"Harry." diye sızlandım ve ne cevap verebileceğimi düşündüm.

Az önceki fevrî davranışımın kanıtı olarak kollarından ayrılmamdan sonra elini yavaşça uzatıp yanağıma değdirmek ile değdirmemek arasında kalmıştı. Soğuk teni sıcak yanağıma temas edince gözlerimi kapattım ve sadece onu hissettim.

"Bende isterdim. Seni mutluyken görmeyi çok isterdim." dedim gözlerimi aralayarak.

"Senin öfkeli yada acı çeken halini değil neşeli halini görmeyi çok isterdim."

Bakışları sertleşti. Yüzünden hangi duyguların geçtiğini kavrayamıyordum. Elini yanağıma doğru kaydırdı.

"Benden nefret mi ediyorsun?"

Sorusu beni şaşırtmıştı. En son benden sevgi dilendiğinde sarhoştu. Ancak şu anda gayet ayık. Başımı sağa sola sallayıp yutkundum.

"Senden nefret etmiyorum."

Kafası karışmış gibiydi.

"Yani beni seviyorsun?"

"Hayır Harry. Senden nefret etmiyorum da, hoşlanmıyorum da."

Sözlerimin onu incittiğini biliyordum. Ve onun incinmişken ne kadar asabi olduğunu az çok biliyordum.

"Yani bazen birine karşı hiçbir şey hissettmezsin. Sana karşı nefret yada sevgi hissetmem için seni daha iyi tanımam gerek, değil mi?"

Düşünceli bakışlarıyla başını yukarı aşağı salladı. Hafifçe gülümseyerek onu kızdırmadığım için Tanrı'ya şükrettim.

"Benden nefret ediyorsun."

Ah.

"Harry-"

"Çünkü canını yaktım. Benim yüzümden burada kapalı kaldın. Ve üniversitede hiç arkadaşın yok. Hepsi. Benim. Yüzümden."

Doğruydu. Söyleyecek, savunacak yada konuyu kapatacak hiçbir kelimem yoktu. Onun kalbinin yeterince kırık olduğunu biliyorum. Bana yaşattıkları yüzünden her ne kadar suçlu olsa da hala onun için üzülüyordum.

"Bay Styles?"

Harry'nin arkasındaki hizmetçi kız odağı üzerine toplayınca rahatlamıştım. Harry vücudunu ona çevirerek yeniden elini belime sardı.

"Evet?"

"Bay Christopher Styles ve Bayan Anne Styles bu akşam geleceklerini bildirdiler. Bir aile yemeği için."

Harry'nin kaşları çatıldı ve alnı sertçe kırıştı.

"Louis burada." diye hatırlattı.

Kız bir bilgisinin olmadığını belirtircesine omuzlarını kaldırıp indirdi.

****

Odanın kapısında durup beni son kez kontrol etti.

"Sakın odadan çıkma Louis."

Yeniden başımı sallayarak ellerimi birbirine doladım.

Küçük bir müzik çalarla içeri girdi ve yatakta yanıma oturdu. Elimi tutup diğerinden ayırarak müzik çaları avucumun içine bıraktı. Onun aile yemeğinde olmamı istemiyordu. Ailesinin neden burada yemek yediğini de anlayamıyordum. Babasıyla yaptığı gergin ve kısa süren telefon konuşmasından anladığım kadarıyla kalabık bir aile yemeği olacaktı. Ve Harry bunu biz buradayken yapmalarına fazlasıyla kızmıştı. Bana kalırsa babası oğlunu ve beni kontrol etmek istemişti.

"Ne olursa olsun odadan çıkma. Lütfen."

Bunun onun için neden bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum.

"Tamam Harry. Merak etme." dediğimde dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı.

Elini uzatıp başımın arkasını tuttuktan sonra yüzümü yaklaştırıp alnıma uzun ve anlamlı bir öpücük bıraktı.

"Müzik dinle Louis. Bu seni oyalar."

Ah demek o yüzden bana bunu verdi.

"Bay Styles, aileniz geldiler."

Kız sadece kapının girişinden konuşup telaşla uzaklaştı. Harry rahatsız bir iç çekişle ayağa kalktı ve yeniden bana döndü.

"Senin için yemek getirmelerini söyleyeceğim."

"Teşekkürler."

Odadan çıkarken arkasından kapıyı kapatmıştı. Vay canına. Cidden onları görmemi istemiyor gibiydi.

Kulağımdaki kulaklıklar beni başka bir dünyaya sürüklemişti. Asla arya müzikler dinlemezdim. Harry'nin tuhaf sanatsal zevki beni hiç şaşırtmamıştı. Kasvetli kişiliğine oldukça uygun bir tını.

Pencereden dışarıyı izlerken bahçede çok fazla Styles arabası gördüm. Birkaç aileyi birden barındırıyor olmalı. Onların aile dramlarıyla çok fazla meşgul olmak istemiyordum. Başımı kaldırıp gökyüzündeki yıldızları izlemeye başladım. Sanırım düşünmem gereken bir Tomlinson ailesi dramı vardı. Telefonum alındığı için onlarla irtibata geçemiyordum. Çıldırmış olmalılar.

Omzumda hissettiğim el bir anda irkilmeme sebep oldu. Sanki düşüncelerimden oluşan bir tepeden aşağı doğru atlamış gibiydim. Hızla arkamı dönerek kulaklıklarımı çıkardım.

"Demek o manyağın burada sakladığı değerli sensin."

Karşımda duran ve Harry'i oldukça andıran çocuğa şaşkınlıkla baktım.

"Sen kimsin?"

"Adım Ben. Ben Styles. Harry Styles ile aynı kaderi paylaşan kuzen."

cipa | larry ✓Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu