soo " diye bağırdığını duyabilmişti . Ardından da suyun sesini ... Esmer tene değen sıcak su ..

* Lanet olsun ! *

- - - - - - -

Kyungsoo süper acayip manyakça hızlı giyinme faslından sonra okula fırlamıştı - Hatta bu kaçış olayı yüzünden birkaç kitabını yurtta unutmuştu - Sınıflarının olduğu kata gelince bir hocayla tartışan marka giyimli çocuğu görmüştü . Bir süre onları izledi

" Okula piercingle mi geliyorsun yani ? "

Tao umursamaz bir ifadeyle ellerini cebine koydu ve kaşlarını kaldırarak hocaya baktı

" Yönetmelikte böyle bir madde yok Bayan .. ? "

Tao " Bayan " dedikten sonra cevabı karşısındaki hocadan beklermiş gibi bakmıştı . Hocanın adını bilmiyordu . Kadın adını bilmeyen çocuğa kendini tanıttı

" Eun he "

Tao ardından sadece başını sallamıştı . Tam kadını arkasında bırakıp sınıfına doğru ilerleyecekti ki hoca tekrar konuştu

" Peki ya forman hakkında ne diyeceksin ... Zitao "

Hoca , formasını Paris Moda Haftasındaymış gibi değiştiren çocuğun cebinin üstünde duran isim kartına bakmıştı

Tao hemen adını düzeltti

" Tao .. "

" Pekala Tao . Bu formanın hali ne ? "

Tao bol okul formasını daralttırmıştı ve ceketinin yakasına birkaç broş takmıştı . Hatta gömleği üniformaya bile ait değildi . Üstünde gazete baskısı vardı . Diğer bir yandan piercingleri vardı (kulaklarında) Kurallara uyduğu halde bir öğrenci yerine bir manken gibi görünüyprdu

" Bayan Eun He , yönetmelikte bu da yok malesef . Yani kurallara uyuyorum . Benim için endişelenmenize ne kadar sevindiğimi anlatamam . Şimdi izninizle , baş etmem gereken bir analitik geometri dersim var "

Tao hocayı resmen ezdikten sonra bir cevap beklemeden hızla sınıfa girmişti .
Tabiki de sınıfa girdiğinde herkes ona bakmıştı . Armani çantasını masasına bıraktı ve hoca sınıfa gelene kadar pencereden dışarıya izledi . Issız arazinin biraz yakınında olan tren garını görebiliyordu .

Fazla dalmışken önünde oturan Minseok'un onu dürttüğünü hissetti

" Tao .. Hoca geldi dostum "

Tao dünyaya geri döndü ve hocayı izledi .

Bu haftaki ilk analitik geometri dersleri olduğu için hocayı yeni görüyordu . Öğretmenleri genç ve iyi görünümlü bir adamdı . Kolunun altındaki kitapları masaya yavaşça bıraktı ve pantolonunun belini düzeltti . Sınıfa gülümseyerek göz gezdirdi ve konuştu

'' Merhaba gençler . Adım Choi Jin Hyuk . ( http://www.korezin.com/wp-content/uploads/2013/11/cjh.jpg ) Analitik geometri derslerini birlikte yapacağız . Dersimde çok zorlanacağınızı zannetmiyorum çünkü size elimden geldiğince yardım edeceğim ve konuları en basite indirgeyip anlatacağım . Lütfen iyi anlaşalım . Şimdi , tanışalım mı ? En soldan başlayalım mı ? ''

- - - - - - -

'' Süper zeki çocuk ödevi yapmaya geldi , lanet olsun dostum ! ''

Tao kapıyı açtığı gibi Luhan ve Minseok'un ona doğrultulan silahlarıyla karşılaşmıştı - aslında silah falan değildi . Elleriyle yapmışlardı - Kendisine göre kısa olan iki çocuk öne dökülen saçlarını küçük bir atkuyruğu yapmışlardı ve üzerinde ' Fighting ' yazan saç bantları takmışlardı .
(Luhan'ın saçı http://25.media.tumblr.com/tumblr_m4bva33Ogb1qa9kplo2_500.gif
Minseok'un saçı
https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/t1/p320x320/1535698_768103316552619_51082157_n.jpg) Ödev için güce ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlardı - Ödevi biricik analitik geometri hocaları vermişti . Dönem başında acayip kolay bir ödevle beleşten puan almalarını istemişti -

Tao'nun kapı ağzından çekilmesine fırsat vermeden onu odaya geri geri iteleyerek içeri girdiler . Minseok direk kendini Tao'nun yatağına bırakırken Luhan da sandalyeye oturdu . O meşhur sandalyeye .

Tao Bayan Dikdatörün ' Forma al artık ' diye sızlanması üzerine üşenmeyip forma almaya gitmişti . Forma mağazasının aynı sırasında bir mobilyacının vitririne bakakalmıştı . Üstü desenli tekerlekli sandalye Tao'ya çok şık görünürken içeri girip hemen almıştı bile . Aldığının gecesi mahvolmuş sayılırdı . Sandalyeyi eline geçiren koridorda drift atıyordu ( kjfdgkjfkg : D ) Hatta Minseok ve Jongdae müptelası olmuşlardı .

Luhan sandalyede bacaklarını kaldırarak dönerken Minseok onu yataktan izliyordu . Özenmişti .

'' Kalksana dostum , bir iki tur atayım ''

Minseok hızlıca yataktan kalkıp bambiyi sandalyeden itme girişiminde bulunmuştu .

'' Hayııııır , hem sen çok bindin . Şimdi sıra beniiiiim ''

'' Hadi ama Luu ''

'' Olmaaaz ''

Minseok ve Luhan sandalye için kapışırken Tao onları buzdolabına yaslanmış bir şekilde izliyordu . Hafifçe tebessüm ederken buzdolabının önünden çekildi ve didişen çocuklara yaklaştı

'' Tartışmayı kesin . Benim bir tur atmama ne dersiniz çocuklar ? ''

Tao konuştuğu anda kapışan bücürler durmuştu . Tao sandalyesiyle hiç tur atmamıştı bile . Luhan sandalyeden kalktı ve yerini esmer çocuğa verdi . Bu sırada da Minseok yataktan kalkıp odanın kapısını açtı . Uzun çocuğu arkasından ittiren kısa çocuklar hırlarken Tao çılgınca çığlık atıyordu .

- - - - - -

'' Bakın , bence ödevi bu siteden yapabiliriz . Hem de bu şekilde daha da güzel ol- Beni dinliyor musun Jongin !? ''

Kyungsoo ödev için Jongin ve Jongdae ile eşleştirilmişti . Bundan hiç memnun değildi .

Sebep 1 : Takım çalışmasındansa bireysel çalışmayı daha çok seviyordu .

Sebep 2 : Jongin ve Jongdae sohbet etmekten başka bir şey yapmıyordu .

Sebep 3 : Kim Jongin ve esmer teni konsantresini bozuyordu .

'' Beni dinlesenize artık ! Yeteeer ! ''

Tabiki de Kyungsoo'yu dinlememişlerdi . Demin kıkırdayan iki çocuk şimdi de koridorda yankılanan çığlık sesleri yüzünden kapıya fırlamışlardı . Kapıyı açtıkları gibi o tanıdık ses odalarını doldurdu . Tao , Minseok onu arkasından ittirirken
tekerlekli sandalyeyle koridorun diğer ucuna sürükleniyordu .

Jongin ve Jongdae heyecanla kapı ağzında bir oraya bir buraya uçan çocuğu izlediler . Ardından Tao uzun bacaklarıyla sandalyeyi durdurdu ve soluklandı . Kyungsoo bu sırada meraktan çatlarken yine de kendisini oturduğu yerden kalkmamak için zorluyordu . Diğer bir yandan Kim Jongin'in aklından güzel bir plan geçiyordu . Koca gözlü çocuğa hızla yaklaştı ve kolundan tutarak sandalyeden kaldırdı

'' N-ne yapıyorsun ! Jongin ! ''

Jongin güçsüz çocuğu çekelerken bir yandan da hala tekerlekli soluklanıp gülen çocuğa seslendi

'' Tao ! Kyungsoo da bir tur binsin mi ? ''

'' Tabiki . Hadi Kyungsoo , sen de den-''

'' Nee ! Saçmalama ! Şuanda ödev yapmamız gerekiyor gerizekalıl-''

Jongin kısa çocuğu çekmeye devam ederken konuştu

'' Yoksa korkuyor musun ? ''
Ardından da kahkahasını patlatmış ve '' Ben binerim o zaman '' diye sandalyeye oturmuştu . Kyungsoo ellerini beline koyarak ciyakladı

'' Ne , ben mi ? Korkmak mı ? Korkmuyorum Jongi-aaaa ''

Jongin sandalyedeyken hızla kucağına Soo'yu çekti ve Jongdae de konu Bay Soru Çözme Manyağını kızdırmak iken kendini soyutlayamadı ve hızla sandalyeyi ittirmeye başladı . Bir süre sonra durdu ve sandalye kendi kendine koridorda ilerledi . Kyungsoo korkudan Jongin'in kucağında büzüşmüştü ve ona sarılmıştı . Gıkını çıkaramıyordu .

Nihayet koridorun öbür ucuna vardıklarında Jongin ayaklarını duvara yasladı ve biraz geriye sendelerken durdu . Kyungsoo'nun kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu . Jongin büzüşen çocuğa yavaşça dokundu

'' Kyungsoo ... iyi misin ? ''

Kyungsoo kafasını sakladığı yerden çıkardı ve kırmızı gözleri Jongin'e resmen GERİZEKALI dedi . Ardından hızla Jongin'in kucağından kalktı ve titreyen bacaklarıyla kendini 5.katın merdivenlerine sürükledi . Arkasında '' Dur Kyungsooo '' diye bağıran Jongin'i duyuyordu . Ama yine de cevap vermiyordu ...

- - - - - -

'' Kahvelerimiz hazıır ''

Tao çılgın drift olayından sonra Minseok ve Luhan'a kahve yapmak istemişti . Yatağının altına koyduğu kahve makinesini ( adam zengin yaa : D ) çıkarıp fişe takmıştı . Buram buram yayılan kahve kokusu Luhan ve Minseok'u iyice meraklandırmıştı . Neyse ki kahve çabuk pişmişti ve Minseok hemen porselen fincana gömülmüştü . Ağzını hüüüüpleterek bir yudum aldı ve yorumda bulundu

'' Hüüüp ... Evet .. Imm ... Tadı gerçekten çok güzel .. ''

Luhan da bir yudum aldı ve Minseok'a katıldı

'' Gerçekten öyle . Bu kahvenin adı ne ? ''

Tao sinsice gülümserken cevapladı

'' Kopi Luwak ''
(Dünyanın en pahalı kahvesidir . Endonezya'daki adalarda yaşayan bir tür misk kedisi olan Paradoxurus'un yediği kahve çekirdeklerinin daha sonra dışkısından toplanmasıyla elde edilir)

Luhan bir yudum daha aldıktan sonra '' Vaay bee , adı da tadı gibi egzotikmiş . Bu kahveyi nerden aldın Tao ? Ben de almak istiyorum '' dedi .

'' Endonezyadan geldi . Hatta kedilerin poposundan geliyor ''

Minseok henüz aldığı yudumu esmer çocuğun bilgilendirmesi üzerine püskürttü

'' N-ne !? Bize kedi boku mu içiriyorsun yani ? ''

'' Tadı güzel değil mi ? ''

'' G-güzel ama yine de ... Popolarından geliyor dostum ''

Tao Minseok'un önündeki fincanı kendisine doğru çekmeye başladı

'' O zaman içme ''

Minseok patileriyle fincanını büyük ellerden kurtarmaya çalıştı

'' T-tamam içeceğim .. kahvemi ver ''

Tao sırıtarak kahve fincanını Minseok'a geri verdi .

- - - - - -

3 saat boyunca tepinmenin sadece yarım saatini ödev yaparak geçirmişlerdi . Üçlü Tao'nun ipadinde bir ödev taslığı yapmıştı ve Tao sonra ödevlerini bir kitap gibi yapması için Hangeng'e göndermişti . Ödev yarın ellerinde olacaktı .

Bir süre sonra sıkılan çocuklar yüzlerine maske yapmışlardı ve hepsi Tao'nun yatağında yan yana oturuyorlardı . Başları yataktan sarkarken ayaklarını duvara yaslamışlardı ( anladınız mı : D ldkglkfgf ) Luhan , Minseok onu güldürerek yüz maskesini bozmaya çalışırken esmer çocuğa sorular sormaya başladı

'' Tao , soyadın Huang olduğuna göre Çinlisin öyle değil mi ? ''

'' Evet , ama sadece 1 yaşıma kadar Çin'de yaşadım . Sonra Kore'ye yerleşmişiz . ''

'' Peki şuan nerede yaşıyorsun . Seul'de mi ? ''

Tao yaşadığı yer hakkında bilgi vermek istemese de yeni arkadaşlarına güveniyordu . Daha çok zaman geçmemesine rağmen

'' Hayır , Jeju adasında ''

Minseok maskesini bozarak ve geveleyerek konuştu

'' Vaay bee . Peki ya kardeşin var mı ? ''

'' Yok . Tekim . ''

Minseok devam etti

'' O zaman annen ve baban seninle çok ilgileniyor olmalı ''

Tao bu soruya düşünmeden ama biraz bekleyerek cevap verdi

'' Hayır , ailem ... Ailem benimle ilgilenmiyor .. ''

Minseok konu ailelere gelmişken kendi ailesi hakkında şikayet etmeye başladı

'' Aah bendekiler başımı yiyip duruyor ! Çok üstüme geliyorlar ! ''

Luhan da ona katıldı

'' Benimkiler de ! Bazen bunaldığımı hissediyorum ! ''

Tao güzel ailelere sahip iki kısa çocuğa gözleri hafiften dolarak baktı

'' Çok şanlısınız ''

Hamster sızlandı .

'' Hayır Tao , asıl şanslı olan sensin . Özgürsün dostum ! Aah bir de babam var .. Ona sinir oluyorum ''

Tao acıyla tebessüm etti . Özgür müydü ? Gözyaşlarını dökülürken kendini de dökmeye başladı

'' Benim babam ... ''

- - - - - -


'' Bak , dikkat et tamam mı ? Onu yorma . ''

Luhan ve Minseok Tao'nun yanından ayrılırken ışıkları söndürmüş ve kapıyı yavaşça kapamışlardı . Bu sırada ise Suhoların odasından çıkan Kris'i görmüşlerdi . Kırmızı yüzlü ve burunlu iki çocuk Kris'i meraklandırmıştı .

'' Neden ki ? Ne oldu ? ''

Luhan tam ağzını açıp bir şeyler söyleyecekti ki Minseok Luhan'ın karnına dirseğini yedirdi .

'' H-hiç .. Şey oldu ... Tao'nun karnı ağrıyor ''

Luhan işbirliği yaptı ve '' E-evet .. Karnı ağrıyor '' dedi .

Kris ikiliye zorla inandı ve garipçe baktıktan sonra karanlık odaya girdi . Işıkları açmadı . Tao'nun yatağına ilerledi ve yavaşça yatağa oturdu . Tao yataktaki ağrlıkla ıslak ve kırmızı gözlerini açtı

'' Tao , iyi misin ? Karnının ağrıdığını söylediler ''

Tao ıslak kirpiklerini kırpıştırdı ve burnunu çekti

'' E-evet .. İyiyim .. Y-yani olmaya çalışıyorum .. ''

Sesi uzun süre ağladığı için boğuk çıkmıştı .

'' Karnına masaj yapmamı ister misin ? ''

Tao masumca Kris'e baktıktan sonra yatakta ağır hareketlerle sağına doğru kayıp yatak örtüsünü kaldırdı ve Kris'e yer açtı . Henüz yan yana yatacak kadar samimi olmamalarına rağmen Kris esmer çocuğun yanına uzandı . Sağ eline dayanarak yan şekilde uzanırken sol eliyle hafif kaslı karna masaj yapıyordu . Daireler çizerken esmer çocuğun yavaşça gözlerini kapasını izledi ve nefes alışverişlerini dinledi .

'' Tao , gerçekten ne oldu ? ''

Uykuya yeni dalan esmerden bir cevap yoktu . Kris cevap olarak Tao'nun horultularını almıştı . Tao uyumasına rağmen karnına masaj yapmaya devam etti . Onunla birlikte uykuya dalmadan önce düşündüğü şey bu güçlü bedende ne kadar narin birinin olduğuydu ...

D.O.R.MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin