2 ■ Düğün

Start bij het begin
                                    

"Uçmak yok." dedi Goldie. Kendini uçan bir motosiklette pek güvende hissetmezdi.

"Her yer muggle kaynıyor." dedi Sirius hayal kırıklığı ile. "Yapamam zaten."

Ancak o kadar hızlı gidiyorlardı ki rüzgar kelimelerini yutuyordu. Goldie, kafasını Sirius'un sırtına yaslayıp rüzgarın delice saçlarını karıştırmasına izin verdi.

Bugün en mutlu günüydü. Fakat öte yandan düğüne saldırı olmasından çekiniyordu. Bill ve Fleur gibi sonu kötü biten bir düğün istemiyordu.

Zaten bu nedenle düğüne bir avuç insanı çağırmışlardı. Toplanılan her yer tehlikeydi.

Hızlı bir sürüş sonunda neredeyse yirmi dakika da Potter'ların evlerine gelmişlerdi. Bilindik sokak bahar havasıyla parıldıyordu.

Daha çoğu ev uyanmamıştı. Normaldi çünkü güneşin doğumundan daha iki saat geçmişti.

Fakat Potter'ların evinde hiç olmadığı kadar gürültü vardı. Birkaç ay önce soluk kırmızıdan daha parlak bir sarıya boyatılmıştı ev. Ön bahçede renk renk çiçekler rüzgarla dans ediyordu. Goldie motosikletten indiğinde saçlarının kabardığını gördü. Bir yandan saçlarını düzeltmeye çalışırken Sirius'un motoru bahçeye sokmasını izledi.

Goldie ve Sirius'un geldiğinde pencereden gören Lily koşa koşa kapıyı açmaya inmişti. Goldie, saçlarıyla oynamayı bıraktı ve Sirius ile Potter'ların kapısının önünde açılmasını beklediler.

"Hoş geldiniz!" dedi Lily kapıyı aralarken. Savaş ondan güzelliğini almamıştı hiçbir zaman. Hala ipek gibi kızıl saçları vardı. Parlaklığı sönmeyen yeşil gözleri, çoğu kişiye savaşın hala umutla sürdürüldüğünü haber veriyordu.

"Hoş bulduk!" dedi Sirius önden içeri girerek. Sanki kendi eviymiş gibi ceketini çıkardı ve dolaba astı. Bu sırada James de merdivenlerden inmişti.

"Geldi işte çifte kumrular!" dedi neşeyle. Sirius'a sırıtarak bakıyordu.

"Kapa çeneni." dedi Sirius yakalarını düzeltirken. Ama o da gülüyordu.

"Tam üç saatimiz var ve tonlarca iş var yapılacak." dedi Lily kontrolü ele alarak. "Kahvaltı yaptınız mı?"

"Hayır." dedi Goldie. "Bir şeyler atıştırsam yeter."

"Benim karnımda bağıran bir hipogrif var." dedi Sirius. "Eupha umarım bir şeyler yapmıştır."

Goldie onun kabalık ile rahatlık arasında ki konuşmasına kaşlarını çattı. Sirius onu görmeden oturma salonun giden kapıyı açtı ve içeri geldi.

Oturma odası derli toplu ve boştu.

"Herkes nerede?" dedi Sirius kaşlarını çatarak.

"Babam dışarıda." dedi James. "Mutfağa gelsenize."

Oturma odasının sağ tarafında ki mutfağa yönlendirdi onları. Mrs Potter mutfaktaydı.

"Hoş geldiniz!" dedi neşeyle. "Aç mısınız?"

"Evet!" dedi heyecanla Sirius.

Mrs Potter'ın hazırladığı kahvaltıyı yaptılar. O ara Peter, Remus, Exa da gelmişti. Goldie, Peter'ın henüz köstebekliğe başlamadığını düşünüyordu. Ancak yine de ona güvenmemeyi seçmişlerdi Dumbledore ile.

Çapulcular dışarıyı hazırlamaya çıkarken Goldie, Exa ve Lily ise yemeklerle ilgilenmişlerdi.

Exa, Hogwarts'tan mezun olduğundan beri babasının yanında çalışıyor denilebilirdi. Zamanla daha da tutarlı bir insana dönüşmeye başlamıştı. Bunun yanında ağzı hala çok laf yapıyordu. Bu da insanlar arasında ortaya çıkmasına ve hızla yükselmesine neden olmuştu.

Golden Black ➳ the MaraudersWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu